"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2341 E., 2022/2140 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davacı kadın vekilinin diğer, davalı erkek vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin devamlı gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, evlenmeden önce çok az bir kredi borcu olduğunu söylediğini, taraflar evlendikten sonra davalının yüklü miktarda borcunun öğrenildiğini, bu borçların davacının altınlarının bozdurulması suretiyle ödendiğini, ortak konuta ödeme emri tebligatı geldiğini, alkol bağımlısı olduğunu, evin ihtiyaçları ve diğer ödemelere davalının hiçbir katkısının olmadığını, evlilik birliğinde devamlı maddî sıkıntı meydana geldiğini, maddî ve manevî şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, küçümsediğini, davacıya ve ailesine ağır hakaretlerde bulunduğunu, birden fazla evden kovduğunu, son olarak davalının telefonunda bahis sitelerine girdiğini gördüğünü, telefonun internet geçmişine baktığında, davalının uzun süredir sayısız ve yüklü miktarlarda bahis oynadığını fark ettiğini, çıkan tartışmada şiddet uyguladığını, sinkaflı küfür ve hakaret ettiğini, son olayda davalının, davacıya “boş ol, boş ol, boş ol” diyerek evden kovduğunu, evi terk etmek zorunda kaldığını, her kavga çıkarışında davalının, davacıyı öldürmekle tehdit etmekten çekinmediğini, tarafların aynı evde iki yabancı gibi yaşadıklarını, davalının davacının evden çıkmasına çoğu zaman başkalarıyla görüşmesini engellediğini, belirterek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı yararına yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacının babasının evliliğe müdahalesine davacının sessiz kaldığını, davacı eşin babasının oldukça ağır tahrik edici söylemlerde bulunduğunu, eşini çok sevdiğini, davacı eş ile tekrar bir araya gelip yaşı henüz çok küçük olan ortak çocuklarını mutlu bir yuvada yetiştirmek istediğini belirterek davanın reddine, olmadığı takdirde ayrılığa karar verilmesini, boşanma halinde ise ortak çocuğun velâyetinin davalıya verilmesine, davalı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadını dinen boşadığı, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadını ve ailesini tehdit ettiği, birlik yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği, sık sık şans oyunları oynadığı, kadının ise babasının evlilik birliğine müdahale ettiği, babasının tarafların barışmaları için ev alınmasını şart koştuğu ve altınları uhdesinde tuttuğu belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, kadın yararına, 12.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlenmesini, tedbir, iştirak nafakası miktarlarını, tazminat miktarlarını, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddini yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmün tümü yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin cevap dilekçesinde, kadını sevdiğini ve boşanmak istmedeğini beyan ettiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve kadına kusur olarak yüklenilen vakıaların erkek açısından evlilik birliğini temelinden sarstığının kabulüne imkan bulunmadığı gerekçesi ile kadına kusur yüklenilemesinin hatalı olduğundan bahisle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu belirtilerek; çocuk yararına aylık 500,00 TL olarak belirlenmesine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilerek kadın vekilinin sair, erkek vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle,kusur belirlemesi, tazminat miktarları ile tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.