"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3824 E., 2023/443 K.
DAVA TARİHİ : 05.06.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niksar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/258 E., 2022/389 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evliliğin hemen başlarında davalının kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadının fiziksel özellikleri ile alay ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, her defasında davacının fedakarlığı sayesinde evliliğin devam ettiğini, erkeğin uygulamış olduğu şiddet ve hakaret olaylarının günden güne arttığını, bu konu hakkında taraflar arasında savcılık soruşturma dosyasının bulunduğunu, en son 31.05.2020 tarihinde kadına fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu bu olay üzerine kadının ailesinin yanına sığındığını ve ortak yaşamı sona erdirdiğini, bu konuda darp raporlarının da olduğunu, erkek aleyhine 6284 sayılı kanun kapsamında koruyucu tedbir kararı verildiğini tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, davacı için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, dava sonuçlanınca yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olarak devamını, kadın lehine 70.000,00 TL maddî 70.000,00 TL manevî tazminata, davacıya düğünde hediye edilen bir takım ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, her türlü yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya karşı hiç bir zaman şiddet uygulamadığını, müvekkiline atfedilecek bir kusurun olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/81 Esas sayılı dosyası incelendiğinde davalının davacıyı yumruk ve tekme atmak suretiyle darp ettiği, bu nedenle 04.06.2020 tarihli sağlık raporu bulunduğu, hakaret suçları yönünden ise olay anında başka kimse bulunmaması nedeniyle beraat hükmü kurulduğu, yine davacı tanıklarının görgüye dayalı beyanlarından kadının erkeğin şiddet eylemlerine maruz kaldığı hususu ispat edildiği, kadına atfedilebilecek bir kusur dosya kapsamında rastlanılamadığı, her ne kadar davalı vekilince yaşanan sorunların davacının psikolojik sorunlarından kaynaklandığı iddia edilmiş ise de sunulan reçete listesinde en eski rapor tarihinin 11.07.2020 tarihli olduğu, Asliye Ceza Mahkemesindeki olay tarihinin 01.06.2020 tarihli olduğu, yaşanan olayların sonrasında sağlık sorunlarının meydana geldiği anlaşıldığından bu savunmaya itibar edilmediği, bu şartlar altında kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusursuz, erkeğin ise kadına karşı şiddet uygulamış olması nedeniyle tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun 2016 doğumlu olması, yaşı itibariyle annenin bakım ve gözetimine ihtiyacının bulunması, sosyal inceleme raporundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde velâyetin anneye bırakılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babayla ortak çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, ev hanımı olan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının ziynet alacağı davası iş bu davadan tefrik edilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacıya karşı hiç bir zaman şiddet uygulamadığını, erkeğe atfedilecek bir kusurun olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, boşanmayı istemediğini ileri sürerek kusur belirlemesi, kabul edilen dava, velâyet, iştirak ve yoksulluk nafakası ile kadın için hükmedilen tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının dava dilekçesinde 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası isteminde bulunduğu, kadın tarafından talep edilen iştirak nafakası yönünden talep aşılarak hüküm kurulduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kabul edilen dava, velâyet, iştirak ve yoksulluk nafakası ile kadın için hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, velâyet, hükmedilen nafakalar ve tazminatları ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 maddesi, 328 inci maddenin birnici fıkrası, 336 ncı maddesi hükümleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 9 uncu maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı Maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.