"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2668 E., 2022/2326 K.
DAVACI- DAVALI : ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bilecik 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/408 E., 2022/250 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak belirtilen eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının açılmamış sayılmasına, kadının davasında boşanma hükmü kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından kusur belirlemesi, tazminat ve vekâlet ücreti yönlerden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının baskıcı, aşırı kıskanç, mahrem konuları başkaları ile paylaştığı, işyerine sürekli gelerek rahatsız ettiği, ailesine ve kendisine hakaret ettiği, ağır küfürler toplum içerisinde küçük düşürdüğünü, iş dönüşü evde kendisini bıçakla karşılayarak kendisini keseceğini söylediğini, tedaviye başladığını ancak yarım bıraktığını, tehdit ettiğini, ailesine kötü davrandığını, cinsel birliktelikten kaçındığını evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, kayınvalidesinin kötü davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ilgisiz davrandığını, iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek 6100 sayılı Kanun'un 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak, yoksulluk nafakasına, kadının bu güne kadar çalışamadığı günleri ve el konulmuş ziynet eşyaları için 50.000,00 TL maddî tazminata, kadın yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Kadın vekilinin 30.03.2022 tarihli dilekçesi ile gönderme kararının gereği nedeniyle dava dilekçesinde belirttiği maddî tazminat talebinin 49.490,00 TL'sinin boşanmanın eki niteliğinde maddî tazminat talebi olduğunu açıklamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 03.05.2019 tarih, 2017/445 Esas ve 2019/159 Karar sayılı kararı ile erkeğin ağır küfür ve hakaretlerde bulunduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, kadının eşi geceleri evde iken bile çalıştığı karakola giderek askeri personelle vakit geçirdiği, öyle ki; bu durumun karakoldaki diğer askeri personeli de rahatsız ettiği, eşinin gündelik yaşamdaki davranışlarını dahi engelleyecek derecede kıskançlık gösterdiği, benim küçükken 3 kişi tarafından tecavüze uğradığımı arkadaşlarına neden söylemiyorsun şeklinde beyanda bulunarak aile içerisindeki mahremiyeti kabul edilemeyecek derecede zedelediği, arkadaşları yanında boşandığı takdirde fetöcü diyerek şikayet edeceği yönünde tehdit ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafaka miktarı, kişisel ilişkinin şekli yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 22.10.2021 tarih, 2019/1796 Esas ve 2021/1582 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın erkek istinaf yoluna başvurmadığı için erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ve kadının kabul edilen boşanma davası yönünden verilen boşanma kararının kesinleşmiş sayılacağı, erkeğin kabul edilen boşanma davası hakkında haklılık durumu (yargılama gideri ve vekâlet ücreti) yönlerinden inceleme yapılabileceği; kadının 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci fıkra kapsamında bulunmayan ve nisbi harca tabi olan maddî tazminat talebi için adli yardımdan faydalanması sebebiyle harç yatırmasına gerek olmasa da, kadının dava dilekçesindeki 50.000,00 TL maddî tazminat talebinin ne kadarının ziynet alacağına ilişkin, ne kadarının kadının çalışamaması karşılığı istendiğinin açıklattırılması sonrasında kadının çalışamadığı günler için istenilen maddî tazminat talebine ilişkin görev hususu öncelikle değerlendirilerek, buna göre karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde kadının maddî tazminat talebinin reddine karar verilerek de hata yapıldığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile maddî tazminata ilişkin eksiklikler tamamlanmak üzere; kabule göre de; kadının ziynet alacağı talebinin ... bırakılması ile ilgili olarak (davanın geri alınması) erkeğin kabul beyanının alınmamasının da usul ve kanuna aykırı olduğu, ancak erkeğin istinafa gelmemesi sebebiyle bu hususun eleştirilmesi gerektiği, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece verilen ilk kararda davacı- davalı erkeğin, davalı- davacı kadına karşı darp, hakaret ve güven sarsıcı eylemleri sebebiyle kusurlu olduğu kadının kıskanç hareketlerinin olduğu, erkeği tehdit ettiği, evlilikte mahrem sayılması gereken sırları ifşa ettiği ve erkeği arkadaş ve iş çevresinde zor duruma düşürdüğü, kadının akşam saatlerinde askeri personel onları rahatsız edecek kadar oturması, güven sarsıcı veya sadakat yükümlülüğüne aykırı bir eylem olarak kabul edilmese bile, erkeğin iş ve arkadaş ortamında zor durumda kalmasına neden olduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu; velâyeti hususunda dosya kapsamında alınan raporlar ve çocuğun anne yanında yerleşik bir düzeninin bulunduğu, çocuğun yaşı ve baba ile olan ilişkisinin sağlıklı bir şekilde devamı gözetilerek baba ile çocuk arasında yatılı olarak şahsi ilişki tesis edilmesinin gerektiği; tedbir nafakası aradan geçen süre, paranın alım gücünün değişmesi ve çocuğun ihtiyaçlarının artması sebebiyle karar tarihi itibariyle arttırılmasının gerektiği; kadın yararına ilk kararda yoksulluk nafakası takdir edilmemişse de, tarafların ekonomik durumları, kadının çalışmadığı ve malvarlığının bulunmadığı gözetilerek boşanmanın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakasına karar verilmesinin gerektiği; kadının maddî tazminat talebi evlilik sebebiyle beklediği maddî menfaatler zarar gördüğünden ve manevî tazminat talebi erkeğin kabul edilen kusurlu hareketleri ile kadının kişilik haklarına zarar verdiği, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları süre ve ekonomik sosyal durumları gözetilerek uygun miktarda tazminata karar verilmesi gerektiği belirtilerek, erkeğin davasında; 6100 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin beşinci fıkrası gereğince son işlem tarihi olan 17.02.2022 tarihinden itibaren üç aylık kanuni sürenin dolduğu 18.05.2022 tarihine kadar dosyanın yenilenmediği, bu tarih itibariyle davanın açılmamış sayılmasına, kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, iştirak, yoksulluk nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, Mahkemeye delillerin yeterince incelenmediğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre tazminat miktarları ile nafaka miktarlarının az olduğunu, davasının kabul edilmesine karşın vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, kişisel ilişkinin yatılı olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka miktarları ile vekâlet ücreti ile kişisel ilişki yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre İlk Derece Mahkemesi’nin delillerinin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu, tazminat miktarlarının az olduğu; İlk Derece Mahkemesince verilen ilk boşanma hükmü kesinleştiğinden ve bu kararla birlikte kadın yararına verilen vekâlet ücretinin de kesinleştiği, yeniden hüküm kurulmamasının bir eksiklik olmadığı; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesi, kadın ve çocuk lehine bağlanan nafakaların miktarı ile çocukla kişisel ilişkiye yönelik kararlarının da usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile kadın vekilinin maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının adli yardım talebinin kabulüne, kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminata; erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kesinleşen vekâlet ücreti noktasında yeniden hüküm kurulmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesince kurulan ilk hükümle kadının davasının kabulü ile kadının davası yönünden hükmedilen vekâlet ücreti kesinleşmiş olup belirtilen yönlerden yeniden hüküm kurulmamasının yerinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden ... 'a yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...