"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/162 E., 2023/101 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/81 E., 2022/259 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin bağımsız konut açmadığını, alkol alıp eve geç geldiğini, geldiğinde de alkolün etkisi ile kendisini kaybettiğini, eşine ve dini inançlarına küfürler ettiğini, fiziki şiddet uyguladığını, baskı altında tuttuğunu, eşyaları kırıp döktüğünü, tehdit ettiğini, en son çocuğu ile birlikte annesinin evine bıraktığını, on yıldır ayrı yaşadıklarını ve arayıp sormadığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkeğin davasını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, karşı davanın reddine, davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz senedinde yazılı olan ve iade edilmeyen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 5.000,00 TL bedelinin tahsiline karar verilmenini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile ziynet alacağı bedelini 98.220 TL'ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının 2011 yılında ziyaret için ailesine gittiğini ve geri dönmediği gibi dönmeyeceğini söylediğini, her türlü barışma girişimine olumsuz cevap verdiğini ve eve dönmeyi reddettiğini, kadının ziynet eşyalarını giderken yanında götürdüğünü, kadına 05.01.2021 tarihinde terk ihtarı gönderildiğini ve 13.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak kadının eve dönmediğini beyanla terk nedeni ile açtıkları davanın kabulüne, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların erkeğin ailesi ile birlikte aynı binada yaşadıkları, erkeğin, eşini ve çocuğunu eşinin ailesine götürüp bıraktığı, tarafların yaklaşık 10 yıldır ayrı yaşadığı, erkeğin bir defa kızını görmek için geldiği, tarafların erkeğin ailesi ile aynı binada oturmaları nedeni ile ortak konutun manevî bağımsızlığının bulunmadığı, arayıp sormadığı, barışmak için kendisi tarafından girişimde bulunulmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının sadece “Terk edilen eş” tarafından açılabileceği, ancak erkeğin, kadını bizzat kendisinin baba evine bırakıp bir daha arayıp sormadığı, terk nedeni ile dava açma hakkının bulunmadığı, kadının davet edildiği konutun manevî bağımsızlığının bulunmaması nedeni ile de kadının ihtara uymamakta haklı olduğu, tanık beyanlarına göre erkek tarafından kadının baba evine bırakıldığında kadının üzerinde ziynet eşyalarının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile kadının boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 600,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 82.600,00 TL değerinde 22 ayar 8 adet toplamda 200 gr ... burma bilezik, 3.250,00 TL değerinde 14 ayar 2 adet kolye-işçilik dahil, 4.875,00 TL değerinde 14 ayar 5 adet kolye, 1.300,00 TL değerinde 14 ayar 1 çift küpe, 6.195,00 TL değerinde 22 ayar 1 adet bileziğin erkek tarafından kadına aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde toplam 98.220,00 TL'nin dava tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin davası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, tarafların ortak yaşamı hakkında kadının yakınları ve komşuları olan tanıklarının bilgileri olmadığını, kadının ziyaret amaçlı ailesinin yanına götürüldüğünü ve geri gelmediğini, yapılan girişimlere olumsuz cevap verdiğini, eve dön ihtarına rağmen eve dönmediğini ve dava açtığını, kadının evi terk ettiğinin sabit olduğunu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu, ziynet davasının ispatlanamadığını, tanıklarının beyanlarına itibar edilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, miktarları, erkeğin reddedilen karşı davası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, erkeğin tam kusurlu olduğu, erkek tarafından, kadının tam anlamıyla bağımsız olmayan konuta çağrıldığından terk nedeniyle kanuni şartların oluşmadığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, yine terke dayalı erkeğin boşanma davasının şartlarının oluşmaması nedeniyle reddine,sosyal inceleme raporu gözetilerek velâyet hakkının anneye verilmesinde,boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemler kendiliğinden alınması gerektiğinden boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadın ve ortak çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen tedbir nafakalarının miktarlarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, ziynet alacağı yönünden kadının çeyiz senedine dayalı olarak istediği ziynetlerin evlilik sırasında erkeğe teslim edildiği ve erkeğin bu ziynetleri kadına iade ettiğini ispat edemediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, tarafların ortak yaşamı hakkında kadının yakınları ve komşuları olan tanıklarının bilgileri olmadığını, kadının ziyaret amaçlı ailesinin yanına götürüldüğünü ve geri gelmediğini, yapılan girişimlere olumsuz cevap verdiğini, eve dön ihtarına rağmen eve dönmediğini ve dava açtığını, kadının evi terk ettiğinin sabit olduğunu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu, ziynet davasının ispatlanamadığını, tanıklarının beyanlarına itibar edilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, miktarları, erkeğin reddedilen karşı davası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin terk sebebi ile boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kadının ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 164 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.