"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan eğitim gideri alacağı ile iştirak nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince eğitim gideri alacağına ilişkin asıl davanın reddine, birleşen iştirak nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından asıl davanın reddi ve birleşen davada iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davacı kadını eğitim gideri alacağına ilişkin asıl davada temsil eden vekili Av. ...'a 11.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, kadını birleşen davada temsil eden vekili Av. ... tarafından temyiz dilekçesinin ise eğitim gideri alacağına ilişkin asıl dava yönünden yasal süre geçirildikten sonra 30.11.2022 tarihinde verildiği anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin eğitim gideri alacağına ilişkin asıl davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili asıl dava dilekçesinde özetle; tarafların 04.07.2013 tarihinde ... 7. Aile Mahkemesinin 2013/493 Esas, 2013/554 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, tarafların bu evliliklerinden ... ... isimli bir çocuklarının olduğunu, çocuğun yıllık eğitim ücretinin 25.000,00 TL, 1.500,00 TL kitap ücreti, 500,00 TL' forma ücretini karşılamakta zorlandığını, babanın yarısını ödemesi gerektiğini ileri sürerek toplamda 27.000,00 TL'nin davalı babaya düşen 13.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; anlaşmalı olarak boşanma sırasında çocuk yararına nafaka talep etmediğini, çocuğun yaşının büyümesiyle masraflarının da arttığını ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 327 nci ve devamı maddeleri gereğince çocuk yararına aylık 15.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; boşanma davası sırasında ve yapılan protokol içeriğinde müşterek kızının eğitim giderleri ile ilgili herhangi bir maddî anlaşma konusu olmadığını, ayrıca kızının özel okula gönderileceği bahsinin aralarında geçmediğini, hatta özel okul kavramı dışında Milletlerarası Rus Okulu'na gönderilmesi konusunda kendi şahsi görüşü ve onayının alınmadığını, ...'nin 2020 yılı eğitim masraflarına katılım miktarına ilişkin maddî talebi bulunmadığını, kasım 2019 tarihinden beri çalışmadığını, yaşadığı maddî zorluklar sebebi ile de kiracı olduğu yerden ayrılmak ve annesinin yanına yerleşmek zorunda kaldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı erkek birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; yasal nafaka yükümlülüğünün olmamasına rağmen ...'nin masraflarını o dönemlerde durumunun da iyi olması ile her zaman karşıladığını, bir çok kere kendisinden ve ailesinden ...'yi getirmek için uçak bileti parası alıp çocuğu getirmeyip kendisine harcadığını, çocuğunun kendisi ile kişisel ilişkisinin yıllarca engellendiğini, çocuğun aile bağlarının gelişmesinin kötü şekilde etkilendiğini, davacı tarafın mahkemeyi aldatmaya yönelik alenen yalan beyanda bulunup dava açtığını, ticaret sicil kaydından anlaşılacağı üzere iş yeri sahibi olmadığını ve 2019 Kasım tarihinden itibaren işsiz olduğunu, sigorta kayıtlarından anlaşılacağı üzere de en son 2019 tarihinde çalıştığı şirkette 3.600,00 TL maaş aldığını, maddî durumunun hayatının en kötü döneminde ve devletten sosyal destek yardımı aldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşma protokolünde ve davada çocuğun giderleri hususunda herhangi bir şeyin kararlaştırılmadığı, buna göre davacının asıl davasında çocuk için çocuğun özel okul giderinin yarısının davalıdan tahsiline yönelik herhangi bir anlaşma olmadığı; her ne kadar davalının ticari işletmesi olduğu buna bağlı olarak maddî durumunun iyi olduğunu iddia etmiş ise de dosyaya istenen kayıtlardan davalı adına faal durumda herhangi bir ticari işletmenin bulunmadığı, gelen banka kayıtlarından davacının bir takım bahis sitelerine para yatırdığının anlaşıldığı, ancak bunların sürekliliği ve yüksek meblağlarda olduğu yönündeki iddialar hususunda yeterli kanaatin oluşmadığı, çocuk ...'in anne yanında yaşadığı, okul giderleri, ihtiyaç ve masraflarının bulunduğu, bakımının ve masraflarının davacı tarafından karşılandığı, davalı babanın yasa gereği çocuğun bakımına katkıda bulunması gerektiği gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eğitim giderlerine konu asıl davanın reddinin hatalı olduğu, birleşen davada belirlenen nafaka miktarının da düşük olduğunu ileri sürerek usul ve kanuna aykırı kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi’nin davacının eğitim giderleri alacağı talebine ilişkin asıl davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir durumun olmadığı gerekçesi ile aslı davanın reddine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince kesin olarak esastan reddine karar verilmiştir.
2. Ortak çocuk yararına birleşen davada hükmedilen nafakanın çocuğun, yaşı, paranın alım gücü, değişen ihtiyaçları ile tarafların ekonomik durumları dikkate alındığında az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk yararın dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası takdirine, kararın kesinleşmesini takip eden yıllarda artışa rast gelen ay dikkate alınarak TÜİK tarafından açıklanan yıllık ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davada vekil olarak görünen avukata tebliğ edildiğini, kendisine ise tebligat yapılmadığını bu nedenle temyiz başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerektiğini, taraflar boşandığında, ...’nin küçük olduğunu, geçen zaman içinde eğitim masraflarının arttığını, bu masrafların sadece anne tarafından karşılandığını, davalının maddî durumu çok iyi olduğunu, banka hesabı bulunduğunu, bu hesap üzerinde kumar denilebilecek harcamaları olduğunu, çocuğunun eğitim giderlerine katılmak zorunda olduğunu belirterek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın reddi ile birleşen davada iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan iştirak nafakası davasında belirlenen nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında hakkaniyete uygun bir miktar olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu ve 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanunun "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı kadın vekilinin eğitim gideri alacağına ilişkin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı kadın vekilinin iştirak nafakasının miktarına yönelik temyiz itirazarının incelenmesine gelince;
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktar yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.