"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/890 E., 2018/87 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 15.09.2014
KARAR : Direnme
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararının davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 30.05.2016 tarihli ve 2015/18139 Esas, 2016/10017 Karar sayılı kararı ile karar bozulmuş, bozma üzerine Mahkemece bozma ilâmına direnilmiş ve bu kararın da davalı-davacı erkek vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce direnme hükmüne ilişkin kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında direnilmesine denilmekle yetinildiği, dava konusu hakkında hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş, Hukuk Genel Kurulunca 29.11.2017 tarihli ilamı ile ortada teknik anlamda bir direnme hükmü bulunmadığı gerekçesi ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiş, bunun üzerine Mahkemece hüküm kurularak direnme kararı verilmiş, bu kararın da davalı-davacı erkek vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.12.2022 tarihli ve 2021/2-667 Esas 2022/1668 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden manevî tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin eşine bağımsız konut temin etmediğini, ailesi ile birlikte müvekkiline baskı uyguladığını, dışarı çıkmasına izin verilmediğini, davalı erkeğin işi nedeniyle şehir dışına çıktığı zamanlarda kayınvalidesi tarafından müvekkilinin eve kilitlendiğini, tüm bu zorluklara katlanan davacının altı ay önce eşi ve ailesi tarafından başka bir erkekle görüştüğüne ilişkin iddiasıyla evden kovulduğunu, hakarete uğradığını, davalı eşin ortak çocuğun kendisinden olmadığını iddia ettiğini, hâl böyle olunca müvekkilinin ortak çocuk ile birlikte ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığını ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına 300,00 TL tedbir-iştirak, müvekkili yararına 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tüm iddiaları inkârla, davacının birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşine ve ailesine karşı saygısız ve sevgisiz davrandığını, davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği yönünde müvekkilinin babasına mektup gönderildiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, müvekkili yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.06.2015 tarihli ve 2014/586 Esas, 2015/485 Karar sayılı kararıyla; eşlerin davalı erkeğin ailesiyle aynı binada oturdukları, kendi evlerine sadece yatmadan yatmaya gittikleri, yemeği hep birlikte yedikleri ve sürekli iç içe oldukları, davalının ailesinden bağımsız bir hayatları olmayan tarafların bu durumdan olumsuz etkilendiği, kadının baskı altında tutulduğu, ailesi ve arkadaşları ile görüşmesinin kısıtlandığı, telefon kullanamadığı, dışarı çıkmak için davalı erkeğin annesinden izin aldığı, davalının babasına gelen isimsiz mektupta yer alan iddialar sebebiyle taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı, böylece var olan huzursuzluğun daha da arttığı, mektup aslı incelendiğinde PTT kanalı ile gönderilmediğinin anlaşıldığı, kim tarafından gönderildiğinin bilinmediği, mektupta yer alan iddiaları doğrulayacak delil bulunmadığı, yaşananlar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve evliliğin bu hâle gelmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına 200,00 TL tedbir-iştirak, kadın yararına 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 30.05.2016 tarihli ve 2015/18139 Esas, 2016/10017 Karar sayılı kararıyla; davalı karşı davacı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlardan, bağımsız ev temin etmemesi dışındaki vakıaların ispatlanamadığı, davalı karşı davacı erkeğe yüklenen bu kusurlu davranışın kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği, manevî tazminatın koşullarının oluşmadığı, davacı-karşı davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile kararın bozulmasına, davalı-karşı davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Verilen Birinci Direnme Kararı
1.Mahkemenin 17.11.2016 tarihli 2016/678 Esas 2016/779 Karar sayılı kararı ile, her ne kadar bozma ilamının gerekçesinde davalıya yüklenen eylemlerden bağımsız ev temin etme yükümlülüğünü ihlal dışındaki iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle manevî tazmınatın yasal şartlarının oluşmadığı belirtilmiş ise de; Mahkemenin 18.06.2015 tarih, 2014/586 Esas 2015/485 Karar sayılı kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere kim tarafından gönderildiği ve içeriği ispatlanamayan mektubun davalı ve ailesinin hiçbir akrabalığı bulunmayan aile dostu ve komşularına yayıldığının bu şahısların dosyada tanıklık yapmaları ve gönderilen mektuptan bahsetmeleri sebebi ile sabit olduğu, mektubun içeriği ispatlanamadığından bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesi ile bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.
2. Dairemizin 22.06.2017 tarihli 2017/1211 Esas 2017/8060 Karar sayılı ilamı ile, direnme hükmüne ilişkin kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında direnilmesine denilmekle yetinildiği, dava konusu hakkında hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş, Hukuk Genel Kurulunca 29.11.2017 tarihli 2017/2-2729 Esas 2017/1486 Karar sayılı ilamı ile ortada teknik anlamda bir direnme hükmü bulunmadığı gerekçesi ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Verilen Son Direnme Kararı
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, her ne kadar bozma ilamının gerekçesinde davalıya yüklenen eylemlerden bağımsız ev temin etme yükümlülüğünü ihlal dışındaki iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle manevî tazmınatın yasal şartlarının oluşmadığı belirtilmiş ise de; Mahkemece verilen ilk kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile direnme kararı verilerek karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına 200,00 TL tedbir-iştirak, kadın yararına 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili, müvekkiline yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, soyut iddialar doğrultusunda müvekkilinin tam kusurlu olduğu kanaatiyle aleyhine manevî tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, tarafların bağımsız konutlarının olduğunun ispatlandığını, davacı kadının sadakatsiz olduğunu, mektubun herkese yayıldığı gerekçesi ile davalı erkeğe kusur izafe edilmesinin haksız olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı kadının kusurlu olduğunu belirterek kararın kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve manevî tazminat yönünden bozulmasını istemiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.12.2022 tarihli ve 2021/2-667 Esas 2022/1668 Karar sayılı ilâmı ile, Özel Daire ve İlk Derece Mahkemesi arasında uyuşmazlık bulunmayarak kesinleşen erkeğin kusurlu davranışlarının yanında ayrıca; kadının kişilik, namus, şeref ve haysiyetine ağır saldırı teşkil eden ve içeriği ispatlanamayan ve ayrıca kim tarafından gönderildiği dahi belli olmayan uygunsuz olan bir mektubun tarafların ortak evine gönderildiği, dosyada erkek eşin tanık olarak dinlettiği beyanlarından komşu ve aile dostu oldukları anlaşılan tüm şahısların bu mektuptan haberdar olduğu, tarafların aile dostu olan ve davacı kadının babasının arkadaşı ...’in ise “kimliği belli olmayan bir şahıs tarafından davacının evde tek olduğu bir anda evin penceresinden bir mektubun bırakıldığını, davacının bu durumu eşine söylediğini, kadının kişilik haklarına ağır saldırı içeren bu mektubun erkeğin ailesi tarafından kadının babasına verildiğini, mektubun içeriğini bildiğini, mektupta yazılı anlatımlar nedeniyle kadının babasının evine gönderildiğini, davacının babası ile birlikte PTT'ye bizzat giderek bu mektubun ne şekilde gönderildiğini araştırdıklarını, araştırma sonucunda PTT aracılığıyla gönderilmediğini tespit ettiklerini, davalı ve ailesinin mektup nedeniyle kadının sevgilisi olduğunu iddia ettiklerini, bu nedenle barışma önerisini kabul etmediklerini” beyan ettiği, baştan sona kadının kişilik, namus, şeref ve haysiyetine ağır saldırı teşkil eden ve gerçekliği ispatlanamayan asılsız bir mektuba değer vererek eşini babasının evine gönderen ve mektup içeriğinden herkese bahseden erkeğin bu kusurlu davranışının kadın eşin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesi ile Mahkemece kadın yararına manevî tazminat ödenmesine yönelik verilen direnme kararı yerinde bulunarak bozma nedeni dikkate alındığında hükmedilen manevî tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.