Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2388 E. 2023/5923 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma davasında, tarafların kusur durumlarının belirlenmesi ve davanın kabulünün isabetli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadına yüklenen kusurların, tarafların barışmaları sonrasında mı yoksa öncesinde mi gerçekleştiği hususunda bir açıklık bulunmaması, davacı erkeğin de evlilik birliğine aykırı davranışlarının olması ve davacı erkeğin kadına karşı fiziksel şiddet uygulaması gibi hususlar değerlendirilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1662 E., 2023/313 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli (Konya) 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/266 E., 2022/130 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile davalı kadına vasi atanmasının gerekli olup olmadığı konusunda rapor alınması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır, davalı kadının az kusurlu olduğunun tespitine, gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların evliliklerinin başlarından itibaren aralarında geçimsizlikler, tartışmalar ve kavgaların sürdüğünü, tarafların sürekli tartışması ve kavga etmesi neticesinde 2002 tarihinde davalı kadının evi terk ettiğini ve bir hafta eve geri gelmediğini, pişman olduğunu söylerek özür dilediğini, müvekkilinin davalı kadını belki düzelir ümidiyle ortak çocuğunun hatırına affettiğini, ancak aralarında yine tartışma ve geçimsizlik meydana geldiğini, davalı kadının yine evi terkettiğini, 2012 yılında müvekkilinin yine davalı kadını ortak çocuk hatırına affettiğini, taraflar arasında açılan boşanma davasının reddine karar verildiğini, davalı kadının psikolojik sorunlarının bulunduğunu ancak ilaçlarını kullanmadığını, huzursuzluklar çıkardığını, kıskançlık yaptığını, 2005 yılından 2012 yılına kadar süren ayrılık sürecinde ortak çocuğun müvekkilinin yanında kaldığını, davalı kadının çocuğunu görmeye bile gelmediğini, davalı kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmediğini, ev temizliği yapmadığını, yemek yapmadığını, tarafların 03.05.2017 tarihinden beri ayrı yaşadıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde öne sürülen ve davalıyı suçlamaya yönelik iddiaların hiçbirinin yerinde olmadığını, taraflara ait bağımsız konut olmadığını, davacı erkeğin annesi ile birlikte yaşadıklarını, 2005 yılı Mart ayında aynı konutta birlikte oturan davacı erkeğin annesinin hiçbir neden yokken sinirlenip kızarak davalı kadına tokat attığını, davalı kadının bu duruma içerlediğini, davacının annesi ise bu olayı davacı oğluna farklı biçimde aktarması sonucunda davacı erkeğin kadını evden kovduğunu, davalı kadın tarafından nafaka davası açıldığını, açılan davaya sinirlenen davacı erkeğin davalı kadını oğlu aracılığıyla eve çağırdığını, şiddet uyguladığını, geçimsizliğe neden olan olaylarda, bağımsız konut temin etmeyen, eşine sürekli olarak fiziksel ve sözel şiddet uygulayan, sadakatsiz hayat sürdüren davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde davalı kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 08.09.2020 tarih ve 2018/726 Esas, 2020/421 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tüm yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 17.03.2021 tarih ve 2020/1291 Esas, 2021/438 Karar sayılı kararı ile ruhsal rahatsızlığı öne sürülen davalı kadına vasi tayin edilmesinin gerekip gerekmediği konusunda sağlık kurulu raporu alınması ve taraf teşkilinin sağlanması gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının kısıtlanmasını gerektirir bir hastalının bulunmadığı, taraflar arasında daha önce de boşanma davası görüldüğü ve reddedildiği, tarafların ayrı yaşarlar iken 2012 yılında yeniden bir araya geldikleri, barışma öncesi olayları affetmiş sayıldıkları, davacı kadının aşırı kıskançlığının olduğu, evi ile yeterince ilgilenmediği, hijyen kurallarına pek dikkat etmediği, zaman zaman davacı erkeğin akrabalarının gelip temizlik yaptıkları, evde eşya biriktirme huyu olduğu, tarafların 2017 yılından beridir de ayrı yaşadıkları, yeniden bir araya gelmelerinin de mümkün olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile feragatten önce yaşanan olayların kadın tarafından affedildiği, bu olaylardan ötürü erkeğe kusur yüklenemeyeceği, ancak devamlılık arz eden olayların af kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu cümleden olmak üzere erkeğin kadına yönelik birden fazla fiziksel şiddet uyguladığı, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu, kadının nafaka ve tazminat talepleri konusunda olumlu-olumsuz hüküm kurulmamış olmasının doğru olmadığı ancak bu yöne ilişkin açık istinaf talebi olmadığından hataya değinilmekle yetinildiği gerekçesi ile davalı kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının ise hafif kusurlu olduğunun tespitine, davalı kadının davanın kabulüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verildikten sonra yeni delil olmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği kaldırma kararından sonra davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin kusuru olmadığını, davanın reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık, davanın kabulünün isabetli olup olmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 166 ncı maddesi; 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen boşanma davasında kadına, "aşırı kıskançlığının olduğu, evi ile yeterince ilgilenmediği, hijyen kurallarına pek dikkat etmediği, zaman zaman davacı erkeğin akrabalarının gelip temizlik yaptıkları, evde eşya biriktirme huyu olduğu" belirtilerek kusur yüklenmişse de dosya kapsamında bulunan ve kadına kusur olarak yüklenen bu davranışların ne zaman gerçekleştiği konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Davacı erkek tanıklarının taraflar arasında geçen son olayda orada bulunmadıkları, bu nedenle kadına yüklenen kusurlu davranışların tarafların yeniden bir araya geldikleri dönemden önce mi yoksa sonra mı gerçekleştiğinin belli olmadığı dikkate alındığında kadına bu vakıaların kusur olarak yüklenilmesi doğru olmadığı gibi erkeğin geçmiş dönemlerde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmış olması karşısında davalı kadının davranışlarının kıskançlık olarak nitelendirilmiş olması da doğru değildir. O halde bağımsız konut temin etmeyen ve kadına süregelen şekilde fiziksel şiddet uygulayan davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olması nedeniyle davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...