"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/45 E., 2023/51 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/944 E., 2022/832 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından; kusur belirlemesi, kabul edilen karşı boşanma davası, hükmedilen maddî-manevî tazminat ve nafaka miktarları, çocuk ile baba arasında tesis edilen yatılı kişisel ilişki yönünden, davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından; kusur belirlemesi, kabul edilen asıl boşanma davası, hükmedilen maddî-manevî tazminat ve nafakaların esası ile miktarları ile reddedilen maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davalı- karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ilişkin davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından kesinleşmekle davalı-karşı davacı erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat hükmüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen maddî ve manevî tazminat dışındaki, davacı- karşı davalı kadın vekilinin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı- karşı davalı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; eşinin özgürlüğünü kısıtladığını, ilgisiz olduğunu ve erkekten şiddet gördüğünü, fiziksel, psikolojik ve ekonomik anlamda şiddet uyguladığını, eş olarak evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediğini, erkeğin baskısı ve hakaretlerine maruz kaldığını, kadının bakkala gitmesine ve balkona çıkmasına izin vermediğini, çalışmasına da müsaade etmediğini, bilgisi dahilinde olmadan şehir dışında çalışmaya başladığını, erkeğin eşi ile arasında geçen her problemi ailesine yansıttığını, erkeğin ailesinin kadına karşı tehditte bulunduklarını ve hakaretler ettiklerini, erkeğin annesi ile birlikte, daha önce hayatına giren kadınlardan övgüyle bahsettiğini, erkeğin kadını aşağıladığını, hamileliği sırasında kadına zorla ilaç içirmeye çalışarak eşinin düşük yapmasını istediğini, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, hem kadını hem de ailesini evden kovduğunu, erkeğin, kadının ailesine karşı tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, kadını sürekli görüntülü arayarak baskı altında tutmak istediğini, hamile olduğu dönemde kadını hastaneye götürmediğini, kadın hamile iken ölümle tehdit ederek fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin, eşinin kullandığı kredi kartını kapattırdığını, doğal gazı kapattırmakla ve kirayı ödememekle tehdit etmeye başladığını, kadını müşterek evden kovduğunu, kadının ailesinin yanına yerleştiğini, kadın evden ayrıldıktan sonra da ölümle tehdit mesajları yolladığını, doğumdan bir gün sonra hastaneye gelen erkeğin tartışma esnasında eşinin babasını darp ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin tarafına verilmesine, çocuk lehine aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 100.000,00TL maddî ve 100.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı cevap-karşı dava dilekçesinde; kadının annesi ile kız kardeşinin sürekli evliklerine müdahale ettiklerini, kadının bu duruma izin verdiğini, kadının ve ailesinin, erkeğin ailesini istemediğini, kadının evliliğin sırlarını ve özelini ailesine anlattığını, kadının "seninle mecbur kaldığım için evlendim, seninle evlendiğim için çok pişmanım, seni sevmiyorum, keşke senden hamile kalmasaydım" şeklinde beyanlarda bulunduğunu, erkeğin kız kardeşine ''o fırıldak bacın'' dediğini, erkeğe "senin ailen aile değil, sen de adam değilsin, çingeneler siz nasıl insanlarsınız keşke karşıma hiç çıkmasaydın" şeklinde hakaretlerde bulunduğunu, anahtarın birinin kadının kendi ailesinde bulunduğunu, istedikleri zaman eve girip çıktıklarını, kadının evi boşaltarak terk ettiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı dinlenen tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre; davalı- karşı davacı erkeğin; eşine ve eşinin babasına şiddet uyguladığı, eşinin okumasına ve çalışmasına izin vermediği, dışarı çıkmasına müsaade etmeyerek ve eşinin giyimine karışarak baskıcı davrandığı, eşine hakaret ettiği, eşinin ailesine kötü davrandığı ve müşterek konuttan kovduğu, eşini görüntülü arayarak kontrol ettiği, eşinin kullandığı kredi kartını kapattırdığı, eşinin sağlık sorunları ile ilgilenmediği ve hastaneye götürmediği, davalı- karşı davacının ailesinin davacı- karşı davalıyı dövmeye yeltendiği ve erkeğin eşine önceki kız arkadaşlarının ismi ile hitap ettiği, buna karşın davacı- karşı davalı kadının, eşine hakaret ettiği, evin anahtarını kendi ailesine verdiği ve eşinin ailesinin gelmesini istemediği anlaşıldığından, meydana gelen geçimsizlikte davalı- karşı davacı erkeğin ağır kusurlu, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, uzman raporu ve çocuğun yaşı dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin davacı- karşı davalı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında yatısız kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden aynı miktar yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl TUİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artışa tabi tutulmasına, kadın lehine şartları oluşmakla 35.000,00 TL maddî tazminat ve 33.000,00 TL manevî tazminata, davalı- karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet, baskı ve hakaretlere maruz kaldığını, hatalı kusur değerlendirilmesi yapıldığını, kadının eşine hakaret etmediğini, "evin anahtarını kendi ailesine verdiği" yönündeki kusur izafesinin de yerinde olmadığını, bu iddiaya dilekçede yer verilmediğini, hükmedilen nafaka, maddî ve manevî tazminat tutarlarının az olduğunu, maaş araştırmasına ilişkin yazı cevabı gelmeden ve Sosyal Güvenlik Kurumu dökümü dosya içerisine alınmadan karar verildiğini, sosyal ve ekonomik durumun yeterince araştırılmadığını, çocuğun yaşının küçüklüğü nazara alındığında hükmedilen kişisel ilişki tesisinin yerinde olmadığını belirterek kusur belirlenmesi, kabul edilen karşı boşanma davası, hükmedilen maddî-manevî tazminat ve nafaka miktarları, çocuk ile baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi yönünden yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kadının ailesinin evliliklerine sürekli müdahale ettiklerini, kadını yönlendirdiklerini, iddiaları kabul etmediklerini, kadının tam kusurlu olduğunu belirterek, kusur belirlenmesi, kabul edilen asıl boşanma davası, hükmedilen maddî-manevî tazminat ve nafakaların esası ile miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun'un) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf başvurusundaki aynı nedenlerle kusur belirlemesi, kabul edilen karşı boşanma davası, hükmedilen maddî-manevî tazminat ve nafaka miktarları, çocuk ile baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi yönünden yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği itirazları tekrar ederek, kusur belirlenmesi, kabul edilen asıl boşanma davası, hükmedilen maddî-manevî tazminat ve nafakaların esası ile miktarları ile reddedilen maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kabul edilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî- manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, baba ile çocuk arasında tesis edilen kişisel ilişki süresinin makul ve çocuğun yüksek menfaatine olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329 uncu maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle toplanan deliller, değişik iş dosyasındaki mesaj içeriği, dinlenen tanık beyanlarına göre davalı- karşı davacı erkeğin eşini tehdit ettiğinin, eşine ''aileni de al çık git'' diyerek evden kovduğunun, erkeğe bu vakıaların kusur olarak yüklenmesinin gerektiğinin, davacı- karşı davalı kadının da eşinin ailesine hakaret ettiğinin, kadına bu vakıanın kusur olarak yüklenmesinin gerektiğinin, yine Mahkemece erkeğe yüklenen ''davalının ailesinin davacıyı dövmeye yeltendiği'' vakıasının dinlenen tanık beyanlarından erkeğin o ortamda bulunmadığının, erkeğin eşinin ailesine karşı doğrudan bir eyleminin bulunmadığının, bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, Mahkemece kadına yüklenen eşine hakaret ettiği vakıasının ise ispatlanamadığının, bu hususta dinlenen tanık E. Ö.'nün beyanının duyuma dayalı olduğunun, bu nedenle hükme esas alınamayacağının ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, Mahkemece taraflara yüklenen diğer kusurların gerçekleştiğinin ve ancak tarafların belirlenen ve gerçekleşen tüm kusurları birlikte değerlendirildiğinde yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı- karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin reddedilen maddî ve manevî tazminat talebine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin ve davalı- karşı davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.