Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2748 E. 2023/6239 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun belirlenmesi, erkeğin açtığı boşanma davasının kabulünün yerindeliği ve kadının manevi tazminat talebinin reddedilmesinin doğru olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun belirlenmesinde ve bu sebeple kadının manevi tazminat talebinin reddinde isabetsizlik görülmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1199 E., 2022/2023 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/549 E., 2021/429 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1981 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, taraflarca daha önceden iki kere boşanma davası açıldığı ancak davalardan vazgeçildiğini, kadının, hakaret, beddua ve tehdit ettiğini, cinsel, sosyal, psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, baskıcı olduğunu, erkeğin ailesi ve ortak çocukla görüşmesini istemediğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun erkeğe tahsisine, aksi kanaatte olunması durumunda ise erkek yararına 500,00 TL kira bedeli ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, tedaviden kaçındığını, kadını istemediğini, başka birisini sevdiğini söylediğini, aşağıladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL manevî tazminat, ortak konutun kadına tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin ailesi ile görüşmesini engellediği, ortak çocuğun evliliğine karşı çıktığı ve erkeğe ortak çocukla kendi arasında seçim yapması gerektiğini söylediği, duygusal şiddet uyguladığı, erkeğin ise kadına onu istemediğini söyleyerek duygusal şiddet uyguladığı, her ne kadar karşı dava dilekçesinde erkeğin psikolojik rahatsızlığı olduğu iddia edilmişse de dosya kapsamına alınan raporların incelenmesinde erkeğin, evlilik birliğe olumsuz etki yaratacak bir rahatsızlığının olduğunun ispatlanamadığı, her ne kadar karşı dava dilekçesinde erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmişse de tanık anlatımlarından bu olay üzerinden zaman geçtiği, evlilik birliğinin devam ettiği, ve fiziksel şiddet eyleminin kadın tarafından affedildiği, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak her iki tarafın da tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışlardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve kusur olarak yüklenemeyeceği, tanık beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların 1981 yılında evlendikleri, bu evlilikten ergin bir ortak çocuklarının bulunduğu, erkeğin emekli olduğu, 2019 yılında aylık 2.500,00 TL geliri bulunduğu, kadının da emekli öğretmen olduğu, 2019 yılında aylık 2.900,00 TL geliri olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamakla, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurun kesinleştiği, kadına yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, boşanmaya sebebiyet veren olan olaylarda eşit kusurlu olduğu anlaşılan, bu itibarla yararına manevî tazminat koşulları oluşmayan kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...