Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2587 E. 2023/6107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin kusurlu olup olmadığı, boşanmaya hükmedilip hükmedilmeyeceği, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği ve hükmedilecekse miktarlarının ne olacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/118 E., 2023/125 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bor 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/836 E., 2022/753 K.

Taraflar arasındaki davacı tarafından açılan asıl ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın asıl dava dilekçesinde özetle; erkeğin diş hekimi olduğunu, kadının da evliliği süresince eşinin iş yerinde asistanlığını yaptığını ve ona maddî manevî destek olduğunu, erkeğin kadına defalarca psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli aşağıladığını, agresif bir yapıya sahip olduğunu, evde ve iş yerinde eziyet mahiyetinde kurallar koyduğunu ve uygulanması yönünde kimi zamanda sebepsiz yere sinirlenerek huzursuzluklar çıkardığını, artık daha fazla dayanamayan kadının erkeğe ayrılmak istediğini belirttiğini ve evden ayrıldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, evliliğin başından itibaren kadına psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ve tehditlerde bulunarak baskı altına aldığını, defalarca evden kovduğunu, kadının evden ayrılarak ailesinin evine gittiğini, evden gittikten ve boşanma davasını açtıktan sonra erkeğin başka bir kadınla aynı evde yaşamaya başladığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu belirterek davanın, asıl dava ile birleştirilmesine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının evi terk ettiğinde arabayı ve yaklaşık 35.000,00 TL parayı da yanında götürdüğünü, kadın psikolojik şiddet iddiasında bulunsa da tarafların ortak konutta birlikte yaşadıklarını, iş bu davanın açılmasında bir kaç gün önce kadının kendi isteği ile ailesinin yanına gittiğini, boşanmaya neden olarak gösterilen olaylardan sonra evlilik birliğinin makul bir süre sürdürülmesinin af niteliğinde davranışlardan olduğunu, erkeğin ilk eşine ve çocuğuna nafaka ödediğini, kalan maaşının da kendi geçimine ancak yettiğini, nafaka verecek maddî gücünün zaten bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, evde ve iş yerinde kadına kötü davrandığı, aşağılayıcı sözler söylediği, kadına işçisi gibi davrandığı, ayrılmalarından sonra bir başka kadınla imam nikahı kıydığı ve birlikte yaşadığı, sadakatsiz olduğu, kadına yüklenecek bir kusurun bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve 5.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davalarının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evliliğinin sonlanmasına sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacının açmış olduğu boşanma davalarının kabulü kararında ve kusur tespiti ile tarafların kusur derecelerinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığına, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, ayrıca boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kusurunun bulunmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği saptandığından davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığına, ancak davacının asıl davada aylık 1.000,00 TL, birleşen davada aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası ile aynı miktarlarda yoksulluk nafakası talep ettiği, her ne kadar davacı vekili birleşen dava açılmadan önce ibraz ettiği 28.01.2022 tarihli dilekçesinde kadın lehine aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiş ise de dilekçenin ıslah dilekçesi mahiyetinde olmadığı, davacının bu yönde usulüne uygun bir ıslahının bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine ilk açılan davanın dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar devam etmek üzere aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, böylelikle ilk açılan dava yönünden dava tarihinden birleşen davanın dava tarihine kadar olan dönem için talepten fazlaya hükmedildiği, bunun yanında davacı lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilerek talepten fazlaya hükmedildiği, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, günün ekonomik koşulları gözetilerek davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarına dair tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüne, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacının lehine hükmedilecek maddî ve manevî tazminata ilişkin faiz talebi bulunduğu halde bu yönde değerlendirme yapılmamış olmasının hatalı olduğuna, ilgili hükümlerin kaldırılmasına, bu hususlarda yeniden hüküm kurulmak suretiyle İlk Derece Mahkemesince tedbir nafakasına ilişkin 31.01.2022 tarihli ara karar ile tahsilde mükerrer olmaması kaydı ile davacı kadın lehine dava tarihi 31.12.2020 tarihinden birleşen dava tarihi 01.02.2022 tarihine kadar devam etmek üzere aylık 1.000,00 TL, 01.02.2022 tarihinden karar kesinleşinceye kadar devam etmek üzere aylık 4.000,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; boşanma davalarının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulüne ve kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlara hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...