"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1386 E., 2023/62 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/360 E., 2021/862 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, ziynet alacağı yönünden duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davalı- karşı davacı erkeğin temyizine konu kabul edilen ziynet alacağının, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla belirlenen kur üzerinden hesaplanan miktarı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı- karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadının kabul edilen boşanma davasına ilişkin hüküm davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı- karşı davacı erkeğin kadının kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Belli edilen günde taraflar adına gelen olmadı. Davacı vekili Avukat ... ...'nın mazeret bildirdiği yeni duruşma gününü Uyap sisteminden öğreneceğini belirtiği görüldü. Davalı vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi gönderdiği yokluğunda karar verilmesini talep etmiş olduğu görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan davacı ve davalı vekillerinin mazeretlerinin reddine ve evrak üzerinde inceleme yapılmasına 05.11.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilikte kadının hiç söz hakkı olmadığını, psikolojik, sözel, fiziksel, cinsel olarak şiddetin her türüne maruz kaldığını, ardı arkası kesilmeyen aşağılama, insan yerine konulmama, baskılama, kötü söz, hakaret, küfür gibi insanlık dışı muamelelere maruz kaldığını, erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, ihtiyaçlarını gidermediğini, para bırakmadığını, kadını ailesine göndermediğini, aşırı kıskanç olduğunu, kadının ailesine küfür ve hakaretler ettiğini, son olarak çalışmaya başlayan kadını sürekli telefonla arayarak rahatsız ettiğini, çalıştığı iş yerine gelerek iş yaptırmadığını, bir gün kolundan tutup zorla eve getirdiğini, küfür ve hakaretler ettiğini, kadını ve oğlunu evden kovduğunu, ziynetleri ödünç olarak alıp iade etmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen olmadığı takdirde bedellerinin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, huzursuzluk çıkardığını, sürekli olarak kadını aşağıladığını, sevgi ve saygıdan yoksun tutumlar sergilediğini, küçümsediğini, gece geç saatlere kadar internette vakit geçirdiğini, sabah geç uyanıp çeşitli bahanelerle gece geç saatlerde eve geldiğini, sürekli ayrılma isteğini dile getirdiğini, erkeği yok saydığını, kapı kilidini değiştirdiğini, 02.11.2018 tarihinde oğlu ile erkeği salona kilitlediğini, 03.11.2018 tarihinde kullanılamayacak iki üç parça eşya bırakıp evi terk ettiğini, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, İstanbul'a gezmeye gittiklerinde eve giren hırsızın tüm ziynetleri çaldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;
tarafların evlendikleri günden itibaren erkeğin ağzına geleni söyler ve baskıcı yapısından kaynaklı pek geçinemedikleri, kadının eşine karşı bir söz söylemeye çekinir olduğu, erkeğin kadını kontrolü altında tutmaya çalışarak kısıtladığı, kadının kimle görüşüp görüşmeyeceğine, akrabalarının özel günlerine katılıp katılmayacağına dahi karıştığı, evde kadının söz hakkı olmadığı gibi 25 yıldır aynı eşyaları kullandıkları, kadının aile toplantılarına kendisi olmadan katılmasına da izin vermediği, evlilik birliği boyunca yersiz kıskançlıklarla kadına psikolojik baskı uyguladığı, erkeğin ekonomik olarak geliri iyi olsa da kadına ve çocuğu ne kadar para verirse ancak o kadar harcama yapabildikleri, erkeğin eşinin ve çocuğunun şahsi ihtiyaçlarını karşılamak istemediği gibi istediği zaman evin sadece mutfak alışverişini yaptığı, kadına karşı uyguladığı baskıcı tavrını ve psikolojik şiddetini hep devam ettirdiği, kadının en azından şahsi giderlerini karşılamak için diğer ev hanımları gibi katalog üzerinden satış yapmak istediği, erkeğin bu duruma kızdığı ve ağzına geleni söylediği, kadını arkadaşlarının bulunduğu ev ortamından almaya gittiğinde, kadının ona doğru söyleyip söylemediğini kontrol etmek için ev sahibi ve arkadaşının balkona çıkmasını isteyerek kadını girdiği her ortam da rencide ettiği, boşanmaya karar verdikleri fakat erkeğin evdeki eşyaların paylaşımı konusunda anlaşmazlık çıkardığı, erkeğin kadını ve çocuğunu sinkaflı küfürler ederek evden kovduğu, kadının eşyalarını topladığını görünce de erkeğin eşyaların olduğu odanın kapısını kilitlediği, eşya götürmesine engel olmaya çalıştığı, kadına ve çocuğuna psikopatsınız diye hakaret ettiği, or...pu çocukları diyerek küfür ettiği, kadının nakliyeci çağırarak müşterek konuttan çocuğu ile birlikte eşyalarını da alarak ayrıldığı, tarafların bir daha bir araya gelmedikleri, erkeğin boşanmada ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğin ailesinden birileri gelmek için haber gönderdiğinde hep bir mazeret sunarak görüşmeyi ertelediği ve soğuk tavırlar sergilediği, ayrıca son yaşanan ayrılık olayında kadının nakliyeci çağırıp eşyalarını toplarken eşinin kardeşine '' Yahya gelince kan çıkacak '' şeklinde tehdit vari sözler sarf ettiği ve bu olay sonrası tarafların ayrıldıkları, kadının da boşanmada az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının 3 bileklik ve 7 bileziğinin ev alınırken harcandığı, kalan 2 bilezik ve 1 set takımının da hırsızlık olayında çalındığının anlaşıldığı, her ne şekilde bozdurulmuş olursa olsun, erkek tarafından kadına ait olan ve harcanan bu ziynetlerin karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunlu olduğundan, dosya kapsamında toplanan deliller ile erkek kendine bağışlandığını yada hibe edildiğini de ispat edemediğinden taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçesi ile talep edilen ve varlığı ispat edilen kadına düğünde takılan hırsızlık olayı kapsamı dışında kalan ziynetlerin dava açılış tarihindeki değerleri ile iade edilmesi gerektiği anlaşılmakla kadının ziynete yönelik talebinin kısmen kabulü ile 7 adet 10'ar gram 22 ayar bilezik bedeli 25.480,00 TL, 3 adet 7'şer gram 14 ayar bileklik bedeli taleple bağlı kalınarak 4.746,00 TL'nin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değilse toplam 30.226,00 TL'nin dava açılış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, ziynet alacağı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, ziynet alacağı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
1.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin kadının boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
3.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.