Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2461 E. 2023/6184 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı ve taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu, ayrıca ceza davasındaki şikayetten feragatin af niteliğinde olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin boşanmaya karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1896 E., 2022/3082 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalvaç Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/119 E., 2021/177 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı erkek tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli alkol kullanarak sebepsiz yere kavga çıkardığını, davacıya fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, en son 0.12.2019 tarihinde davalı yine alkolün etkisi ile bu çocuk benden değil şeklinde ithamlarla bebeği camdan atmaya çalıştığını, kadını darp etttiğini ve bıçakla saldırarak evden dışarı attığını, davacının devriye gezen bekçilerden yardım isteyerek kurtulduğunu iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın, 20.01.2021 tarihli dilekçesinde ve 18.02.2021 tarihli celsede; kendi yararına istediği nafaka ile maddî ve manevî tazminat taleplerinden feragat etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, sebepsiz evi terk ettiğini, ailesinin etkisinde kaldığınıdavanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında dayanılan olay sonucunda Yalvaç Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/389 Esas sayılı dosyasında kovuşturması yapılan davada davacının yargılama sırasında ceza dosyasına sunmuş olduğu dilekçe ile davalı eşi hakkında şikayetinden feragat ettiği, davacı olduğu kişinin eşi olduğunu beyan ettiği, söz konusu fiziksel şiddet olayının affedildiği veya en azından hoş görülmüş sayılacağı, dolayısıyla affedilmiş veya hoş görülmüş olaylara boşanma sebebi olarak dayanılamayacağı; tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmayan, duyuma dayalı beyanlar olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ceza dosyasında şikayetten vazgeçmenin af anlamına gelmediğini, erkeğin kusurunun sabit olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin hatalı oluğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın yerleşik içtihatlarında belirttiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere, tarafların ceza soruşturma ve kovuşturması sırasındaki cezadan kurtarmaya yönelik beyanları af olarak kabul edilemeyeceği, davacı kadının, ceza kovuşturmasında eşinden şikayetçi olmadığını ifade etmesi, cezadan kurtarmaya yönelik olup, bu hal tek başına af niteliğinde kabul edilemeyeceği, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin feragat nedeniyle reddine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ceza dosyasında şikayetten vazgeçtiğini, sonrasında birlikte yaşam olduğunu, boşanmak istemediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, birlikte yaşama ve af iddiasının ispat edilip edilmediği, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...