"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3109 E., 2022/2862 K.
DAVA TARİHİ : 28.09.2015
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/479 E., 2022/86 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1988 yılında evlendiklerini, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, evlenmelerinden 9 yıl kadar sonra müvekkilinin babasının tarafların oturması için İstanbul Esenler'de bulunan daireyi 1997 yılında davalının üzerine devrettiğini, aile konutu olarak ikamet ettikleri bu dairede davalının hiçbir katkısının bulunmadığını belirterek tarafların boşanmalarına, İstanbul Esenler'de bulunan taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına ve 1/2' sinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davacı adına kayıtlı başkaca gayrimenkullerin olduğunu, müvekkili adına kayıtlı bulunan gayrimenkul için davacının talepte bulunma hakkı olmadığını, bu gayrimenkulün kayınpederi tarafından, müvekkilinin ihtiyaçlarını gidermesi ve bakımını sağlaması nedeniyle verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; talebin, dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescili istemi niteliğinde olduğu, asıl dosyadan, aile konutu şerhi ve tasfiye davalarının ayrı ayrı tefrik edildiği, aile konutu şerhi davasının Mahkemenin 2016/478 Esas sayılı hükmüyle neticelendirildiği, dolayısıyla davanın konusunun taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescili talebinden ibaret olduğu, davacı vekilinin 16.02.2022 tarihli dilekçesinde, davalı adına kayıtlı olup evlilik birliği içinde aile konutu olarak kullanılan taşınmazın 1/2 hissesinin müvekkili adına tescilini istemiş olduğu, davalı vekilinin de dava konusu taşınmazın edinilmiş mal niteliğinde olmadığını, müvekkilinin kişisel malı olduğunu, böyle bir paylaşıma tabi bulunmadığını dile getirerek davanın reddini istediği, açılan davanın, tasfiye niteliğinde olup davacının dava konusu taşınmazın davalı adına olan kaydının iptal edilerek gayrimenkulün 1/2 hissesinin kendi adına tescil edilmesini istediği, davacının, babası tarafından davalıya devredilen ve onun adına tapu siciline kayıtlı bulunan taşınmazın kendi katkısı ile alındığından, babası tarafından bağışlandığından bahisle ayni hak talep edemeyeceği, böyle bir istekte bulunabilmesi için taraflar arasında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 706 ncı maddesi hükmüne göre düzenlenmiş resmi bir sözleşme bulunduğunun kanıtlanması gerektiği, davacının, davalı ile arasında böyle bir sözleşmenin varlığını iddia ve ispat edemediği, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usule, kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, davacı vekili olarak 30.01.2022 tarihli dilekçede, davaya konu taşınmazın 1997 yılında, müvekkilinin babası tarafından davalıya bedelsiz olarak devredildiğini, davalının bu taşınmaza hiçbir katkısı olmadığını, müvekkili tarafından bedelsiz olarak bağış niteliğinde edinilen taşınmazın 1/2 hissesinin aile konutu olarak müvekkili adına tescilini istediklerini ve bu taşınmazın alımında davalı yanın herhangi bir katkısının bulunmadığını beyan ve ifade ettiklerini, davalının dava safahatı boyunca dava konusu taşınmazın kişisel malı olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiş olup Mahkemenin de hatalı gerekçelerle davanın reddi cihetine gittiğini, dava dosyası ve tüm safahatta evlilik devam ederken ve aile konutu olarak kullanılan taşınmazı müvekkilinin babasının davalı eşe tapuda bağış olarak devir etmiş olup bu anlamı ile müvekkilinin iş bu dava konusu taleplerinde haklı olduğunu ileri sürerek davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazla ilgili talebin tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğuna, mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğduğuna ve kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamayacağına, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hakkın ayni olmayıp, kişisel alacak hakkı olduğuna, bu kuralın istisnaları 4721 sayılı Kanun'un 226 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre; alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda üstün yararını kanıtlaması ve 240 ıncı maddesine göre; sağ kalan eş bakımından aile konutu veya eşyanın söz konusu olmasının tahdidi olarak belirtildiğine, somut olayda açıklanan istisnai durumlar da mevcut olmadığına göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mal rejiminin tasfiyesinde ayın istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 139 uncu maddesi, 141 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 231 inci maddesi, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 239 uncu maddesinin birinci fıkrası, 240 ncı maddesi, 716 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.