"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2849 E., 2022/2491 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/216 E., 2022/221 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taraflarca açılan davaların reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine, kadının birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın asıl dava ve asıl davada cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2005 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkek ile aralarında geçimsizlik bulunduğunu, sürekli olarak tartıştıklarını ve anlaşmalı boşanma konusunda anlaştıklarını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına karar verilmesi talep ve dava edilmişse de yargılama sırasında tarafların anlaşmaları boşanma konusunda anlaşamamaları sebebiyle davaya 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükümleri uyarınca çekişmeli boşanma davası olarak devam edilmiş ve kadın tarafından tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, taraflar arasında son yaşanan olayda kadına fiziksel şiddet uyguladığını, bu konu ile ilgili ceza davasının halen derdest olduğunu, dava konusu olaya kadar tarafların maddî imkansızlıklar sebebiyle aynı konutta yaşadıklarını ancak bu olaydan sonra fiili ayrılığın başladığını, erkeğin aynı zamanda birlik görevlerini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sürekli olarak kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, kadının kişisel eşyalarını torbanın içerisine koyarak kadının iş yerine bıraktığını ve eşyalarına zarar verdiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl dönem başında ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı erkek cevap, karşı dava ve ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışların belirtilmediğini, kadının, ortak konutu terk ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, müsrif olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında halen görülmekte olan karşılıklı boşanma davasının olduğunu ve birleşen davanın derdestlik sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kadının, iftira attığını, birlik görevini ihmal ettiğini, müsrif olduğunu iddia ederek birleşen davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2017 tarih 2016/134 Esas ve 2017/623 Karar sayılı kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede, kadın tarafından asıl davanın anlaşmalı boşanma istemine dayalı olarak açıldığı, yargılama sırasında anlaşmalı boşanma konusunda anlaşılmadığı belirtilerek davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesinin talep edildiği, ancak kadın tarafından vakıalarını ispata yarar delil sunulmadığı, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında sunulmayan delillerin hükme esas alınamayacağı, bir an için kadın tarafından süresinde delile dayanıldığı kabul edilse dahi tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, erkeğin kusurlu davranışının ispatlanamadığı, fiili ayrılığın ise tek başına boşanma sebebi olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava yönünden yapılan incelemede ise dinlenen erkek tanıkları, taraflar arasındaki geçimsizliğe kadının kusurlu davranışından kaynaklandığına dair somut, kabule yeterli beyanda bulunmadığı, şiddetli geçimsizlik olgusunun ispatlanamadığı, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı gerekçesiyle karşı davanın da reddine karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri reddedilen davaları ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 07.02.2019 tarih 2018/738 Esas ve 2019/159 Karar sayılı kararı ile davacı-karşı davalı erkek tarafından karşı davada, dava harcının yatırılmadığı, karşı dava yönünden ön inceleme aşamasının usulüne uygun olarak tamamlanmadığı, İlk Derece Mahkemesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) amir hükümlerine riayet edilmeden tahkikat için gün belirlendiği ve yargılamanın bu hali ile sonlandırıldığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar gerekçesi kapsamında yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sıl dava yönünden yapılan incelemede, kadın tarafından asıl davanın anlaşmalı boşanma istemine dayalı olarak açıldığı, yargılama sırasında anlaşmalı boşanma konusunda anlaşılmadığı belirtilerek davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesinin talep edildiği, ancak kadın tarafından vakıalarını ispata yarar delil sunulmadığı, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında sunulmayan delillerin hükme esas alınamayacağı, bir an için kadın tarafından süresinde delile dayanıldığı kabul edilse dahi tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, erkeğin kusurlu davranışının ispatlanamadığı, fiili ayrılığın ise tek başına boşanma sebebi olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava yönünden yapılan incelemede, dinlenen erkek tanıkları, taraflar arasındaki geçimsizliğe kadının kusurlu davranışından kaynaklandığına dair somut, kabule yeterli ve bizzat görgüye dayalı beyanda bulunulmadığı, şiddetli geçimsizlik olgusunun ispatlanamadığı, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı gerekçesiyle karşı davanın da reddine, birleşen dava yönünden ise erkeğin, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği, kadının, iş yerine giderek kadını rahatsız ettiği tarafların yaşanan bu olaydan sonra bir araya gelmediği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği ve üstün yararı gereği velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, ekonomik koşullar dikkate alınarak ortak çocuk yararına dava tarihinden 26.12.2019 tarihine kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakası, 26.12.2019 tarihinden işbu karar kesinleşinceye kadar aylık 750,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra ise aylık 850,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının her yıl başında ÜFE oranında arttırıma tabii tutulmasına, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, boşanma sebebiyle zedelenen mevcut ve beklenen menfaat, evlilik süresi dikkate alınarak kadın yararına 12.000,00 TL maddî tazminat, 12.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından katılma yoluyla tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili ise karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve derdestlik itirazı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davaların esası ile ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içerisine toplandığı, kanun olayda uygulanmasında hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun, kusur belirlemesinin doğru olduğu, erkek vekilinin derdestlik iddiasının yerinde olmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, karar tarihindeki tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu, çocuğun velâyet konusundaki talebi ile günün ekonomik şartlarına göre İlk Derece Mahkemesince, kadın ve ortak çocuk yararına taktir edilen tazminat, nafaka miktarları ve velâyet kararının uygun ve yerinde olduğu, erkeğin ispatlanamayan karşı davasının reddinin de doğru olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kusur durumu, evlilikte geçen süre dikkate alındığında az olduğu, nafaka miktarlarının, ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olmadığı belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, kadının ise tam kusurlu olduğu, karşı davanın kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, birleşen davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği, velâyet düzenlemesinin hatalı yapıldığı, tam kusurlu olan kadın yararına tazminata hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu, erkeğin tazminatları ödeyecek maddî gücünün de olmadığı belirtilerek; karşı davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve velâyet yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın ispatlanıp ispatlanamadığı, birleşen davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının birleşen davası yönünden derdestliğin mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devam maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesindeki hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatıran Songül'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Suat'a yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.