Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2782 E. 2024/1619 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma protokolünde yer alan taşınmazın devri ve oturma hakkı hükmünün yorumlanması ve uygulanması ile davalı aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinin hukuki dayanağı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma protokolünde yer alan taşınmaz devri ve oturma hakkı hükmünün açık ve net olduğu, davalının tapu devrinden kaçındığı ve davacının oturma hakkının tapuya tescil edilmesinin öngörüldüğü gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2141 E., 2023/319 K.

DAVA TARİHİ : 10.10.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/701 E., 2021/687 K.

Taraflar arasındaki boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal tescil ile oturma hakkı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki talep yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde dilekçesinde; tarafların boşanma protokolü kapsamında anlaşmalı olarak boşandıklarını, protokolün 5 inci maddesi gereği tapuda davalı adına kayıtlı ortak konut olarak kullanılan İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, Küplüce Mevki, 278 ada 11 parsel B Blok kat:5 17 numaralı bağımsız bölümdeki taşınmazın %50 hissesinin davalı tarafından davacı adına tapuda tescil ettirilmesi ve taşınmazda davacının kira ya da ecrimisil ödemeksizin oturmasının kararlaştırıldığını, davalının protokol gereğini yerine getirmekten kaçındığı gibi son zamanlarda taşınmazı satacağı ve davacının taşınmazı tahliye etmesi yönünde baskı uyguladığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun) 716 ncı maddesi kapsamında dava açılmak zorunda kalındığını belirterek davanın kabulü ile tapuda davalı adına kayıtlı taşınmazın yarı payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiş, protokolde davacıya tanınan oturma hakkının da tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında boşanma hükümleri düzenlenirken dava konusu taşınmazın %50 hissesinin davacıya devri ve ortak çocuğun iki yıl kalan ilkokul eğitiminin bitmesine kadar çocukla birlikte davacının bu evde oturması, bu sürede davacıdan kira vb. bir talebin olmaması, süre sonunda taşınmazın satılıp parasının paylaşılması yönünde anlaşmaya varıldığını, davalının bu şart ile protokolü imzaladığını, davacıya bedelsiz ve sınırsız bir oturma hakkı verilmesinin söz konusu olmadığını, davacının kızı ile birlikte bu adreste oturmadığını, bu durum karşısında davalının taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi ya da taşınmazın tamamını bir tarafın alması yönünde teklifte bulunduğunu, davacının bu güne kadar bir cevap vermediğini, 02.08.2019 tarihinde davacı davalıyı arayarak kendisinin tapu dairesinde olduğunu ve imza atmak için davalının gelmesi gerektiğini belirttiğini, davalının o gün için iş yerinden izin alamayacağından başka bir gün geleceğini belirttiğini, taşınmazın davacı adına tescilinden kaçınmadığını, boşanma kararı ile de tapuya tescilin yapılabilecek olduğunu, bu hususta bir eksiklik ve yanlışlık bulunması hususunda doğacak yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini , davalının devire hazır olduğunu, sadece daha önceden kendisine tapuda işlem tarihinin bildirilmesini talep ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 22.08.2016 tarihli protokol kapsamında 21.09.2016 tarihinde anlaşmalı boşandıkları, protokolün boşanma kararının eki sayılmasına karar verildiği, protokolün 5 inci maddesinin anlam karışıklığına mahal vermeyecek derecede açık olduğu, bu maddede boşanmadan önce son olarak birlikte oturulan ve davalıya ait konutun %50 hissesinin davacı adına tescil edileceği, taşınmazda davacının kızı ile birlikte oturacağı, davalının davacıdan kira, ecrimisil veya herhangi bir hak talebinde bulunamayacağının belirtildiği, bu nedenle dava konusu taşınmazın yarı hissesinin davacı adına tesciline ve oturma hakkına iliştin taleplerinin kabulü gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı olan davaya konu bağımsız bölümün yarı hissesinin iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, bu taşınmazda davacı lehine tapu kaydına oturma hakkının tesciline karar verilmişitr.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının 2016 yılından beri bir kere tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğunu, davalının işi nedeniyle başka bir gün yapılmasını talep etmesine rağmen bu davanın açıldığını, yargılama sırasında da davalının pek çok kez tapu devrine hazır olduğunu belirttiğini, bu nedenle davanın açılmasından davalının sorumlu olmadığını, aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin haksız olduğunu, hükmedilen oturma hakkının kanuna ve usule aykırı olduğunu, protokolde aynî bir hak olan oturma hakkının davacıya tanınmadığını, oturma hakkının tapuya tescili gibi bir ifadenin protokolde geçmediğini, bir müddet oturmanın düzenlendiğini, davalının iradesi ile boşanma protokolünün uyuşmadığını, oturma hakkının tapuya tescil ile doğacağını, bu tarihe kadar davacının davalıya kira veya ecrimisil ödemek zorunda olduğunu belirterek kararın yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile oturma hakkı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak kararın yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile oturma hakkı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma protokolünün oturma hakkı tesisine ilişkin bir sözleşme niteliğinde bulunup bulunmadığı, davanın kabulü ile davalı aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 184 üncü maddesinin 5 inci fıkrası, 716 ncı maddesi, 823 üncü ve 825 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesi, 323 üncü maddesi ve 332 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.