"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3166 E., 2023/51 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/974 E., 2022/694 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin ailesi tarafından köle gibi muameleye maruz bırakıldığını, erkeğin ilgisiz olduğunu, evine bakmadığını, annesinin yanındayken eşini arayıp sormadığını, çocuklarını merak etmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, yeni taşındıkları evin eşyalarını yerleştirirken erkeğin telefonunda bir kadınla yaptığı mesajlaşmaları gördüğünü, bu mesajlarda erkeğin aşkım hadi başını ört, aşağı in bekliyorum, iyi geceler bitanem, günaydın aşkım, nasılsın hayatım gibi mesajlar gördüğünü, sorduğunda ilk önce ben değil arkadaşım attı dediğini, daha sonra da eşine sen annenin evindeyken yaptım sen yoktun o zaman sana kızmıştım dediğini, tarafların birbirleriyle yaşamaya devam ettiğini ancak her şeyin eskisinden daha kötü ve çirkin olmaya başladığını, erkeğin eşi ve kızlarıyla asla ilgilenmediğini, geceleri koltukta uyuduğunu, sabah oradan işe gittiğini, eve hiçbir erzak almadığını, para istediğinde, para isteme canımı al paramı alma dediğini, bir gün tarafların ortak tanıdığının erkeğin iş yerine gittiğinde, üst katta oturan kadının dükkana geldiğini, erkeğe dolma yaptım gel ye dedikten sonra dükkandan çıkarak apartmana girdiğini, erkeğin de kızarıp utandığını, tamam sen git gibi kafa sallayıp başka hiçbir şey söylemediğini, eşine kredi çektirterek araba aldıklarını, ilk başlarda taksitleri ödeyen erkeğin daha sonra ödemeyi bıraktığını, şu anda bu kredinin kadının maaşından kesilerek ödendiğini, evde her şeyi ben alıyorum, ben kazandım, ben yaptım gibi sözlerle misafirlerin yanında dahi kadını küçük düşürdüğünü, ortak çocuğun yemek parasını okula vereceğini söylemesi üzerine erkeğin arabada git al dediğini, ama arabayı aradıklarında parayı bulamadıklarını, olaydan bir kaç gün sonra erkeğin eve geldiğini paralarımı ver diye bağırdığını, kadın para görmediğini söylediğinde erkeğin eline bıçak alarak kendimi öldüreceğim, keseceğim diye bağırmaya başladığını, daha sonra dükkanda çalışan birisinin yenge yanlış anlamazsan sen ...'un parasını çalmışsın, ... sabah dükkanı açınca karım 50.000,00 TL çaldı kardeşine dükkanı açtı diye kendilerine söylediğini, daha sonra üst kattaki kadının geldiğini, ... nerede diye sorduğunu, bunların üzerine kadının artık erkeği eve almadığını, kızlarıyla birlikte kalmaya devam ettiğini, bu süreçte erkeğin hiç arayıp sormadığını, merak etmediğini, hiçbir ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ...için aylık 750,00 TL, ... için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının gece geç saatlerde başlayıp yine sabah erken saatlere dek çeşitli numaralarla telefon görüşmesi yaptığını ve sık sık mesajlaştığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin müşterek hanede bulunan ve erkeğe ait olduğu belirtilen bir miktar paranın kadın tarafından çalındığına yönelik kadına karşı söylemde bulunduğu, kadının ise güven sarsıcı davranışta bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, SGK kayıtlarına göre düzenli olarak çalıştığı ve gelire sahip olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, eşit kusurlu olduklarından tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun ispatlanmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğe yüklenmesi gereken başka kusurların da olduğunu, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, nafakaların miktarının yetersiz olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının davasının reddi gerektiğini, tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, birleşen davanın tüm talepler yönünden kabulü gerektiğini ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakalar, velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince taraflara verilen kusurların yerinde olduğu, kadına verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, erkeğin ise tanık ...'nın beyanı ile ihtiyaçları karşılamadığı ve yatak odasında uyumadığı, bu yönlerden de kusurlu bulunduğu gerekçesiyle kusura yönelik kadının istinaf talebinin kısmen kabulüne, geçekleşen kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu oldukları yönündeki kusur dağılımının isabetli olduğuna, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre kadının asgari ücretle çalıştığı, kira giderinin bulunduğu, erkeğin ise kasap olarak çalıştığı, kira gideri olmadığı, üzerine kayıtlı taşınmazı bulunduğu, ortak çocukların anne ile birlikte yaşadığı, yaşadıkları ortamın gelişimine uygun olduğu, aldırılan uzman raporunda çocukların velâyetinin annede bırakılmasının çocukların menfaatine olacağının tespit edildiğine, çocukların anne yanında kurulu düzeninin oluşması anne bakım gözetim ve şefkatına muhtaç olunan dönemde oldukları nazara alınarak çocukların velâyetinin annesine verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince ortak çocuklar ve kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, aynı Kanun'un 182 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince velâyet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkanları ölçüsünde ortak çocuğun giderlerine katılmakla yükümlü olduğu ancak tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocukların yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması, temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen iştirak nafakalarının yetersiz olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, tarafların gelirlerinin birbirine denk olmadığı, boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceğinin ekonomik sosyal durum raporuyla sabit olduğu, tarafların yapılan yargılama neticesinde eşit kusurlu bulunmasına, erkeğin gelirinin daha fazla olmasına göre kadın için yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin isabetsiz bulunduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derce Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk ...için aylık 750,00 TL, ... için ise aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kadının geliri olduğundan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakalar, velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, nafakalar, tazminatlar ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...