Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2863 E. 2024/343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin istinaf kararının temyizi üzerine, boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusur bulunup bulunmadığı ve davalı kadının kusurlu davranışlarının affedildiği iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadına yüklenen kusurların affedildiği ve boşanmaya sebep olacak derecede kusurlu davranışının ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1215 E., 2022/2625 K.

DAVA TARİHİ : 16.10.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İnebolu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/519 E., 2021/247 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında 2009 yılından beri birlikteliklerinin bulunmadığını, eşinin evlilik birliğinin kendisine yüklediği hususlarını yerine getirmediğini, eşi ile 10 yılı ... süreli fiili ayrılıklarını bulunduğunu, çocukları ile ilgilenmediğini aşırı kıskanç olduğu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, erkeğin çalışmak için gittiğini söylediğini ancak yerleştiğini söylemediğini, ayrıca kadını yanına çağırmadığını, konutu terk edip gittiğini ve ailenin hiç bir temel ihtiyacını karşılamadığı gibi eve dahi gelmediğini aldattığını ileri sürerek davanın reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin ortak konutta yaşama ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, ailenin geçimine destek olmadığı; davalı kadının, erkeğin önceki evliliğinden olma çocuklarına iyi davranmadığı, şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, görüşmelerine engel olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin önceki evliliğinden olma çocuklarına iyi davranmadığı, şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, görüşmelerine engel olduğu vakıalarının kusur olarak yüklenildiği, davacı tanıklarının beyanlarında geçen olayların çocukların 15-16 yaşlarında olduğu dönemlere ilişkin olduğu, Hanife'nin 2007 yılında evlenerek ortak haneden ayrıldığı, tarafların bu olaylardan sonra uzunca bir süre birlikte yaşadıkları, fiili ayrılığın 2017-2018 yıllarında davacı erkeğin evden ayrılarak Bozkurt’a yerleştiği dönemde gerçekleştiği, böylece davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesince davalı kadına yüklenen kusurlu davranışları affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığının kabulü gerektiği, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği, davalı kadına, erkek tarafından usulünce dayanılmayan , ispatlanamayan ve af kapsamında kalan vakıaların kusur olarak izafe edilmesi doğru bulunmadığı, kadının boşanma kararı verilmesini gerektirecek derecede kusurlu bir davranışı ispatlanamadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının birlikte yaşamaktan kaçındığını, çocukları ile ilgilenmediğini, onlara kötü davrandığını dosyada mevcut tanık beyanları ile ispatlandığını, erkek tanığının erkeğin evinde başka bir kadına dair eşya dahi görmediğini beyan ettiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.