Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2586 E. 2023/6205 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, boşanmaya sebep olan olaylar, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki olaylar, deliller ve yasal düzenlemeler değerlendirilerek, yerel mahkemenin tarafların kusur oranlarına ilişkin değerlendirmesinde ve boşanma kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarının da hukuka uygun olduğu gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/183 E., 2023/184 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kozaklı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/84 E., 2022/108 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin davasının da kabulüne, tedbir nafakasına ve kadın lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde; davalının 04.07.2020 tarihinde ortak haneyi terk ettiği tarihe kadar ... park evlerinde ikamet ettiklerini, evliliklerinin başından itibaren tartışmalar ve huzursuzluklar olduğunu, zaman zaman davalının birkaç kez anne evine gittiğini ve müvekkilinden ayrılmak istediğini beyan ettiğini, ancak annesinin araya girerek zaman içinde düzeleceğini söylediğini ve engel olduğunu, 04.07.2020 günü müvekkili biçer döver sürücüsü olarak arazide çalışmakta iken davalının hastalandığını ileri sürerek müvekkilinin eve gelmesini istediğini, müvekkilinin de başka sürücü olmaması ve otomobil kullanamaması nedeni ile durumu babasına bildirdiğini, eşini hastaneye götürmesini istediğini, davalının kayınpederi ile ... acil servisine götürüldüğünü ve Nevşehir devlet hastanesine ambulans ile sevk edildiğini, davalının hastaneye alındığını ve bir bayan refakatçı istendiğini, kayınpederin eşinin o anda Düzce'de olması nedeniyle davalının ailesine haber verdiğini ve davalının annesi ve babasının hastaneye geldiğini, davalının ailesinin o gece kızlarının hastanede kalacağını öğrendiğini, kayınpedere bekleme demeleri üzerine Kozaklı'ya döndüğünü, ertesi gün yapılan tetkikler sonucunda hastanede kalmasına gerek olmadığının belirtilmesi üzere taburcu edildiğini, davalı hastaneden çıktığını bildirmek üzere müvekkilini ve kayınpederini aradığını ancak ulaşamayınca da (arazide çalıştıkları için ) Düzce’de olan kayınvalidesine ulaşarak durumu bildirdiğini, fakat kayınvalidenin de ailesine (Eşi ... ve Oğlu ...’a) telefonla ulaşamadığını, bunun üzerine kayınvalidesinin durumu davalıya ilettiğini, davalının da babası ile Kozaklı’da bulunan kayınpederi ...’in evine gelerek eşyalarını alıp baba evine gittiğini, giderken de kayınpederinin kardeş ve akrabalarına "kızıma bunlar bakamıyor, ben bakacağım" diyerek gittiklerini, davalı baba evine gittikten sonra müvekkili eşini arayıp ne zaman geleceğini sorduğunu, davalının ise "babam göndermiyor ben gelmeyeceğim" dediğini, sonraki aramalarda ise evliliğin yürümediğini boşanmak istediğini belirttiğini, bu olaydan birkaç gün sonra 17 Temmuz 2020 günü babasının erkeğin babasını arayıp "ben kızımı göndermiyorum, anlaşmalı olarak boşansınlar, eve gelip kızımın eşyalarını alacağız" dediğini, o gün gelerek önce ortak evinden sonra kayınpederin evinden eşyalarını araca yükleyerek Nişan yüzüğünü de bıraktıklarını, 04.07.2020 tarihinden beri ayrı yaşadıklarını, davalı evliliğine ailesinin müdahalesine ses çıkaramadığından müvekkilinin de bu şekilde bir evliliğin devam edemeyeceği kanatine varıldığını beyan ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, doğacak çocuğun velâyetinin(sağ olması halinde) davalı anneye verilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin ailesinin etkisinde kaldığını, babasının evliliğe müdahalelerine sessiz kaldığını, bağımsız evlerinin babasının isteği ile kapatıldığını, erkeğin ailesi ile yaşamak zorunda bırakıldığını, düğünde takılan altınların bile müvekkiline verilmeyip kayınbaba tarafından alındığını ve müvekkilinin haberi ve onayı olmadan kayınbaba tarafından bozdurulduğunu, en son olayda da hamile olduğu, rahatsızlandığı, erkeğin babasını gönderdiği ve kendisiyle ilgilenmediğini, hastaneden çıkınca aramadığını ve erkeğe ulaşamadığını, evi terk etmediğini, hem hamile hem de bakıma ihtiyacı olduğundan ailesinin evine gitmek zorunda kaldığını, erkeğin çocuğun doğumuna gelmediği gibi maddî destek de olmadığını ileri sürerek davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kanıtlanan maddî olgu ve olaylara göre; taraflar arasında, yaşanan olaylar nedeniyle evlilik birliğinin eşlerden devam ettirmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve eşler arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, birleşen dosya davacısı kadının tarafların ayrılmaya neden olan olayda evi terk etmesi nedeniyle az kusurlu olduğu, buna karşılık davalı erkeğin düşük tehlikesi olduğu dönemde, hastahanede ve sonraki süreçte eşini yalnız bırakıp onunla ilgilenmediği, ortak çocuğun doğumunda dahi yanında olmadığı, doğumdan sonra dahi çocuğunu görmeye gitmediği, bu nedenle davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu vicdani kanaatine varılmış, ayrıca evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum yönünden korunmaya değer bir yararın da tespit edilmediği gerekçesiyle asıl davanın reddi ile birleşen davanın boşanma yönünden kabulü ile tarafların tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir ve kesinleşmeden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, belirlenen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kadının haksız olarak 4 aylık hamile iken evi terk ettiğini, kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, reddedilen boşanma davası, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; her ne kadar reddedilen asıl dava yönünden vekâlet ücretine hükmedilmiş ise de, kabul edilmiş olan birleşen dosya yönünden müvekkil lehine vekâlet ücretine usul ve yasaya aykırı olarak hükmedilmediğini ileri sürerek kabul edilen birleşen davası yönünden lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve kusur derecesinde bir isabetsizlik görülmediği, fakat belirlenen kusur derecesine göre erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken kararı verilmesinin, kadın tarafından açılan boşanma davasının kabul edilmesine rağmen lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin ve ortak çocuğun doğum tarihi olan 12.02.2021 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, boşanma davasının açıldığı günden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun vekâlet ücreti, erkeğin istinaf başvurusunu kusur belirlemesi ve reddedilen davası ve tedbir nafakasının başlangıç tarihi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereği boşanmalarına, asıl davada erkek yararına yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine, ortak çocuk yararına doğum tarihinden itibaren takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadına lehine birleşen dava yönünden vekâlet ücretine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusunu tekrarla kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince tarafların kusur tespitinde yanılgıya düşülerek asıl davanın kabulüne karar verildiğini, eşine sahip çıkmayarak ve ilgilenmeyerek müvekkili baba evine gitmek zorunda bırakanın davacı olduğunu, yoksa müvekkilin ortak konutu terk etmediğini ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, nafakalar ve tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 336 ncı maddeleri, maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...

...