"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/144 E., 2023/207 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/62 E., 2022/867 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, soğuk davrandığını ''seni sevmiyorum, zorla evlendirdiler beni zaten'' şeklinde söylemlerde bulunduğunu, en basit olaylardan tartışma çıkardığını, müvekkilini küçümsediğini, başkalarının yanında dahi müvekkiline rencide edici davranışlarda bulunduğunu, müvekkil ile yaşadığı her olayı annesiyle paylaşarak evlilik birliğinde özel hayatın gizliliğini de ihlal ettiğini, davalı-davacı eşin annesinin, müvekkiline karşı küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, tarafların evlilik birliğine sürekli olarak müdahalede bulunduğunu, annesine yakın bir yere taşınmak için sürekli tartışma çıkardığını, evden giderken ziynet eşyalarını da müvekkilin haberi olmadan götürdüğünü, evliliğin başından beri müvekkili ve kök ailesini istemeyen, ortak konutu benimsemeyen, müvekkil ile arasındaki sorunları kendi kök ailesine anlatan, müvekkilin onurunu ... söylemlerde bulunan, müvekkilin annesine ait yüzüğü ondan habersiz alan kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam ve asli kusurlu olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkile verilmesine, müvekkil lehine 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata, yargılama gideri vekâlet ücretinin davalı-davacı kadına yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; ... erkek eşin müvekkiline sürekli "geri zekalı, ağzına s.ç...m" "sen benim s.kim olamazsın, ağzına sıçarım, a.. koyduğum" şeklinde hakaretler ettiğini, küçümseyici ifade de bulunduğunu, müvekkilin ailesinin evine ziyarete gittiğinde suratını astığını, aile ziyaretlerine gitmek istemediğini, ... tarafa Kayseri 4. Aile Mahkemesinin 2018/1049 Esas sayılı dosyasıyla boşanma ve ziynet alacağı davası açtıklarını ancak müvekkilinin büyüklerin araya girmesi, ortak çocuğun babasız büyümemesi için ve düzelir umuduyla açmış olduğu davadan vazgeçtiğini ancak ... erkek eşin düzelmek yerine daha da kötüleştiğini, müvekkilinin ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini iddia ederek, erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 500.000,00 TL maddî, 500.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesini, müvekkiline düğünde 5 adet 22 ayar bilezik 1 adet altın saat, 2 adet altın küpe, 1 adet beştaş yüzük, 1 adet altın yüzük, 1 adet alyans ve 1 adet altın zincirli altın tuğralı kolye takıldığını, söz konusu ziynet eşyalarının ilk boşanma davası açıldığı dönemde hepsinin ... tarafından müvekkilinin elinden aldığını, taraflar bir araya geldiğinde ziynet eşyalarından 5 adet 22 ayar bilezik ile 1 adet altın zincirli altın tuğralı kolye dışındaki ziynet eşyalarının müvekkiline verildiğini, diğerlerinin verilmediğini, söz konusu ziynetleri davacı-davalının bozdurup harcadığını iddia ederek ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL'sinin davacı-davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, eşine eşine soğuk davrandığı, sık sık annesinin evine gittiği, kadının annesinin evlilik birliğine müdahale ettiği, erkek eşe küçük düşürücü söz ve hakaretlerde bulunduğu, erkeğin, kök ailesiyle ilgilenmesini sorun ettiği ve ailesi ile konuşmadığı, ziyaretlerde sürekli telefonla meşgul olduğu, erkeğin ise; kadın ile birlikte kadının kök ailesini ziyarete gitmediği, kadın ile vakit geçirmediği, geçimsizliğe sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu erkeğin kadına oranla daha az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; kadının ve erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın eşin ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin kabulü ile; kararda özellikleri belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 102.834,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını beyan ederek; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası talebi ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarlarında, boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren erkek yararına, maddî tazminata hükmedilmesinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, olay nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek yararına manevî tazminat hükmedilmesinde, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen tazminatların miktarında, kadının evlilikte ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası talebi ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin davasının, tazminat talebinin kabulünün doğru olup olmadığı, kadına izafe edilen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşen kusur durumuna göre kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına kusur olarak yüklenen "eşine küçük düşürücü konuşma ve hakaretlerde bulunma" vakıasının ispatlanamadığı, bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda "eşine soğuk davrandığı, sık sık annesinin evine gittiği, annesinin evlilik birliğine müdahale ettiği erkek eşin ailesiyle ilgilenmesini sorun ettiği ve eşinin ailesi ile konuşmadığı, misafirlikte sürekli telefonla meşgul olduğu" şeklindeki kusurlu davranışları ile yine de kadın eşin daha ağır kusurlu olduğu, ne var ki bu davranışların erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği anlaşılmakla ... erkek eşin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Beril yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının miktarı ve erkek yararına hükmedilen manevi tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının ortak çocuk lehine hükmolunan iştirak nafakasının miktarı ve erkek yararına hükmedilen manevi tazminat yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.