"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1354 E., 2022/1926 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/530 E., 2021/875 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evinin teras kısmında yaşadıklarını, anne ve babasının tarafların evliliklerine müdahale ettiğini, taraflar arasında cinsel birlikteliğin gerçekleşmediğini, halen bakire olduğunu, birliktelikten kaçındığını, tıbbi ve psikolojik yardım taleplerini kesinlikle reddettiğini, gizlediği bir sağlık sorununun olduğunu, annesinin evine ziyarete gittiklerini, gelip almadığını, eşyaların büyük bir kısmını ailesinin yaşadığı evin önüne yığdıklarını, annemin babamın yüzü gülmüyor, ben seni almayacağım diyerek konuşmayı kestiğini, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet uyguladığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 5.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı- davacı kadın vekili 08.06.2018 havale tarihli dilekçe ile maddî tazminata ilişkin taleplerini sehven 5.000,00 TL olarak yazdıklarını, taleplerinin 50.000,00 TL olduğunu , birleşen davada cevap dilekçesi ile birleşen davanın reddini, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini savunmuştur.
II. CEVAP
1. Davalı- davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının ailesinin yaşadığı dubleks dairenin bağımsız olan üst katının taraflara tahsis edildiğini, evlendikten sonra sürekli ailesinin yanında kalmak istediğini, sürekli ailesinin evine gittiğini, düğün gecesi kadının regl olduğunu söylediği için birlikteliğin olmadığını, sonrasında da sürekli tersleyip uzaklaştırması neticesinde birlikteliğin olmadığını, kendi evlerinde sadece bir kaç gün kaldıklarını, ısrar ve baskılarıyla çoğu günlerde ailesinin evinde kaldıklarını,n sürekli az az eşya taşıyarak eşyaların büyük bir kısmını annesinin evine götürdüğünü, annesinin annesine "senin oğlun erkek değil, benim kızım kızoğlu kız duruyor" diyerek apartman önünde bağırarak bu durumu söylediğini davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- davacı erkek vekili 11.06.2018 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle ; cevap dilekçesindeki belirttiği beyanlara ilaveten kadının erkeği terslediğini, azarladığını, yüzünün gülmediğini, normal olmayan hal ve tavırlar sergilediğini, evliliklerinin 36 gün sürdüğünü, birlikteliğin hiç gerçekleşmemiş olduğunu, kadının psikolojik sorunları olabileceğini, bunun evlilik öncesi erkekten saklanmış olabileceğini, erkeğin bunu bilmesi halinde bu evliliği gerçekleştirmeyeceği gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun’un 148 inci ve devamı maddesi gereğince öncelikle evliliğin iptalini olmadığı takdirde tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 148 inci ve devamı maddelerinde sayılan nispi butlan sebeplerinden hiçbirinin ispatlanamadığı, kadından kaynaklanan sebeplerle taraflar arasında cinsel birlikteliğin gerçekleşmediği hususunun ispatlanamadığını, bu halin dahi tek başına nispi butlan gerektiren bir sebep olmadığı; kadının bir zorunluluk bulunmadığı halde devamlı olarak ailesinin evine gittiği, bazen geç saatlerde evine geldiği, bu şekilde evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumluluklardan kaçındığı; erkeğin ise annesinin tarafların kendi başlarına yiyip içmelerine müdahale ettiği, devamlı olarak bir arada bulunmak istediği ve bu yönda kadına müdahalelerde bulunduğu çantasını karıştırdığı ve erkeğin annesinin bu müdahalelerine ses çıkarmadığı, kadının eşyalarının ailesinin kapısının önüne bırakıldığı, tarafların her ikisinde de cinsel birlikteliğe engel teşkil edecek fizyolojik ve psikolojik bir rahatsızlığın mevcut olmadığı doktor raporları ile belirlendiği, yerleşik Yargıtay kararlarına göre kadının cinsel beraberlikten kaçındığına dair bir delil ortaya konulamadığına göre, erkeğin cinsel birlikteliği gerçekleştiremediğinin kabulü gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına toptan 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin evliliğin iptali davasının ve yasal şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, toptan yoksulluk verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile nafakanın şekli yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, talep aşılarak tazminata karar verildiğini, kendi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen taraflara yüklenen kusurlu davranışların yanında kadının annesinin apartmanda herkesin duyacağı şekilde senin oğlun erkek değil, benim kızım halen bakire dediği, bu sırada kadının da annesinin yanında olduğu ve bu duruma sessiz kaldığı; erkeğin de kadına ailem seni istemiyor, bende istemiyorum, yarın gel gel eşyalarını evden al dediği vakıalarının gerçekleştiğinin anlaşıldığı, bu kusurların da gerekçeye eklenmesinin gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında yine de kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, az kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakasına ve tarafların fiili olarak birlikte kaldıkları süre ile yoksulluk nafakasının amacı da dikkate alındığında yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi isabetli olduğu, tarafların mali ve sosyal durumları da değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen toptan yoksulluk nafakasının az olduğu; kadın dava dilekçesinde 5.000,00 TL maddî tazminat talep ettiği, 08.06.2018 havale tarihli dilekçe ile maddî tazminata ilişkin taleplerini sehven 5.000,00 TL olarak yazdıklarını, taleplerinin 50.000,00 TL olduğunu belirttiği, birleşen davada cevap dilekçesi ile de yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ettiği, buna göre kadının talebinin 50.000,00 TL maddî tazminat olduğunun kabulü gerektiği; toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının az kusurlu olduğu, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, boşanmaya sebep olan olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kurallar dikkate alınarak uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdirinin gerektiği; ağır kusurlu olan eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına toptan 25.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata; taraf vekillerinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarı ile nafakanın şekli yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı, nafakanın toptan verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci madde, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.