"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3062 E., 2022/3849 K.
... : ... vekili Avukat ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...,...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/726 E., 2022/283 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, sorumlulukları yerine getirmekten kaçındığını, evin giderlerine herhangi bir katkıda bulunmadığını, eşine ve çocuğuna herhangi bir yardımının bulunmadığını, engelli olan ortak çocuğu benimsemediğini, zorunlu kontrollerine dahi götürmediğini, işi nedeniyle Antalya'ya taşındığını, bu süreçte kadına maddî ve manevî açıdan hiç destek olmadığını, hiç para göndermediğini, izne geldiği dönemde de eşi ile hiç ilgilenmediğini, sevgi ve saygı göstermediğini, halini hatırını bile sormadığını, soğuk davrandığını, yatağını bile ayırdığını, eşinden gizli telefonla konuşup birileriyle mesajlaştığını, telefonunu eşinden sürekli olarak sakladığını, kullandığı telefona bir mesaj geldiğini, ardından bir kadının aradığını, mesajları ve numarayı sildiğini, çocuğu bahane ederek kadını dışarı bile çıkarmadığını, alt komşunun çocuklarının erkeğe baba dediğini, onları gezmeye götürdüğünü, bunu neden yaptığını sorduğunda bitti bu iş boşanacağım diyerek evden gittiğini, sonrasında tekrar eve geldiğini, geldikten sonra anlaşmalı olarak boşanmazsam seni öldürürüm gibi tehditlerde bulunduğunu, bu olaylardan sonra üzüntüsünden çok kötü bir hale gelen kadının 27 Ekim tarihinde 1 ay kayınvalidesinde kaldığını, erkeğin Akbank üzerinden başka kadınlara para gönderdiğini, davalının ben boşanacağım için kendi üzerimde para biriktirmiyorum şeklinde söylemleri olduğunu, düğünde takılan takıların erkek tarafından satıldığını ve harcandığını, geri vereceğini söyleyerek kadını kandırdığını iddia ederek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye bırakılmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat takdirine, ziynet eşyalarının aynen, bu mümkün olmazsa nakden iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;iddiaların asılsız olduğunu, kadının hep daha fazlasını talep ettiğini, beraber Antalya'da teklifini ben kendi babamı bırakamam şeklinde cevap vererek reddettiğini, yatağı ayırdığı, arasındaki cinsel birlikteliğin bu konudaki olumsuz davranışları nedeniyle sona erdiğini, evi terk edip kayınvalidesine yerleştiğini, kendi evine girmesini engelleyerek evin kapısının kilidini değiştirdiğini ve eve almadığını, kadının zincir ve yüzüklerinin hepsini bozdurduğunu ve kendisine beştaş aldığını, kadına ait ziynetlerin kesinlikle elinden alınmadığını ve bozdurulmadığını, 5 adet bileziği kendi rızasıyla geri isteme talebi de olmadan ortak çocukları olan ...'ya alınan engelli aracın ödemesi için verdiğini, bu ziynetleri daha sonrasında fazlasıyla ödediğini, kadının devamlı olarak yalan söylediğini, her fırsatta erkeği kendi ailesine kötülediğini ve kendi anne ve babasıyla arasının açılmasına sebebiyet verdiğini, devamlı olarak telefon ile ilgilendiğini, bu hattı ortada bir problem yokken kapattırdığını, bu durum üzerine tarafların tartıştığını, kadının kendisini aldattığından şüphelendiğini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin uyumsuzluklar, hakaret, sevgi ve saygı yokluğu, psikolojik şiddet sebebiyle çekilmez hal aldığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin uzun süredir kadını ve çocukları arayıp sormadığı, yanlarına gelmediği, maddî olarak da destekte bulunmadığı, evin geçimini sağlamadığı, engelli olan kızının tedavisiyle ilgilenmediği ve bu hususta kadını tek başına bıraktığı; erkeğin annesinin kilidi kadının kendilerinin yanında yaşaması sebebiyle değiştirdiklerini, ancak erkeğin geleceğini söylemesi üzerine girebilmesi için tekrar eski kilidi taktıklarını ve erkeğin eve girdiğini beyan etmesi karşısında bu durumun kadına kusur olarak yüklenmediğini, erkek tanıklarının beyanlarında görgüye dayalı başkaca anlatım yer almamakta olup taraf tanıklarının duyuma dayalı anlatımlarına itibar edilmediği, belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu; dava konusu edilen ziynetlerin varlığı ve türüne ilişkin davacı tarafça sunulan fotoğraflar bilirkişi tarafından incelenerek rapor düzenlendiği, ancak dinlenen kadın tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, beyanlarının duyuma ve tahmine dayalı olduğu, bunun dışında kadına ait ziynet eşyalarının erkek tarafından alınıp iade edilmediği iddiasına ilişkin kadın tarafından başkaca herhangi bir delil sunulmadığı, 5 bilezik yönünden erkeğin kadın tarafından iade edilmemek üzere ortak çocuğa engelli aracının alımı sırasında verildiğinin ileri sürüldüğü, ziynetlerin iade edilmemek üzere verildiğini ispat yükünün erkekte olduğu, bu hususta herhangi bir delil sunamadığı, dinlenen davalı tanıklarının anlatımlarının görgüye değil duyuma dayalı olduğu bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuk ergin olduğundan velâyet ve nafaka konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 5 adet 20'şer gram burma bilezikten (25.550,00 TL) oluşan ziynet eşyasının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedeli olan 25.550,00 TL'nin karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tarf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka miktarları ile ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne ve erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; ziynetlerin kendisinde kaldığını, iade yerine tazminat olarak verildiğini ileri sürerek kararın kadının boşanma davasının kabulü, reddedilen kendi davası ile kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanma davalarının kabulüne ve reddine karar verilmesinin doğru olduğu; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafaka miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu; kadının talep ettiği 5 adet bilezik dışındaki ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı ispat edilemediği, 5 adet bileziğin kadından alınarak kızları adına alınan araç alımında kullanıldığı erkek tarafından kabul edildiği, erkeğin bu 5 bileziğin kadına iade edildiğini beyan ettiği, kadının cevaba cevap dilekçesindeki beyanları ve tanıklar ...,...'nın beyanlarına göre erkeğin araba alımı sırasında kadından aldığı bilezikleri tazminat parası ile alıp kadına iade ettiği anlaşıldığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının reddine; tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre miktarların az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının nafaka ve tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun ispatlanamadığını, kararın hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Döndü'ye yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Zeki'ye yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...