Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2430 E. 2024/8317 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin cevap dilekçesi vermemesi ve ziynet eşyalarını aldığını ikrar eder nitelikte beyanlarda bulunması ancak iade ettiğini veya davacının rızasıyla harcandığını ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkemenin ziynet alacağına hükmeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1481 E., 2022/1951 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/736 E., 2021/809 K.

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekilleri Avukata ... ve Avukat ... ile karşı taraf davacı ... ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklanması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının tamamının davalı tarafından alındığını, davalının ziynet eşyalarını bozdurduğunu ve ailesinin inşaat işlerinde kullandığını, düğünden sonra davalının ailesinin bilezikleri hesaplayıp bozdurmaya gittiklerini, davaya konu ziynet eşyalarını iade etmediklerini iddia ederek ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde şimdilik 5.000,00 TL bedeline dava tarihinden itibaren yasal faizi ile hükmedilmesini talep ve dava etmiş, 13.04.2021 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah ederek ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 146.168,80 TL ziynet bedeline dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "...Davacının bildirdiği tanık beyanlarında davalı tarafından takıların zorla alındığına ya da ne amaçla alındığına dair bir somut bir beyan bulunmadığı, davacı tanıklarının takıların davalı tarafından alındığına dair kendi kanaatlerini ve davacıdan duyduklarını aktarmaları nedeni ile beyanlarına itibar edilmemiş, dosya kapsamında soyut tanık beyanlarına itibar edilmediği gibi davalı tarafından takıların zorla alındığında dair davacı taraf başka bir delil sunmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının görgüye dayalı olduğunu, davalının davaya konu ziynet eşyalarını vefat eden babasının inşaat firmasından kalan borçlar ve düğün borçları için kullandığını kabul ettiğini, davalının ikrarının olduğunu, ziynet eşyalarının davalıya ait olduğu yönünde yapılan bir anlaşmanın olmadığını, İlk Derece Mahkemesince ispat yükünün davalıda olduğunun göz ardı edildiğini ileri sürerek davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;"...davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı, İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği üzere davacının tanık beyanları duyuma dayalı ve kişisel kanaate ilişkin ifadelerden ibaret olmakla birlikte, davalı vekili tarafından tahkikat aşamasında sunulan 07.04.2021 tarihli dilekçe ile; tarafların düğünden önce takıların davalıya ait olacağı hususunda anlaştıklarını, yerel adetlere göre nişanda takılanların geline, düğünde takılanların ise damada ait olduğunu, aynı zamanda bu adetlere göre düğündeki takıların bağış iradesiyle verilmediğini, davacının düğünden sonra, kendi mülkiyetinde olmayan, davalının, bir süre kullanması için kendisine zilyetliğini bıraktığı bir kısım takıları davalıya teslim ettiğini, davacının düğünden sonra takılardan büyük bir kısmının kendi mülkiyetinde olmayacağını, sadece kullanma için üzerinde bulunacağını; takıları geri almamak üzere davalıya verdiğini, davalının vefat eden babasının inşaat firmasından kalan borçları ve düğün borçlarını takılarla ödenmesine rıza gösterdiğini, altınları davalıya bağışladığını tanıklar huzurunda beyan ettiğini, bir kısmını da vermediğini, düğün öncesi tarafların aynı evde yaşadıklarını, davacının, takıların borçlar için kullanılacağını bildiğini, bu hususu kabul ettiğini ve davalıyı bu konuda desteklediğini, dava konusu takılardan davalıya ait olan kısmın, takıldığı andan itibaren mülkiyetinin davalıda olması sebebiyle ve de davacıya ait olan kısmı var ise de davacının borçların ödenmesi için bağışladığını, mülkiyeti davalıya geçtiği için talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, nişanda takılan çok sayıda çeyrek altın ve bileziklerin yerel adet gereğince davacının ailesinde kaldığını, bu takıların müvekkiline teslim edilmediğini beyan etmiş, yine davalı vekili tarafından sunulan 26.05.2021 tarihli dilekçe ile; dava konusu ziynetlerden sadece davalı tarafından takılanların davacı kadına bağışlandığının kabul edilebileceğini, ancak bu takıların da tarafların düğün öncesi yaptıkları anlaşma gereğince davacı tarafından istenilmemek üzere davalıya verilmesinden dolayı mümkün olmadığını, tarafların davacıya ait olduğu varsayılan takıların borçlara harcanacağı hususunda anlaştıklarını, davacının düğün takıları ile borçların ödeneceğini kabullendiğini ifade etmiştir. Davacının dava dilekçesinde dayandığı vakıaların davalı vekilinin sunmuş olduğu dilekçelerde yer alan beyanlar ile uyumlu olduğu, her ne kadar davalı vekili dilekçelerinde yerel adet ve tarafların anlaşmaları konularında açıklamalarda bulunmuş ise de davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığından bu savunmaların dikkate alınamayacağı, bu haliyle dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığı ve davacıya iade edilmediğinin ispatlandığı, ispat yükünü üzerine alan davalının dava konusu ziynet eşyalarını iade ettiği, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kendisine verildiğini, davacının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup harcandığını ispatlayamadığı" gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile, 6 adet 22 ayar burma bilezik, her biri 20 gram ( 43.824,00 TL değerinde) 14 adet 22 ayar muhtelif desende bilezik, her biri 11 gram ( 56.240,80 TL değerinde) 8 adet 14 ayar muhtelif desende hediyelik bilezik, her biri 6 gram ( 10.860,00 TL değerinde) 20 adet çeyrek altının (adedi 644,10 TL'den toplam 12.882,00 TL değerinde) 1 adet 14 ayar 40 gram takı seti ( kolye, bileklik, yüzük ve küpeden oluşan, 9.050,00 TL değerinde) 1 adet 14 ayar 10 gram künye ( 2.262,50 TL değerinde),1 adet 14 ayar 3 gram yüzük ( 678,75 TL değerinde),1 adet 14 ayar 7 gram alyans ( 1.583,75 TL değerinde), 200 Euro ( tanesi 7.820 TL'den toplam 1.564,00 TL değerinde),10 adet çeyrek altının (adedi 644,10 TL'den toplam 6.441,00 TL değerinde), 100 Euro'nun ( tanesi 7.820 TL'den toplam 782,00 TL değerinde) davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse bedelleri toplamı olan 146.168,80 TL'nin 5.000,00 TL'sine dava tarihinden, 141.168,80 TL'sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 187 nci maddesinin ikinci fıkrası, 188 inci maddesi, 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.