"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1144 E., 2022/1888 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/402 E., 2021/282 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, annesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiğini, müvekkilini ağır köy işlerinde çalıştırılıp , hizmetçi gibi gördüğünü, müvekkilinin hiç bir ihtiyacını karşılamadığını harçlık dahi vermediğini, müvekkilinin ailesiyle görüşmesini kısıtladığını, sürekli bağırıp hakaret ve küfürler ettiğini, evlilik süresince müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, en son müvekkiline çobanın yemeğini koymadığı gerekçesiyle küfredip bağırdığını, müvekkilinin yanına küçük kızını da alarak bakım evine gittiğini, o tarihten itibaren davalının arayıp sormadığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık. 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 60.000,00TLmaddî tazminata 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, evlilik birliğini sürdürme yönünde isteksiz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığını, yemek yapmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini, onların ihtiyaçlarını karşılamadığını, "ben sizin hizmetçiniz miyim ?" şeklinde sözler sarf ettiğini, eve misafir gelmesini istemediğini, gelen misafirlere kötü davrandığını, sürekli huzursuzluk çıkardığını, müvekkiline ve çocuklara bağırıp hakaret içerikli sözler sarf ettiğini, beddua ettiğini, evden ayrılmadan 7-8 ay öncesinde cinsel birlikteliği kestiğini, yatakları ayırdığını, en son sebep yokken iki çocuğu almadan evi terk ettiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, güven sarsıcı davranışlarının olduğunu iddia ederek asıl davanın reddine karşı davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadın eşi birden fazla kez darp ettiği, gözünün morardığı, yanağının morardığı, boynunda parmak izlerinin olduğu, başka bir olayda kafası gözü sarılı halde olduğunun tanıklarca görüldüğü, her ne kadar şiddet olaylarından sonra evlilik birliği devam etmişse de fiziksel şiddetin süreklilik arz ettiğinden af kapsamında değerlendirilemeyeceği, ailesiyle görüştürmediği, harçlık vermediği, kıyafet almadığı, "o..çocuğu, davar eşeği, şerefsiz, kapıdaki kancık" gibi sözler söyleyerek hakaret ettiği, tarafların erkeğin ailesinin de bulunduğu avlu içerisindeki konutta yaşadıkları, erkek eşin yeğeninin de bir müddet taraflarla aynı adreste yaşadığı, dolayısıyla erkeğin ayrı bağımsız bir konut sağlamadığı, kadının ise "traktörün altında kal, kanın aksın" şeklindeki sözlerle erkeğe beddua ettiği, ortak çocuklarla ilgilenmediği, kıyafetlerini zamanında yıkamadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin kadına oranla daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların çocukların velâyetini üstelenmelerine engel bir husus bulunmaması, ortak çocuk ...'ın davacı anne yanında kaldığı, diğer ortak çocuklar ... ve ...'ın davalı baba yanında kalmaları, çocuklardan ...'ın yaş ve gelişim özellikleri itibariyle anne ilgi, şefkat ve bakımına ihtiyacının olduğu, ... ... ve ...'ın ise idrak çağında olmaları ve konuya ilişkin fikirlerinin baba yanında kalma yönünde olduğu ve çocukların yüksek yararı da gözetilerek, çocukların mevcut düzenlerinin devamı ile çocuklardan ... ve ...'ın velâyet hakkının davalı babaya verilmesine, ...'ın velâyet hakkının ise davacı anneye verilmesine; velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... şah yararına aylık 300,00 TL tedbir , iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına boşanma sonucu davacı kadın eşin, mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedeleneceği ve olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, evli olarak geçirdikleri süre, kusur durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına mevcut ve beklenen menfaatlerine karşılık 20.000,00 TL maddî 15.000,00 TL manevî tazminata karar verildiği, davalı-davacı erkeğin yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı -davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi ve karşı davanın kabulü yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı -davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatların kabulü ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde, kadın yararına maddî ve manevî tazminat kabul şartları oluştuğundan tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarının isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2023 tarih 2021/1144 Esas 2022/1888 Karar sayılı Ek kararı ile; kadın vekilinin temyiz harçlarını süresi içerisinde yatırmadığı gerekçesiyle; kadının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı kadın tarafından temyiz başvurusunda bulunulmamıştır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliği içerisinde ağır kusurlu olan tarafın davacı kadın olduğunu, evlilik birliği içerisinde ağır kusurlu olan tarafın boşanma talebinin reddi gerektiğini, kadının müvekkiline atfettiği vakıların gerçek dışı olduğunu,eksik araştırma ve nitelendirme ve yaparak hatalı hüküm kurulduğunu, asli ve tek kusurlu olanın kadın eş olduğunu, kadının müvekkile nazaran daha az kusurlu olduğunun tespiti ile taleplerinin kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen kendi tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin kabulü, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.