Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2783 E. 2023/6486 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, davalı erkeğin kusurlu davranışlarının bulunup bulunmadığı, kadının kusurunun olup olmadığı ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygunluğu hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2129 E., 2022/1910 K.

...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/687 E., 2019/682 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin eşine hakaret edip aşağıladığını, agresif olduğunu, kötü davrandığını, sürekli bağırdığını ve fiili ayrılığa sebep olan son olayda eşine protokol imzalatmaya çalıştığını ve kadının protokolü imzalamak istememesi sebebiyle rahatsızlığı sebebiyle belinde çelik korse bulunan kadına fiziksel şiddet uygulayıp hayatına kast ettiğini iddia ederek tarafların hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 10.04.2018 tarihli ıslah dilekçesinde; kadın yararına yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, kadının gelirlerini eşinden gizlediğini, eşine soğuk davrandığını, taraflar arasındaki son olayda erkeğin taraflar arasındaki sorunları konuşmak istediğini ve kadının kollarını tuttuğunu, kadının kollarını çekmesi üzerine erkeğin tırnakları ile kadının kollarının çizildiğini, fiziksel şiddet ve hayata kastın söz konusu olmadığını iddia ederek; davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma talep ettiği, taraflar arasında 12.09.2016 tarihinde yaşanan münferit olay sebebiyle hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma şartlarının bulunmadığı ancak evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin hastalığı sebebiyle tedavisine destek olmayan ve 12.09.2016 günü eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile; davacı kadının hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talebinin reddine, davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 80.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışı bulunmadığını ve ceza yargılamasına konu olayda fiziksel şiddet kastı olmadan davacının kolunu tuttuğunu belirterek; tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak boşanmaya ve kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, doğru ise tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...