Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2784 E. 2023/6018 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Velayeti anneye verilen çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulup kurulmayacağı, anne lehine hükmedilen tazminatların miktarı ve çocuk için hükmedilen nafaka miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı babanın çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik sosyal inceleme raporu alınmasından kaçındığı, uzun süredir çocukla kişisel ilişki kurmadığı ve mevcut koşullar altında kişisel ilişki kurulmamasının çocuğun üstün yararına olduğu, ayrıca tazminat ve nafaka miktarlarının da uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2 E., 2023/117 K.

...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/305 E., 2022/516 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kişisel ilişki yönünden eksik inceleme nedeniyle hükmün kaldırılarak kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin ağır kusurlu davranışları ile birliğin çekilmez hal aldığını iddia ederek; zina, haysiyetsiz hayat sürme, onur kırıcı davranış, suç işleme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasına, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir 1.500,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 tedbir 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 300,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davalı erkek adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin15.12.2020 tarihli ve 2018/454 Esas, 2020/672 Karar sayılı kararı ile; erkek eşin ... isimli kadınla fiili birliktelik yaşadığı aynı evde yaşamış olmaları zinanın varlığı için yeterli olduğu, süreklilik arz eden eylem olduğundan haysiyetsizce hayat sürme hukuki nedenine dayalı boşanma davasının da ispat edildiği, erkek eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması, okuduğu okullar konusunda kadın eşe yanlış bilgiler vermesi, Vatan Emniyet Müdürlüğü'nde çalıştığını bildirmesine rağmen buradaki çalışmasının çok önce sonlandığı, eşine dürüst davranmadığı, kadın eşe hakaret ve bedduada bulunduğu, evin geçimini sağlamadığı bu nedenlerle kadının evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi hukuki nedenine dayalı davasını da ispat edildiği, kadın eşin hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması hukuki nedenine dayalı davayı ispat edemediği, erkek eşin zina etmesi ile tam kusurlu olduğu, kadına kusur izafe edilmediği, gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 ncı, 163 ncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'ün 2016 doğumlu olduğu, cinsiyeti, eğitimi, alıştığı ortam ile davalı babanın tutum ve davranışları dikkate alındığında velâyetin davacı anneye bırakılmasına, Mahkemece, davalı baba ile çocuk arasında adli görüşme odasında kişisel ilişki kurması yönündeki ara karara davalı baba tarafından uyulmaması, çocuğun yaşı, uzman raporu çocuğun üstün yararı gereği çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmamasına, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına 15.500,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının özel hastahanede çalışıyor olması ve ekonomik durumunun iyi olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın eşin 4721 Sayılı Kanun 162 ncı maddesi gereğince Hayata Kast hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından ortak çocuk ile müvekkili arasında kişisel ilişki tesis edilmemesi, tazminat ve nafaka yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2021 tarihli ve 2021/553 Esas, 2021/522 Karar sayılı kararı ile; çocukla baba arasında daha önce yargılama sırasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik karar verilmesi, uzman raporundaki görüş ve yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, her ne kadar davalı baba Mahkeme ara kararı uyarınca adli görüşme odasında çocuk ile kişisel ilişki kurulması yönünden karar gereğini yerine getirmediği belirtilerek, kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de; bu husus tek başına kişisel ilişkinin kurulmaması kararına gerekçe oluşturamayacağından, yeniden görevlendirilecek uzman marifetiyle davalı baba ile görüşülmek ve adresinde de inceleme yapılmak suretiyle rapor aldırılması, daha önce düzenlenen rapordaki hususlara göre baba ile çocuk arasında başlatılacak kişisel ilişki süresi yönünden 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca danışmanlık tedbiri gerekip gerekmediğinin uzman tarafından tespit edilmesi, rapor sonucuna göre gerektiğinde kişisel ilişki başlangıcında refakatçi marifetiyle bu ilişkinin kurulması gerekip gerekmediğinin de incelenerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilen yönlerden kaldırılmasına ve belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin şikdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki boşanma kararının istinaf edilmediğinden kesinleştiğinden kadının boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin kaldırma kararına fiili bir direnmede bulunmadığı, davalı babanın tutum ve davranışı, çocuğun üstün yararı gereği baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasına, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL ve aylık tedbir 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın eş yararına 15.500,00 maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadın eş hakkında yoksulluk nafakası şartları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların bir arada yaşamalarının artık mümkün olmadığını ancak tazminatın kabulünü gerektirecek somut dayanak bulunmadığını bu nedenle tazminat ve nafakanın kadın lehine kabulünün hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, velâyeti anneye verilen çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına dair karar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı babanın kişisel ilişki düzenlenmesine esas olmak üzere görevlendirilen uzman vasıtasıyla alınmasına karar verilen sosyal inceleme raporu konusunda inceleme yapılmasından kaçındığı, uzun süredir çocukla kişisel ilişki kurmadığı, bu konuda verilen kararın kesin hüküm oluşturmayacağı ve her zaman dava açılabileceği dikkate alındığında mevcut koşullara göre velâyeti anneye verilen çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesi yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulü, miktarı ve çocuk lehine hükmedilen nafakanın kabulü ve miktarı yönünden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını aynen tekrar ederek kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulü ve miktarı, kızı ile arasında kişisel ilişki kurulmaması, nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, velâyeti anneye verilen çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına dair kararın çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulünün yerinde olup olmadığı ve miktarı ile çocuk lehine hükmedilen nafakanın kabulü ve miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Ayrıca Sözleşmenin 1 inci maddesi. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (b) bendi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...