"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2499 E., 2022/2203 K.
DAVA TARİHİ : 06.10.2017
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/108 E., 2021/1043 K.
Taraflar arasındaki evliliğin nispi butlan nedeniyle iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karan davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının Beytullah, Mustafa ve davalı tarafça cinsel saldırıya uğradığını, söz konusu şahısların 08.04.2016 tarihinde kaçırdıklarını, bunun üzerine davalıya birkaç gün geçirmek zorunda kaldığını, cinsel saldırıda bulunduğunu, baskı kurduğunu, 11.06.2016 tarihinde "Beytullah, Mustafa ve davalının" davacının babasına teslim ol diyerek silah çektiklerini, akabinde davacı ve ailesinin karakolda ifade vermek için gittiklerini, ifadeden sonra eve döndüklerinde şahısların kadın ve ailesine pusu kurduğunu, ailesinin kafasına çuval geçirip darp edip etkisiz hale getirdikten sonra davacıyı tekrar kaçırdıklarını, davacının kolluk kuvvetlerince aramalarından sonra 15 gün sonrasında bulunduğunu, davacının ikinci kez kaçırıldıktan sonra 23.06.2016 tarihinde ... Merkezde bulunan bir evde davalının tehditi ve cebir kullanmasıyla nikahları kıyıldığını, ölüm tehditleri yapıldığını, davacının korkutularak nikah yapmak zorunda kaldığını davalı tarafın davacı ve ailesine karşı korkutma amacıyla şiddet ve tehdit içeren davranışlarda bulunduğunu, davacının resmi nikaha kadar geçen sürede hiç bir kimseden yardım alamadığını, elinden telefonun alındığını, bir an bile yalnız bırakılmadığını, nikah işlemlerini davalının abisi Beytullah tarafından yerine getirildiğini, evlenme işlemlerinin baskı ve korkutma etkisi altında yapıldığını, zorla alıkonulup evlendirildiğini, hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığım belirterek evliliğin nisbi butlan sebebiyle iptaline olmadığı takdirde tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir - yoksulluk nafakasına. 50.000,00 TL maddî - 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların amca çocukları olduğunu, 2015 yılında aile büyüklerinin davacı kadın ve davalı erkeği davacının erkek kardeşi ile davalının kız kardeşini birbiriyle evlendirmeye karar verdiklerini, 2016 yılının başlarında kız isteme olayının olduğunu, bu sırada davalının büyük amcasının çocuklarının da davacıya talipli olduğunu, bu çocukların davanın anne ve dayısının aklını çeldiklerini, bunun üzerine davacının dayısı ve annesinin davacıyı davalıya vermeyeceklerini söylediklerini, 08.04.2016 tarihinde tarafların kendi rızalarıyla birlikte kaçtıklarını, birkaç gün sonra tarafların ailesinin bir araya gelerek tarafların gerekse kardeşlerinin nikahlarım hep birlikte kıyarak evlendirmeye karar verdiklerini, bu nedenle düğün hazırlığı yapılması amacıyla tarafların ortaya çıktıklarını, sonrasında davacının anne ve dayısından baskı gördüğünden nikah ve düğün işlemlerinin yapılmadığını, tarafların görüşmeye devam ettiklerini, davacının yeniden kaçma teklifinde bulunduğunu bunun üzerine tarafların 2016 Haziran ayı ortalarında ikinci defa kendi rızalarıyla kaçtıklarını, 23.06.2016 tarihinde nikah işlemi yapıldığını, nikah öncesi ve sonrasında tarafların 2 hafta kadar kiralık evde birlikte kaldıklarını, 2016 Temmuz başlarında tarafların ortaya çıktıklarını, davacının ailesinin davacıyı alarak götürdüğünü, iki defa kendi istekleriyle kaçtıklarını, karı koca olduklarını, nikah yaptıklarını bir müddet birlikte kaldıklarını, nisbi butlan talebinin hak düşürücü süre geçmesi nedeniyle ve esastan reddine boşanma ve tazminat talebinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karan ile HTS kayıtlarında taraflar arasında iletişim bulunmaması ve somut tanık beyanlarından tarafların daha öncesinde sevgililik durumlannın bulunmadığının anlaşıldığı, ceza dosyasından görüldüğü üzere 12.06.2016 tarihinde davacının, davalı tarafından, davacının ailesinin yanındayken onlara da cebir uygulanmak suretiyle kaçırıldığı, cinsel istismara maruz kaldığı ve ceza yargılaması kapsamında toplanan delillerden ve alınan beyanlardan atılı suçun gerçekleştiğinin sabit olduğu, suç tarihinin 12.06.2016 tarihi, evlenme tarihi ise 23.06.2016 tarihi olduğu, geçen bu süre içerisinde davacının kendisinin ve yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlikeyle korkutularak evlenmeye razı edildiğinin sabit görüldüğü, davalı yönünden herhangi bir tedbirin uygulanmaması, suç tarihinden önce de Nisan ayında davalının, davacıyı kaçırması karşısında nikahtan sonra da davacının üzerindeki korku ve tehdidin devam ettiğinin anlaşıldığı, davalının 21.09.2017 tarihinde sulh ceza mahkemesine sevk edilmesi ve hakkında adli kontrol kararının uygulanması ile davacının üzerindeki baskının ve korkunun kalktığının görüldüğü, davacının bunun üzerine 06.10.2017 tarihinde boşanma davasını açtığı, sulh ceza mahkemesine sevk tarihi gözetildiğinde nispi butlan sebebiyle iptal davasının süresinde açıldığı anlaşılmakla davanın kabulü ile taraflar arasındaki evliliğin nispi butlan sebebiyle iptaline, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000.00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın yararına 16.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına karar verilmiş, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, tarafların birbirini severek kendi rızalarıyla evlendiklerini, telefonların çekmediği için telefon irtibatının sayısının az olduğunu, tarafların babalarının kardeş olduğunu, evlerinin birbirine çok yakın olduğunu, bu nedenle her fırsatta birbiriyle görüştüklerini, ceza dosyasında dinlenen tanıkların bu durumu doğruladıklannı, ceza dosyasında kadının bakire olmadığı, vücudunda cebir izi bulunmadığı ve benzeri travmatik bulgular olmadığının tespit edildiğini. 28.06.2016 tarihli adli muayene tarihinden geriye doğru 5-8 gün içerisinde yani nikah tarihinden itibaren tarafların cinsel birliktelik yaşadıkları kabul edilse dahi cinsel ilişkinin zorla gerçekleşmemiş olduğunun ispatlanamadığını, kadının erkekten değil aslında kendi ailesinden baskı gördüğünü, beyanlarının çelişkili olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının yüksek olduğunu, yoksulluk nafakası takdir edilmesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin kısa sürdüğünü, dolayısıyla evliliğin nispi butlan sebebiyle iptaline karar verilmekle kadının yoksulluğa düşeceği varsayımının hatalı olduğunu, yasal olarak kadın lehine yoksulluk nafakası takdir edilmemesi gerektiğini, delillerin yanlış değerlendirildiğini, her ihtimalde 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini, evliliğin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini aynca boşanmayı gerektirir geçimsizlik de bulunmadığını, bu nedenle iddia edilen iddiaların doğru olmadığını, tarafların severek ve isteyerek kaçtığını, kendi istekleriyle nikah yaptıklarını, bir süre birlikte yaşadıklarını, hiçbir zorlamanın olmadığını, maddî ve manevî zararın tazminatı ve yoksulluk nafakasını gerektirecek nitelikte herhangi bir davranışın bulunmadığını, illiyet bağını kadının ispatlaması gerektiğini, verilen hükmün usul ve yasaya aykın olduğunu, Anayasa ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi hükümleriyle mevcut somut delil durumuna aykırı verilen kararın hatalı olduğunu belirterek davanın kabulü ve yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık evliliğin nispi butlan sebebi ile reddine ilişkin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 151 inci, 152 nci ve 158 inci maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.