Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2349 E. 2023/4372 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'da belirtilen tanıma ve tenfiz şartlarının oluştuğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/67 E., 2023/54 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/483 E., 2022/634 K.

Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı vekilinin duruşma talebinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 06.08.2014 tarihinde evlendiklerini, müvekkili ile davalının Avusturya Cumhuriyeti Donaustadt Bölge Mahkemesi'nin 24.04.2019 tarih ve 17/C 14/18s-21 numaralı kararı ile boşandıklarını, kararın 17.05.2019 tarihinde kesinleştiğini, buna ilişkin karar aslı ve tercüme edilmiş şeklini dosyaya ibraz ettiklerini bildirerek Donaustadt Bölge Mahkemesi'nin 24.04.2019 tarih ve 17/C 14/18s-21 numaralı boşanma kararının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hile ile müvekkilini Türkiye'ye bıraktığını, müvekkilinin Türkiye'de iken davacının kadını kayıp gibi göstererek Avusturya mahkemelerinde dava açtığını, müvekkiline bilgi vermediğini, gelen tebliğleri ona bildirmediğini, davacının Avusturya Cumhuriyeti Donaustadt Bölge Mahkemesi ve makamlarını yanılttığını, menfaatleri için Avusturya Cumhuriyeti Donaustadt Bölge Mahkemesi'nde tek taraflı olarak ilerletilen boşanma davasının Türkiye şartlarında bağlayıcılığının olmadığını, hukuka aykırı bir boşanma olduğundan tenfizinin mümkün olmadığını, bu sebeple hile ve yanıltmayla sonuca bağlanmış olan bu boşanmayı asla kabul etmediklerini, haksız davanın reddi ile yararına 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 54 üncü maddesi gereğince o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenilen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uyun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin aynı maddenin bentlerinde yazılı hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk Mahkemesinde itiraz etmesi halinde tenfize karar verilmeyeceğinin hükme bağlandığı, yabancı unsurlu özel hukuka ilişkin davalarda mahkemenin tarafların vatandaşı veya yabancı olduğuna bakmadan usul kuralları bakımından kendi kanun hükümlerini uygulamak zorunda olduğu, dosya içerisinde yer alan yabancı mahkeme ilamının tercüme içeriğinde "...davacı ... tarafından ... Efendi Mah. 286 Sk No:18 İç Kapı No:2 Nor/... adresinde ikamet eden... Davalı ... aleyhine açılan boşanma davasının.. Sonunda gereği düşünüldü" ve "Davalı işbu davaya katılmamıştır. Kendisine Avusturya'daki bir vekilini belirtmesi görevi verilmiştir, duruşmalara çağırılmıştır, dava tebliğ olunmuştur" şeklindeki açıklamalardan davalının o yer kanunları uyarınca hükmü veren mahkemeye usulüne uygun olarak çağrıldığı ve kararın kesinleşme sürecinin gerekçe içerisinde tartışıldığı, dolayısıyla davalının savunma hakkının kısıtlandığından bahsedilemeyeceği gibi kararın kesinleştirilmesi ve tebligat işlemleri de yabancı mahkeme kanunlarına tabi olduğundan kararın usulsüz kesinleştirildiğinden de söz edilemeyeceği, kararın tanınması ve tenfizi için 5718 sayılı Kanun'un 50 ve devamı maddelerindeki koşulların oluştuğu, ayrıca her ne kadar davalı tarafça cevap dilekçesinde nafaka, maddî ve manevî tazminat talebinde bulunulmuş ise de; huzurdaki davanın tanıma ve tenfiz talebine ilişkin olduğu, maddî ve manevî tazminat talebinin işbu davanın fer'îsi mahiyetinde olmadığı ve davalı tarafça usulüne uygun olarak ikame edilmiş karşı dava bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile Avusturya Cumhuriyeti Donaustadt Bölge Mahkemesinin 24.04.2019 tarih ve 17/C 14/18s-21 dosya numaralı, 17.05.2019 kesinleşme tarihli ilamındaki tarafların boşanmalarına ilişkin kısmının tanınması ve tenfizine, karar kesinleştiğinde gereğinin ifası için karardan 2 suretinin Niğde Nüfus Müdürlüğüne gönderilmesine, davalı tarafça karşı dava açılmamış olduğu ve ileri sürülen nafaka ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin tanıma talepli davanın fer'îsi mahiyetinde bulunmadığı anlaşıldığından davalının nafaka, maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tahkikat aşamasına geçilmeden deliller değerlendirilmeden ön inceleme aşamasında karar verildiğini, mahkemece usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığı araştırılmadan yalnızca verilen kararda yer alan hususlardan yola çıkarak varsayımdan hareketle hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadığını, davalının talepleri yönünden reddi, 500.000,00 maddî, 500.000,00 manevî tazminata ve 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilerek talep tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve müvekkile ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yabancı mahkeme kararı aslı, onaylı tercümesi ve apostil şerhinin dosyaya sunulduğu, yabancı mahkeme kararının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği dolayısıyla tanıma ve tenfizin şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinin tekrarı ile kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ön inceleme aşamasında süre talep etmelerine rağmen süre verilmeden, deliller toplanmadan karar verildiğini, Türkiye'de açılan davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek kararı tüm yönlerden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi şartlarının oluşup oluşmadığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5718 sayılı Kanun'un 50 nci, 52 nci, 54 üncü ve 58 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.