"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/148 E., 2022/1185 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/389 E., 2021/610 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik süresi içerisinde sürekli şiddetli çatışmalar yaşadıklarını, taraflar arasında huzur, hoşgörü ortamı kalmadığı tarafların evliliklerinin devam edemeyeceğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.... kadın vekili asıl davada cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kullandığı telefon hattının bir yıllık görüşme kayıtlarını talep ettiklerini, Işıl D. isimli kadının erkeğe beni gezdir şeklinde mesaj attığını, erkeğin eniştesine boşanacağız dediğini, kadına değer verilmediğini, Duygu K. isimli kadının Mustafa benim olacak diye mesaj attığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 163 üncü maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına ve kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
3.... kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; aldatma iddiasını kabul etmediğini, asıl erkeğin aldattığını, Özgür K. isimli kişinin kadına yardımcı olabileceğini belirttiğini, onunla bilgi almak için tanıştığını, erkeğin ilgisiz olduğunu, erkeğin evlilik süresi boyunca sürekli olarak eve geç geldiğini, eş ve ortak çocuklarla yeterince ilgilenmediğini belirterek davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 163 üncü maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 750,00 TL ve ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL olmak üzere toplamda aylık 2.250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, karar kesinleştikten sonra iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına, dava tarihinden itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının ortak çocuklara ve erkeğe karşı ilgisiz olduğunu, evlilik birliğinde üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, Özgür K. İsimli erkek ile gönül ilişkisi olduğunu, bu durumu Özgür'ün eşinin kendisini araması ile 09.04.2019 tarihinde öğrendiğini, hatta kadının bazı fotoğraflarını kendisine verdiğini, telefonla çok sık görüşmesinin olduğunu tespit ettiğini, kadının bunu itiraf ettiğini belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin babaya verilmesine,ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL nafakaya, erkek yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının ortak çocuklara ve erkeğe karşı ilgisiz olduğunu, evlilik birliğinde üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, kadının,bir erkekle gönül ilişkisi olduğunu öğrendiğini, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin babaya bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL nafakaya, erkek yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının tanığı olan Özgür K. 'nın davanın tarafı gibi davranarak erkeğin tanıklarını tanıklık yapmamaları hususunda tehdit ettiği ve beyanlarının kendi içinde çelişkili olduğu bu nedenlerle beyanlarının hükme esas alınamayacağı belirtilerek; erkeğin, kadına ve çocuklara şiddet uyguladığı, kadına hakaret ettiği, kadının ise erkek ve çocuklarla yeterince ilgilenmediği, Özgür K. ile sadakatsizlik düzeyinde ilişkisinin olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır erkeğin az kusurlu olduğu, ortak çocuklarınn yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuklarının velâyetinin belirlendiği, çocukların ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, davacı kadın boşanmaya konu olaylarda ağır kusurlu olduğundan yararına yoksulluk nafakasına ve maddî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığı, erkeğin kadına ailesinin yanında tabak fırlatması ve hakaret etmesi, aykırı davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının evlilik birliği içerisinde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan erkek yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın da kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddeye dayalı davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakasının ve maddî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 7.500,00 TL manevî tazminata, erkek yararına 12.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminatın reddi, manevî tazminatın miktarı, nafakaların miktarı ve erkeğin manevî tazminatının reddi, tanık Özgür'ün beyanlarına itibar edilmemesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- karşı davacı erkek vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminatın miktarı, kadın yararına verilen manevî tazminat yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi, kadın tarafın sadakatsizliğe dair eylemleri, erkeğin bunları komşularından öğrenmesi sonrasında kadının evi terketmesi eylemi ile ilgili yaşadığı elem ve acı gözetildiğinde az olduğu, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmemesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, Özgür K.'un beyanlarına itibar edilemeyeceğine ilişkin gerekçenin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, varsayımsal bir değerlendirme ile menfaat ilişkisi nedeniyle tanığın beyanlarına itibar edilemeyeceğine ilişkin kararın hukuken hatalı olduğunu, tanığın kadın ile aralarında herhangi bir şekilde gönül ilişkisi bulunmadığını açık bir şekilde beyan ettiğini, davalı tanıklarının görgüye dayalı bilgisi bulunmadığını, dolayısıyla ispata elverişli olmayan tanık beyanlarına göre yapılan tespitin hukuka aykırı olacağını, erkeğin ağır kusurlu davranışlarının dikkate alınmadığını, tedbir ve iştirak nafakasının günümüz koşullarında paranın alım gücü dikkate alındığında düşük kaldığını, erkeğin hafif kusurlu görülerek manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, erkek yararına verilen manevî tazminat, kadının tazminatlarının reddi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci, 52 nci ve 58 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.