"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1641 E., 2023/309 K.
DAVA TARİHİ : 30.12.2019- 22.01.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/901 E., 2022/186 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden; erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı kadın vekili tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden; erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı- davalı kadın vekili istinaf yoluna kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden başvurmuştur. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı erkeğin davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacı- davalı kadın vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı bu yönden temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- davalı kadın vekilinin "erkeğin davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı -davacı erkek vekilinin tüm, davacı -davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, kadının ailesi ile görüştürülmediğini, kadının annesine para ve aracın anahtarının fotoğrafını whatsapptan atıp "sülaleni para ile tartarım" diyerek hakaret ettiğini, sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, ailesine götürmediğini, tatile tek başına gittiğini, kadının anne ve babasının önüne para atıp hakaret ve küfür ederek evden kovduğunu, kadının telefonuna casus program yüklediğini, kadına da hakaret ettiğini, kadını tehdit ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının ailesi ile görüştükten sonra sebepsiz yere evde tartışma çıkardığını, ailesinin evliliklerini kabullenemediklerini, hakaret ettiğini, kapıları yumrukladığını, düşükle neticelenen hamilelik süreçlerinde kadının maydanoz suyu ve ağrı kesici içerek düşüğün gerçekleşmesini neden olduğunu, sürekli mutsuz umursamaz ilgisiz hırçın agresif bir yapıya büründüğünü, ortak konutu planlı bir biçimde erkeğin pazara gitme teklifini reddederek evi sebepsiz yere terk ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe sürekli hakaret ettiği, saygısızca davrandığı; erkeğin kadına şiddet uyguladığı, kadının ailesine aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler söyleyip mesajlar attığı, kadının telefonunda kadının annesini engellediği, baskıcı davrandığı, tatile tek başına gittiği, kadının anne ve babasını ittirdiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 33.000,00 TL maddî ve 32.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, kendi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğe kusur olarak yüklenen; kadının babasının kolundan tutarak, kadının anne ve babasını ittirme vakıalarına kadın tarafından usulünce dayanılmadığı, dayanılmayan vakıaların kusur belirlemesinde esas alınamayacağı, erkeğe yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, her iki tarafın diğer tarafın başkaca bir kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan, birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu; 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi gereğince ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın lehine tedbir nafakası takdiri doğru, miktarının ise makul olduğu; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, ancak tarafların evliliklerinin kısa sürmesi, çocuklarının olmaması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğu; mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri doğru, tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının makul olduğu; ağır kusurlu bulunan eş lehine maddî ve manevî tazminat koşulları oluşmamasının kanun gereği olduğu, tespit edilen kusur dağılımına göre erkeğin tazminat taleplerinin reddi kararının doğru olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına bir defaya mahsus olmak üzere 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası takdirine, davalı- davacı erkek vekilinin diğer, davacı- davalı kadın vekilinin tüm itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının da düşük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne ve kadın yararına ferilere hükmedilmesinin doğru olmadığını, erkek yararına tazminata hükmedilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddi kararı ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle yapılan yargılama ve toplanan delillerden Mahkemece davalı- davacı erkeğe kusur olarak yüklenen "kadına fiziksel şiddet uygulama, bayramlarda kadını ailesi ile görüştürmeme ve kadının telefonundan kadının ailesini engelleme" vakıalarının ispatlanamadığının, ispatlanamayan bu vakıaların kusur olarak erkeğe yüklenmesinin mümkün olmadığının, davacı - davalı kadına kusur olarak yüklenen erkeğe hitaben söylediği "kalk kendin al" sözünün de saygısızca davranma olarak nitelendirilemeyeceğinden bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, tarafların kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları uyarınca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı -davalı kadının "erkeğin davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı -davacı erkek vekilinin tüm, davacı -davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.