"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1079 E., 2022/2561 K.
DAVA TARİHİ : 20.09.2018-12.10.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/813 E., 2020/382 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; daha önce Eskişehir 2. Aile Mahkemesinin 2013/596 Esas sayılı dosyasına kayıt alan boşanma davasından feragat ettiğini ve kararın 04.06.2014 tarihinde kesinleştiğini, feragatten sonra tarafların bir araya gelmediklerini, kadının erkeği hakaret ederek evden kovduğunu, hor gördüğünü, sürekli para talebinde bulunduğunu, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, sık sık evi terkettiğini, başka bir kadın ile beraberliğinin olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000.000,00 TL maddî, 5.000.000,00 TL manevî karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce açılan boşanma davasında feragat kararı sonrasında tarafların bir araya gelmediği, erkeğin kadına fiziksel ve sözlü şiddet uygulamadığı, sürekli evi terk edip gittiği, eşine destek olmadığı, çocuklarıyla yeterince ilgilenmedığı, başka bir kadınla birlikte yaşayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu; kadının emekli olduğu, sürekli ve düzenli geliri bulunduğundan yoksulluğa düşmeyeceği; ziynetlerin kadının rızası dışında bozdurulduğuna ilişkin iddialarını ispatlayacak dosyada bir delil bulunmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince erkeğin davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın karşı davasının kabulü, kusur, kadın lehine maddî ve manevî tazminatın haksız ve fahiş takdiri ile ret edilen ziynet alacağı davasına yönelik nispi vekâlet ücreti verilmemesi kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın asıl davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminatın azlığı ve ziynet davasının reddi yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ve tanık beyanları dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı, feragat ile ret edilen boşanma davasının ret kararından sonraki 3 yıl içerisinde tarafların evlilik birliğinin tesisi için bir araya gelmediklerinin sabit olduğu, tarafların ispatlanmış kusurları dikkate alındığında erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanma nedeniyle zedelendiği, bu kusurların yanı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kusur durumu dikkate alındığında maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu; erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz karar verilmediği ancak bu konuda açık istinaf talebinde bulunulmadığı, bu nedenle istinaf değerlendirilmesinin dışında bırakıldığı; kadının erkeğe göre çok daha yüksek emekli geliri bulunduğu, tedbir nafakası talebinin reddinde ve boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği, bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu; kadın tanıkları ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını ve geri iade edilmediği ifade ettiği,bu durumda ziynet eşyalarının kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiğini ispat yükü karşı yana geçeceği, erkeğin bu hususta bir ispatı bulunmadığı, bilirkişi raporunda görsellerde belirlenen ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı; ret edilen ziynet alacağı davasında erkek yararına nispi vekâlet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf başvurusunun ise, ziynet alacağının kabulüne karar verildiğinden reddine karar verilmesi gerektiği; erkeğin açıkça vazgeçilmeyen bir tanığının dinlenmediği, erkeğin feragat ile önceki olayları af etmiş sayılacağı ve somut olay da da feragat sonrasına ilişkin kadın aleyhine yeni bir kusur isnadında bulunmadığı da dikkate alındığında sonuca etkili olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 150.000,00 TL maddî tazminata, kadın yararına 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kabulüne, kararda belirtilen ziynetlerin aynen, mümkün olmazsa toplamı olan 80.466,50 TL'nin 1.000,00 TL'sini dava tarihinden bakiye kalan 79.466,50 TL'nin ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline; ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunun sabit olduğunu, davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğunu, erkeğin tek gelirinin emekli maaşı olmadığını, yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü, nafaka talebinin reddi, kusur, maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıdaki (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere ... erkek vekilin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ....'ye geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.