Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2792 E. 2024/199 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, hükmedilen tazminat ve nafakaların miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2707 E., 2023/140 K.

DAVA TARİHİ : 10.04.2018

KARAR : Başvurun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Emirdağ 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/81 E., 2022/289 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminat miktarları yönlerinden, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, velâyetler, nafakalar ile tazminatlar yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından kadının kabul edilen davası, derdestlik ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı, kadının kabul edilen boşanma davası, derdestlik ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali yönlerinden davalı erkek vekilince istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken kadının kabul edilen boşanma davası ile derdestlik ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali yönünden İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı erkeğin bu yönlere karşı temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı erkek vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı erkek vekilinin kadının kabul edilen boşanma davası, dertestlik ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; son yıllarda davalının kendi başına hareket etmesi, eşi ve çocuklarına karşı ilgisiz ve sorumsuz davranmaya başladığını, akabinde başka bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrendiğini, davalının yurt dışındaki tüm kazancını babasına gönderdiğini, Emirdağ TOKİ'de ev alındığını bu taşınmazı mal kaçırma amacıyla başkasına satış gösterek devrettiğini, taraflar arasında Fransa Mahkemelerinde boşanma davası açıldığını ve devam ettiğini, müvekkilinin devlet yardımı ve ailesinin desteğiyle 3 çocuğuyla birlikte geçinmeye çalıştığını, evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını, davalının eşine karşı sevgi ve saygısının olmadığını, aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, tarafların evlilik birliklerinin fiilen sona erdiğini, tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri için aylık ayrı ayrı 500,00 TL nafakaya, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL nafaka ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında yurt dışında boşanma davası açıldığını ve devam ettiğini, iş bu davanın reddini talep ettikleri, kusurlu tarafın davacı eş olduğunu, müvekkilinin yurt dışında sürekli çalıştığını, davacının ise çalışmadığını, sürekli aynı mahalledeki ebeveynlerine gittiğini ve evini ihmal ettiğini, müvekkilinin işten eve yorgun geldiğinde dahi davacıyı evde bulamadığını, müvekkilinin bu durumdan rahatsız olduğunu, hatta davacının ebeveynlerinin yaptıklarına karıştığını, müvekkilinin başka kadınlarla ilişkisi olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların gerçeği yansıtmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, kadın ve ortak çocuklarla ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı uzun

süredir ayrı yaşadıkları, tarafların boşanma davasının açılmasından bu yana ayrı yaşadıkları, tüm kusurun

erkeğe ait olduğu, ortak çocukların yabancı mahkeme ilamı ile velâyetinin davacı anneye verildiği, ayrı yaşamadan bu yana ortak çocukların anne ile beraber yaşadıkları, ortak çocukların alışmış olduğu ortamdan koparılmaması gerekliliği, ortak çocukların annenin yanında kalmasının ekonomik ve sosyal yönden herhangi bir engel olmadığı, bu nedenle ortak çocukların davacı anne yanında kalması çocukların menfaatine olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için ara kararla ayrı ayrı hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi ile birlikte arttırılarak aylık ayrı ayrı 500,00 TL olarak devamına, boşanma kararının kesinleşme tarihi ile de aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, maddî-manevî tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tanık beyanlarının taraflı olduğu, ortak çocukların velâyeti konusunda gerekli bilirkişi incelemesini yaptırmadan ve bu konuda rapor düzenlenmeden velâyet konusunda karar verildiğini, boşanmaya itirazı olmadığını belirterek kusur belirlemesi, velâyetler, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe verilen kusurlardan çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı vakıa olmadığı halde bu hususta kusur verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe verilen diğer kusurların sabit olduğu, erkeğin davadan sonra başka bir bayanla gönül ilişkisi olduğu tanık Deniz'in beyanından anlaşıldığından davadan sonraki olayların işbu davada kusur değerlendirmesine alınamayacağı, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin tanık deliline dilekçeler aşamasında dayanmamış olması karşısında erkek tanıklarının beyanlarıyla kadına kusur verilemeyeceği, kadının kusurlu davranışlarının ispat edilemediği, tarafların Fransada yaşadığı, 2017 tarihinden beri ayrı yaşadıkları, ayrılık döneminde çocukların anne ile kalmış olması, davalı babanın çocuklara şiddet uygulaması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velâyetin anneye verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, SİR raporu aldırılmamasının da sonucu etkilemeyeceği, kadın lehine tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine göre az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, kadının tazminatların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın için 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; derdestlik itirazı nedeniyle davanın usulden reddine ve şayet işin esasına geçilecek ise davacının tamamen kusurlu olması nedeniyle davanın reddine, şartları oluşmayan nafaka ve tazminat bedellerinin, aynı zamanda yabancı mahkeme ilamıyla mükerrer olması nazara alınarak ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, kabul edilen dava, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkek vekilinin kadının kabul edilen davası ile derdestlik ve hukuki dinlenilme hakkının ihlâline yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.