Logo

2. Hukuk Dairesi2023/234 E. 2023/1357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası neticesinde kusursuz bulunan kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak hüküm verildiği ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluştuğu değerlendirilerek yerel mahkemenin yoksulluk nafakasına hükmettiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/603 Esas, 2010/20 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini, tarafların kararın kesinleştiği tarih olan 11.10.2012 tarihinden beri bir araya gelmediğini, ortak yaşamın tekrar kurulmadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının evin geçimini sağlamadığını, işinde sebat etmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin bu kusurlarının ... Aile Mahkemesi'nin 2012/532 Esas, 2014/135 Karar sayılı tedbir nafakası dosyasında sabit olduğunu ileri sürerek davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesini, mahkemece boşanmaya karar verilecekse kadın yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2017 tarihli ve 2016/227 Esas, 2017/417 Karar sayılı kararıyla; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/603 Esas, 2010/20 Karar sayılı kararı ile davacı erkeğin davasını ispat edemediği gerekçesiyle boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 11.10.2012 tarihinde kesinleştiği, tarafların bu tarihten itibaren bir araya gelmedikleri, davalı kadının boşanmaya neden olan olaylarda terk eylemi nedeniyle kusurlu olduğundan bahisle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı kadın lehine ... Aile Mahkemesi'nin 2012/532 Esas, 2014/135 Karar sayılı kararı ile hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamıyla, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 200,00 TL'ye çıkartılarak yoksulluk nafakası olarak ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili; aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden; davalı kadın ise kusur tespiti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2020 tarihli ve 2019/1677 Esas, 2020/279 Karar sayılı kararıyla; davacı kadın tarafından bağımsız tedbir nafakası talepli açılan ... Aile Mahkemesi'nin 2012/532 Esas, 2014/135 Karar sayılı kararı ile erkeğin, eşinin geçimi ile ilgilenmediği ve birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu kabul edilerek kadın yararına nafakaya hükmedildiği, erkeğin bu nafaka dosyasında kusurlu bulunduğu, eldeki davada davalı kadının bu savunmayı cevap dilekçesinde dile getirdiği, mahkemece kadının cevap dilekçesindeki savunmaları dikkate alınmadan ve tedbir nafakası dosyasındaki kusur durumu irdelenmeden kadının evi terk ettiğine ilişkin vakıanın hangi gerekçe ile kadına kusur olarak yüklendiğinin dosya kapsamından anlaşılamadığı, öte yandan tam kusurlu bulunan kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin de çelişki içerdiği, mahkemece hiç değerlendirmeye alınmayan tedbir nafakası dosyasında kadına babasından bir kısım taşınmaz mal intikal ettiği, bu taşınmazların değeri ile taşınmazların gelir getirip getirmediği hususlarının araştırılmadığı değerlendirilerek tarafların kusur durumlarının bir bütün olarak tartışılıp, kadına ait kapsamlı güncel sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmak suretiyle, kadının yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanamayacağı hususları değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere tarafların istinaf başvurularının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi Kararı'nın kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönlerinden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/184 Esas, 2021/63 Karar sayılı kararıyla, eldeki davada dinlenen tanık beyanları bir bütün olarak ele alındığında tarafların iddialarını ispata yarar görgüye dayalı bir beyan bulunmadığı, tarafların iddialarını ispat edemediği, ancak tarafların arasında daha önceden görülerek karara bağlanan ... Aile Mahkemesi'nin 2012/532 Esas, 2014/135 Karar sayılı nafaka dosyası da eldeki dava ile birlikte değerlendirildiğinde davacı erkeğin kusurlu olduğu, taraflar arasında daha önceden ret ile sonuçlanan boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl içinde birliktelik kurulmadığından bahisle davacı erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, davalı kadının üzerine birden fazla taşınmaz bulunduğu, kirazlık niteliğinde olan taşınmazdan kira geliri elde ettiği, yetim maaşı aldığı, davalının ekonomik durumunun geçimini sağlayacak düzeyde olduğu değerlendirilerek yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı kadının maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi'nin ilk kararında hüküm kurulduğundan bu hususlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen 14.01.2021 tarihli kararına karşı süresi içerisinde davalı kadın tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; yaşı itibariyle çalışamayacağını, sağlık problemleri olduğunu, sahip olduğu taşınmazların gelir elde edilecek verimlilikte olmadığını, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunu, lehine yoksulluk nafakası verilmesine ilişkin şartların oluştuğunu ileri sürerek yoksulluk nafakası yönünden mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi'nin 06.12.2021 tarihli ve 2021/853 Esas, 2021/1925 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece verilen ilk hükümdeki boşanma kararına karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurusu bulunmadığından boşanma hükmünün 12.09.2017 tarihinde kesinleştiği, boşanma hükmü kesinleştiği halde İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden boşanma hükmü kurulmasının hatalı olduğu, boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği ancak bu konunun istinaf konusu edilmediği, kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesine ilişkin koşulların oluşmadığından yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğundan bahisle davalı kadının vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili, yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 17.03.2022 tarih ve 2022/1101 Esas, 2022/2542 Karar sayılı ilamı ile davalı kadının çalışmadığı, babası dolayısıyla yetim maaşı aldığı, miras yoluyla hisseli taşınmaz kaydı bulunsa da bu taşınmazdan yıllık 3.000,00 TL gelirinin bulunduğu, 700,00 TL kira ödediği, kadının sosyal ve ekonomik durumuna göre yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı, bu durum karşısında kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda ki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceğinden bahisle tarafların kusur durumları, davalı kadının çalışmadığı ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadın yararına boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğunu, kadının boşanmayla yoksulluğa düşmeyeceğini, zaten bir süredir ayrı yaşadıklarını ve kadının bu dönem içerisinde kendi geçimini sağlayacak ekonomik gücünün olduğunu ileri sürerek kararın yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı erkek tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası neticesinde boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz bulunan kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Hamit'e yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.