Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2595 E. 2023/6373 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, yoksulluk nafakası, tazminat miktarları ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek davalı-karşı davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmediği kusur, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı yönlerinden temyiz isteminin reddine, diğer konulardaki temyiz itirazlarının ise esaslı bulunmaması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/220 E., 2023/187 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/786 E., 2022/935 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, ziynet alacağı davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun tazminatların, ortak çocuk için hükmedilen nafakaların ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarı ile ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-karşı davacı erkeğin, İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusura, yoksulluk nafakası takdirine ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne dair karara karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-karşı davacı erkeğin bu yönlerden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen yönler dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dilendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2014 yılında boşandıklarını, kararın 28.11.2014 tarihinde kesinleştiğini, daha sonra tarafların yeniden bir araya geldiklerini, ikinci kez evlendikten sonra davalı-karşı davacının uyuşturucu kullanmaya başladığını, müvekkilinin, ortak evde yüksek bir miktarda esrar maddesi bulduğunu, bunların polislere teslim edildiğini, Cumhuriyet savcılığında davalı-karşı davacıya ait dosyaların bulunduğunu, tehdit fiziksel ve ekonomik şiddette bulunduğunu, davalı-karşı davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, son yaşanan intihar olayından sonra davalı-karşı davacının müvekkilini evden kovduğunu ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacının evlilik birliği içerisinde müvekkiline ait ziynet eşyalarını bozdurarak harcadığını, ziynet eşyalarının müvekkiline aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde iade/ödeme tarihindeki değeriyle şimdilik 500,00 TL olmak üzere bedelin yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde; davacı-karşı davalının iddialarının asılsız olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadının internet bağımlısı olduğunu ne çocukları ile ne de eşi ile ilgilenmediğini, müvekkilinin sonradan öğrendiği kadının sosyal medya hesaplarının bulunduğunu, müvekkilinin, eşinin kullandığı mail adreslerini arama motoru Google a yazdığında “striptiz kulübü sitesi, swinger siteleri, görüntülü sanal sex siteleri”ne üyeliklerini gördüğünü, bunu kadına sorduğunda ise cevap alamadığını, müvekkilinin dünya başına yıkıldığını, kadının ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına fiziksel şiddet uygulayarak, "atma atarsan öldürürüm" şeklinde konuşarak, uyuşturucu madde kullanarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, kadın da, eşine karşı güven sarsıcı hareketlerde bulunarak, kavga çıkartarak, sürekli telefonla vakit geçirerek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, tarafların ortak çocuklardan ... ve ...'in velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ...'in velâyetinin anneye verilmesine, velâyet hakkı anneye verilen ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... için aylık 400,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 350,00 TL arttırılmasına, ortak çocuk ... için aylık 750,00 TL tedbir ve 800,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 450,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, her biri 22 ayar, 20 şer gram olan 4 adet incili model bileziğin, 14 ayar 37,50 gram olan bir adet setin, 22 ayar, 30 gram olan bir adet saat arkası bileziğin, 14 ayar, 11,50 gram olan 5 adet çeyrek altınlı bileziğin, 14 ayar, 10 gram olan çerçeveli yarımlık altınlı bir adet kolyenin, erkekten alınarak kadına aynen iadesine, mümkün olmaması halinde 88.502,00 TL'nin 500,00 TL 'sinin dava tarihinden itibaren, 88.002,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 25.04.2022 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat miktarları, yoksulluk nafakası miktarı, ziynetlerin reddedilen kısmı, kabul edilen erkeğin davası, ortak çocuk ... için hükmedilen nafaka miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına yüklenen tartışma çıkardığı vakıasına dayanılmadığı gibi sübut da bulmadığı, bu kusur kadından çıkartılarak erkeğin; eşine şiddet uyguladığı, eşini tehdit ettiği, uyuşturucu kullandığı, bu davranışları ile ağır kusurlu olduğu, kadının ise telefonda çok zaman geçirerek güven sarsıcı davranışlar sergilediği, bu davranışları ile az kusurlu olduğu, yaşanan olaylar nedeniyle evlilik birliğinin eşler arasında artık devamına imkan kalmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından taraf delillerinin toplandığı, usul hükümlerinin uygulanmasında bir hata edilmediği ancak kusurlu vakıa belirlenmesi, ortak çocuk ... için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarında hata yapıldığı, İlk Derece Mahkemesince kadının ziynetlerin iddia ettiği ağırlıkta olduğunu ispat edememesi nedeniyle ortalama değerini esas alarak hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında bu yönden isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusurlu vakıa tespitine, lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları ile ortak çocuk ... lehine hükmedilen nafaka miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ... için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 70.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; her ne kadar İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi müvekkilin ağır kusurlu olduğu yönünde bir değerlendirmenin yapmış olsa da bu değerlendirme hukuka aykırı olduğunu, yeniden kusur yönünden bir değerlendirme yapılacak olursa müvekkil evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olmayıp kadının ise ağır kusurlu olduğunu, kadının iddialarını ispatlayamadığını, tazminat miktarlarının ve nafaka miktarlarının müvekkili zor duruma sokacağını, ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakası alamayacağını, ziynet eşyası alacağı yönünden yapılan değerlendirmenin hukuka ve yargı kararlarına aykırı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının miktarı ile ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince kadından kusur çıkarılmasının doğru olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen yoksuluk nafakası ile tazminatların miktarı ile ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddes, 182 nci, 327, 328 ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesince kendisine yüklenen kusurlara, İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen ve Bölge Adliye Mahkemesince de gerçekleştiği kabul edilen kadının "Tartışma çıkardığı" kusuru hariç kusurlarına, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirine ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı erkeğin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...