"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1205 E., 2022/2480 K.
KARAR : Kısmen esastan ret, kısmen usulden ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/235 E., 2021/104 K.
Taraflar arasındaki davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından açılan asıl ve davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından açılan karşı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına asıl davada erkeğin maddî tazminat ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davada talep edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince iştirak nafakası dışında kalan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, davalı karşı davacı kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava ve cevaba cevap-karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kendisine "seni istemiyorum, sen erkek misin" şeklinde ifadeler kullanarak aşağıladığını, evlilik birliğinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, çocuklara yeterince bakmadığını ve onlara fiziksel şiddet uyguladığını, evi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, başka bir erkekle sürekli telefonda görüştüğünü iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, 17.06.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak kendisine verilmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap/karşı dava ve ikinci cevap/karşı dava cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, kadının eviyle, eşiyle, çocuklarıyla ilgilendiğini, erkeğin çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, bağımsız konut sağlamadığını, hakaret ve aşağılamalarda bulunduğunu, harçlık vermediğini, en son yaşanan olayda kadına fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL manevî tazminat ve 20.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının çocukları evde bırakarak sık sık evi terk ederek birlik görevini ihmal ettiği, ortak çocuklarla yeterince ilgilenmediği, kadının erkeği 'seni sevmiyorum, sen erkek değilsin' şeklinde aşağıladığı, kadının gece geç saatlerde farklı numaralarla görüşmelerinin olduğu HTS kayıtlarından ve tanık anlatımlarından sabit olduğu, böylece güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu; erkeğin ise; ayrı ev açmayarak kadını ailesi ile birlikte oturmaya zorladığı, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı bu haliyle kadının erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, sosyal inceleme raporu da göz önüne alınarak ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir-iştirak nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesine, kadının ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş olmakla davalı- karşı davacı kadın tarafından istenilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat koşulları gerçekleşmediği anlaşılmakla yoksulluk nafakası ve tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine, davacı-karşı davalı erkek cevaba cevap dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talep etmiş ise de, dilekçenin süresinden sonra verildiği anlaşılmakla erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru yapılmadığı, bu nedenle karşı davanın reddedilmesi gerekirken kabul edildiği, neticede kusur durumu gözetilerek erkeğin tazminat taleplerine hükmedilmesi gerektiği yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; delillerin yanlış değerlendirildiği bu nedenle kusur tespitinin doğru yapılmadığı, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi ile velâyet düzenlemesi yönünden kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı-karşı davacı asil, 19.07.2021 tarihinde iştirak nafakasının iptal edilmesi talebi ile istinaf dilekçesi sunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; her iki davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğu, kadının maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinde, her ne kadar davacı-karşı davalı erkek cevaba cevap dilekçesinde; maddî-manevî tazminat talep etmiş ise de; dilekçesinin süresinden sonra verildiği, erkeğin usulüne uygun maddî-manevî tazminat talebi bulunmadığı anlaşılmakla; erkeğin maddî-manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı tarafların bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın, iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş ise de; kadının iştirak nafakasına yönelik 19.07.2022 tarihli dilekçesi ile yasal süre dolduktan sonra istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmakla, kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden hükmün bozulması talebiyle temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kusur tespitinin doğru olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerekip gerekmediği, maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.