Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2857 E. 2024/341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasında, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı ve varsa kusurun kimde olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanma davasının reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1735 E., 2023/57 K.

DAVA TARİHİ : 22.03.2019- 26.04.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/309 E., 2021/243 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir

Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, ortak haneyi terk ettiğini, kendisi yedi aydır cezaevinde iken kadının hiç arayıp sormadığını ve kendisiyle ilgilenmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı kadın vekili 06.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin sürekli alkol ve madde kullandığını, kumar oynadığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili 26.04.2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin alkol kullandığını, kumar oynadığını ve madde bağımlılığı olduğunu, kadına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, eve gelmediğini, kredi çekerek kendi ihtiyaçları için kullandığını, kadının kazancını elinden aldığını, son olayda eve sarhoş gelip, kadına fiziksel şiddet uygulayıp küfrederek kadını evden kovduğunu, tarafların üç yıldır ayrı yaşadığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 197 nci maddesi gereğince davasının kabulüne, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evin geçimini sağlayamadığı, alkol ve kumar alışkanlığı olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu; 4721 sayılı Kanun’un 197 nci maddesi gereğince belirlenen kusurlara göre kadının ayrı yaşama hakkının bulunduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesin gereğince erkeğin davasının reddine, 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi gereğince tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden itibaren kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına kadının birleşen davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur belirlemesinin ve davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın gerekçesinin olmadığını, dava reddedildiğine göre kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince de erkeğin boşanma davasının reddine dair verilen kararın ve erkeğin kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına tahsilde tekerrür olmamak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu; İlk Derece Mahkemesince davacı- davalı erkeğin boşanma davası reddedildiği halde, davalı- davacı kadın yararına boşanmanın eki niteliğinde olan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli olmadığı; davalı - davacı kadının dava açmakta haklı olduğuna dair tespitinin ve gerekçesinin isabetli olduğu, davalı - davacı yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının ihtiyaçları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarında da isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının hükümden kaldırılmasına; davacı- davalı erkek vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, birleşen dava yönünden miktar itibariyle kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve asıl davanın reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.