"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/15 E., 2023/46 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Maçka Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/95 E., 2022/313 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne, ziynet davasının reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne, ziynet davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının tüm, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin gazi olduğunu, kadının müvekkilini hastanede bırakıp gittiğini, gazi yakınlarının devlet memuru olabildiklerini, kadın ve ailesinin bu hakkı kadın için kullanması konusunda müvekkiline baskı yaptıklarını, bu nedenle çıkan tartışmada kadının tekerlekli sandalyede bulunan müvekkiline şiddet uyguladığını, kadının müvekkilinin cebinden habersiz para aldığını, maddî konularda yalan söylediğini, birlik görevini yerine getirmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, erkeğin yaralanmasından sonra tarafların ortak evlerinde kalmadıklarını, erkeğin ailesi ile kaldıklarını, erkeğin müvekkilinin boğazını sıktığını, erkeğin ve ailesinin kadının giyim tarzına karışıp baskı yaptıklarını, bu dönemde erkeğin ailesinin ortak konuttaki eşyaları boşalttıklarını, erkeğin ailesinin müvekkiline baskı uyguladıklarını, erkeğin ailesinin etkisinde olduğunu, son olayda kadını almaya geldiklerini, mahallede olay çıkartıp kadına hakaret edildiğini iddia ederek boşanmaya karar verilmesi halinde kadın yararına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın kabulü ile düğünde takılan 22 ayar 360 gr bilezik ve 40 gr altın set olmak üzere 400 gram altının, nakit paranın ve bitcoinin aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 27.01.2022 tarih ve 2020/101 Esas, 2022/27 Karar sayılı kararı ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadının maddî ve manevî, erkeğin manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, toptan 9.600,00 TL yoksulluk nafakasına, ziynet davasının reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarih ve 2022/538 Esas, 2022/524 Karar sayılı kararı ile ziynet alacağı davası yönünden deliller toplanmadan karar verildiği, kadına yemin teklif etme hakkının hatırlatılmadığı, eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız konut temin etmediği, aile içindeki huzursuzlukların bundan sonra başladığı, aile müdehalesine sessiz kaldığı, önce memuriyet hakkından yararlandıracağını vaat edip sonrasında vazgeçerek eşine karşı maddî-manevî yardımcı olma yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadının giyim tarzın eleştirip, giyiminin aile yapısına uymadığını söyleyerek psikolojik şiddet uyguladığı, kıskanç tavırlar sergilediği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise parasal konularda eşiyle görüş birliğine varmadan ailesine bir takım maddî menfaatler sağladığı, evlilik içi yaşadığı sorunlardan kendi ailesini sık sık haberdar ettiği, eşinin memuriyet hakkını vermeyeceğini beyanı ile eşine karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, ziyarete gittiği baba evinden babasının müdehalesi ile eşi ile birlikte geri dönmediği bu sebeple aile müdehalesinde sessiz kaldığı, son olayda birbirlerine karşılıklı hakaret ettikleri, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, maddî ve manevî tazminat koşulları oluşmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına tedbir ve boşanmadan sonra tekrar karşı karşıya gelmemeleri için kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, ziynet alacağı davasının ispat edilemediği kadın tarafından teklif edilen yemini karşı tarafın usulüne uygun olarak eda ettiği, gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadının maddî ve manevî, erkeğin manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, toptan 9.600,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının ziynet alacağı davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, kadının boşanma talepli dava açmadığını, karşı boşanma davası gibi hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, kadın yararına hükmedilen nafakalar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafaka miktarı, ziynet ve eşya davasının reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından açılmış boşanma davası olmadığı, istinaf edilen diğer konularda İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmasına, erkeğin boşanma davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın tarafından açılan boşanma davası olmadığından bu konuda harç alınmasına ve vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, kadının tüm, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili, karşı davalarında boşanma talebinde de bulunduklarını, eksik inceleme ile karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafaka miktarı, ziynet ve eşya davasının reddi, karşı boşanma davası olmadığına dair karar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma ve ziynet ile eşya alacağı davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına olup olmadığı, ziynet ve eşya davasının ispat edilip edilemediği, kadının cevap dilekçesi ile boşanma talebinde bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 220 nici, 222 nci, 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta tarafların fiili ayrılığına sebep olan son olayda erkeğin kadına yönelik "Seni Trabzon'a götüreceğim, sana orada neler edeceğim, sonra buraya geri gönderip boşayacağım." demek suretiyle de kusurlu olduğu, erkeğin bu kusuru ile Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde kadının, babasının isteği ile bağımsız konut vasfı taşımayan eve dönmemesinin kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği anlaşılmaktadır. O halde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru görülmeyip kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3.Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...