"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/430 E., 2022/110 K.
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı erkek vekili
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın müvekkilinin parası ile alındığını, müvekkili yurtdışında olduğu için taşınmazın davalı adına tescil edildiğini belirterek, 5027 parsel 4 nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Mahkemenin tespit edeceği bedelin faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin yurtdışında uzun yıllar çalıştığını, çocuklarının doğumunda ara verdiğini, işsizlik maaşı aldığını, çalışmasının karşılığı elde ettiği birikim ve akrabalarının yardımı ile taşınmazı satın aldığını, doğumda kaybettiği çocukları için yüklü miktar tazminat da aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.05.2017 tarihli ve 2014/90 Esas, 2017/475 Karar sayılı kararı ile, davacı tarafça dava konusu yerin tapu kaydının iptali olmadığı takdirde alacak davası olarak talepte bulunulduğu, bu durumda talebin mal rejiminden kaynaklanan bir talep olmadığı, her ne kadar davacı tarafından davalının aldığı dava konusu yerin aslında davacıya ait olduğu beyan edilmiş ise de bu hususun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.03.2019 tarihli ve 2017/16733 Esas, 2019/2338 Karar sayılı kararıyla, davanın ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki ihtilafın eşler arasındaki mal rejimini düzenleyen maddeler uyarınca çözümlenmesi gerektiği, aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının esas ve vekâlet ücreti yönünden davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Dairenin 28.11.2013 tarihli ve 2013/6715 Esas, 2013/17876 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararına ilişkin bölüm yönünden onanmasına, vekâlet ücretine ilişkin bölüm yönünden bozulmasına karar verildiği; görevsizlik kararının kesinleştiği; her ne kadar davacı vekilinin 09.05.2017 tarihli yargılama oturumunda, davanın tapu iptali ve tescil, olmaz ise alacak davası olduğunu, katılma alacağı ve katkı payı olmadığını beyan etmişse de, bu beyanın sonuca etkili ve bağlayıcı bir beyan olmadığı, davanın 25.05.1999 tarihinde satış yoluyla davalı eş adına tescil edilen 5027 parseldeki 4 nolu bağımsız bölüme yönelik mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkin olduğu, Mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraflar arasında resmi bir belge olmadığından tescil talebinin dinlenmeyeceği; davacının gelirlerinin tespit edildiği, davalının gelirlerinin tam olarak tespit edilemediği, dinlenen tanık beyanlarında ve dosya kapsamına alınan belgelerin incelenmesinde davalının yurt dışında sürekli bir çalışmasının olmadığı, aynı zamanda S.S. Minibüsçüler Konut Yapı Kooperatifinde 1/80 oranında hissesinin bulunması nazara alınarak davalının dava konusu taşınmazın ediniminde bilirkişinin ayrıntılı, açık ve 24.02.2021 tarihli alternatifli olarak belirtilen raporunda belirttiği 2 nci alternatifin dosyanın içeriğine daha uygun olduğu böylece dava konusu taşınmazın edinilmesinde davalının %10 oranında davacının ise % 90 oranında katkısının bulunduğu hususunda, Mahkemece kanaat getirildiği, dava tarihindeki taşınmazın değerinin bilirkişilerin dosyaya sunduğu raporda 20.000,00 TL olduğu, davacının dava konusu taşınmazdaki katkı payı alacağının 18.000,00 TL olduğu, ancak davacının talebinin 15.000,00 TL olduğu gerekçesiyle davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davacının davasının kabulü ile (taleple bağlı kalınarak) 15.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 30.11.2022 tarihli ve 2022/9050 Esas, 2022/9796 Karar sayılı kararıyla, davacının dava dilekçesinde ‘taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline mümkün olmaması halinde mahkemenin tespit edeceği bedel üzerinden faizi ile birlikte ödenmesini’ talep ettiği, alacak miktarını göstermediği, sadece harca esas değeri gösterdiği, Mahkemece, davacıya talep miktarını açıklaması için süre ve imkan verilmediği, davacı tarafından da alacak miktarını gösteren bir açıklama/ıslah dilekçesi sunulmadığı; davanın tapu iptali tescil, olmadığı takdirde alacak talebi ile terditli (kademeli) şekilde açıldığına göre öncelikli tapu iptali ve tescil isteği yönünden reddine karar verilmesi halinde terditli (kademeli) alacak talebinin incelenmesi ve bu hususta bir karar verilmesi gerekeceği, dava dilekçesinde alacak miktarının ne olduğu hususunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, dava açılırken gösterilen değerlerin ise alacak talebine ilişkin olmayıp tapu iptali ve tescil talebi yönünden harca esas değer olduğu, Mahkemece, davacıya 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesi gereğince alacak talebi yönünden talep miktarlarını açıklamak ve harcını tamamlamak üzere süre ve imkan verilmesi gerektiği belirtilerek kararın talep miktarı yönünden bozulmasına; davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yönünden, dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe tanınan hakkın ayni olmayıp, şahsi alacak hak niteliğinde olmasına göre kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına davacı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini, 4674 parsel ve irtibatlı 4218 parselin esas ev alanı ve bahçe konumunda olduğunu, alacak davasının belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, müvekkilinin adaletten beklentisi ve davalının sebepsiz zenginleşmesine neden olunmaması için hakkaniyet gerekiği tapunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesi gerektiğini belirtilerek tapu iptali ve tescil talebinin reddine yönelik onama kararının kaldırılarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil talebi istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 111 inci maddesi, 190 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 227 nci maddesinin birinci fıkrası, 231 inci maddesi, 236 ncı maddesinin birinci fıkrası, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarihli ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı erkek vekilinin karar düzeltme talepli dilekçesinin REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 442/son ve 4421 sayılı Kanunun'un 2 ve4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para cezası ile 375,10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.