"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1707 E., 2022/1966 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/66 E., 2019/865 K.
Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kayyım dava dilekçesinde özetle; 13.12.2003 doğumlu ...'ın, davalı ... ... ve ihbar olunan anne Ayşe'nin evlilik dışı birlikteliğinden doğduğunu, daha sonra davalı ...'un Ayşe'yi terk edip başkası ile evlendiğini, çocuk Dilan'ı kabul etmediğini, Mesut Ali ve Ayşe'nin 1999 ve 2004 yılları arasında beraber yaşadıklarını, davalının, evlilik vaadi ile Ayşe'yi oyaladığını, annenin hak düşürücü süreyi kaçırdığı için babalık davası açamadığını, çocuk için Ankara ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde temsil kayyımlığı davası açıldığını, aynı mahkemenin 2018/505 Esas 2018/1348 Karar sayılı ilamı ile çocuğu babalık davasında temsil etmek üzere kayyım olarak atandığını, annenin, davalı babadan çocuğa sahip çıkmasını istediğini, davalının kabul etmediğini iddia ederek babalığın hükmen tespitine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çocuğun annesi olan Ayşe ile müvekkilinin 1999 yılında bir süre arkadaşlık ettiklerini, aynı yıl askerlik için Konya'ya gittiğini, 2 yıl süren askerlik boyunca çocuğun annesi olan Ayşe ile görüşmediğini, 2001 yılında askerlik sonrası bir kaç sefer Ayşe ile görüşse de birlikteliğinin olmadığını, evlilik için vaatte bulunmadığını, askerlik sonrası başkası ile evleneceğini söyleyerek Ayşe'den ayrıldığını, Ayşe'nin çocuğun babasının müvekkili olduğunu, müvekkiline yakın zamanda söylediğini, çocuğun doğumundan 16 yıl sonra böyle bir iddiada bulunulmasının makul ve inandırıcı olmadığını, müvekkilinin adının nüfusa çocuğun babası olarak yazıldığını dava açılınca öğrendiğini, çocuğun kimliğinde müvekkilinin yazılı olmasının gerçekten babası olduğu anlamına gelmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anne Adli Tıp Kurumu raporuna göre; küçüğün %99.99 ihtimalle ...'ın biyolojik babası olabileceği tespit edildiği, ortak çocuk Dilan'ın velayetinin annesinde bulunduğunu, velayet hakkı kendisinde bulunmayan tarafın gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü bulunduğu, anne babanın sosyal ekonomik durumları ve çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda çocuk yararına uygun miktarda iştirak nafakası takdiri gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, babalığın tespitine, aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ve ihbar olunan Ayşe'nin bir süre arkadaşlık ettiğini, birlikte yaşama durumunun söz konusu olmadığını, davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, çocuğun doğumundan 16 yıl sonra böyle bir iddiada bulunulmasının makul ve inandırıcı olmadığını, iddia edildiği gibi olsa idi Ayşe'nin bu hususta önceden adli makamlara başvuru yapıp yasal haklarını arayacağını, hükmedilen 400,00 TL iştirak nafakasının kayyım tarafından tahsilinin mümkün olmadığını, zira Sulh Hukuk Mahkemesinin sadece dava ikame etmek üzere kayyıma yetki verildiğini İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı, çocuk yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarının hukuka uygun olup olmadığı, babalık davası açmak için atanan kayyımın babalık davasının fer'îsi niteliğinde olan nafaka talebinde bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci, 301 ..., 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının çocuğun ergin olduğu tarihte kendiliğinden sona ereceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.