"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1434 E., 2023/132 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/485 E., 2022/147 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, ailesine ve evine ilgisiz olduğunu, düzenli işi olmadığını, eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, eve gelmeyip kendi anne ve babasının yanında kaldığını, onlarla yemek yediğini, bu durumun kadının psikolojik olarak yıpranmasına neden olduğunu, erkeğin gittiği yerler hakkında eşine bilgi vermediğini, çocuklarla da ilgilenmediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, evlilik boyunca kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadını rencide edici davranışta bulunduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, eşinin eve dönmesini beklediğini, kadının eviyle eşiyle ilgilenmediğini, yemek yapmadığını, defalarca evi terk ettiğini, küfür ve hakaret ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına hakaret ettiği, son dönemde eve geç geldiği, akşam eşiyle birlikte yemek yemediği, ailesine gittiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir ve karar tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, ispatlanamadığından karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu asıl davanın tümüyle kabul edilip karşı davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe verilen kusurların yerinde olduğu, erkeğin 15.02.2021 tarihli celsede eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini söylemesi sebebiyle kadına kusur verilemeyeceği anlaşılmakla kusura yönelik erkeğin istinafının reddine, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin tam kusurlu olduğu yönündeki Mahkemenin kusur dağılımı isabetli bulunarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine yönelik erkeğin istinaf talebi reddine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, erkeğin asgari ücretle çalıştığı, kira giderinin bulunmadığı, kadının ev hanımı olduğu, kirada oturduğu, ortak çocuk ...'un 09.06.2020 tarihinden itibaren anne yanında yaşamaya başladığı, ortak çocuk İbrahim'in dava tarihinden itibaren anne yanında yaşadığı, ortak çocukların annesi ile birlikte yaşadığı, yaşadıkları ortamın gelişimlerine uygun olduğu, aldırılan uzman raporunda çocukların velâyetinin annede bırakılmasının çocukların menfaatine olacağının tespit edildiği, çocukların anne yanında kurulu düzeninin oluşması anne bakım gözetim ve şefkatına muhtaç olduğu dönemde olmaları nazara alınarak çocukların velâyetinin annesine verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle bu yöne ilişkin erkeğin istinaf talebinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakası takdirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, ancak fiilen anne yanında yaşadığı tarih değerlendirilerek ortak çocuk ... yönüyle tedbir nafakasının 09.06.2020 tarihinden itibaren başlatılması gerektiği anlaşıldığından erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceğinin ekonomik sosyal durum raporuyla sabit olmasına, kadının yapılan yargılama neticesinde kusursuz bulunmasına, hükmedilen nafakanın tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun bulunmasına göre yoksulluk nafakasına yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, aynı Kanun'un 182 nci maddesi gereğince ortak çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve miktarlarının yerinde olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf talebinin iştirak nafakası yönünden reddine, ancak İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının 3 üncü ve 5 inci bendinde tarafların ortak çocuklarının isimlerinin farklı yazıldığı görülmekle yanlışlığın yeniden kurulan hükümle düzeltilmesine, aynı Kanun'un 174 üncü maddesine göre kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının yerinde olduğu, tam kusurlu bulunan erkeğin tazminat taleplerinin reddinin gerektiği değerlendirilerek tazminata yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, ilgili hükümlerin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, tarafların ortak çocukları ... ... lehine 09.06.2020 tarihinden itibaren, İbrahim lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hükmedilen ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakasının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 04.03.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 350,00 TL ye çıkartılmasına, işbu nafakaların boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devamına, erkeğin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, velâyetin anneye verilmesine, hükmedilen nafakalar ve tazminatlara ilişkin yasal koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, hükmün dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 336 ncı maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı Maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...