"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2000 E., 2023/118 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 28. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/60 E., 2022/119 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-birleşen davalı kadın dava ve cevap cevaba dilekçelerinde özetle; erkeğin kendisine ve ailesine hakaret ve küfürler ettiğini, akrabalarından uzaklaşmasına neden olduğunu, kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, yatağını ayırdığını iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
2.Davacı-birleşen davalı kadın birleşen davaya cevap ve birleşen davada ikinci cevap dilekçelerinde özetle; tarikat üyesi olduğu iddiasının doğru olmadığını, başkasıyla dini nikahlı yaşamadığını, 3 çocuk yapmak için davalının kendisini zorladığını, kendisine psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ailesine ve kendisine hakaret ettiğini, bu nedenle ceza aldığını belirterek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-birleşen davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının kendisini bir tarikata kaptırdığını, erkeğin bu tarikata dahil olmaması nedeniyle de aralarında problemler yaşanmaya başlandığını, dava açılmadan bir ay önce birlikte Marmaris'e tatile gittiklerini öncesinde yaşanan olayların af kapsamında kaldığını iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini, çocuklarının öncelikle geçici velâyetlerinin kendisine verilmesine, aksi halde çocuklarla arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-birleşen davacı erkek vekili birleşen dava ve birleşen davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının tarikat üyesi olduğunu, erkeği ve çocukları kafir ilan ettiğini, bu nedenle çocuklarla dahi görüşmediğini, bir başkasıyla dini nikah yaparak birlikte yaşadığını ve hatta o kişiden çocuğunun olduğunu iddia ederek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin erkeğe verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, 300.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak evlilik birliği sona ermeden Murat isimli kişi ile dini nikah kıydığı, bu kişiden çocuk sahibi olduğu, ortak çocukları erkeğe bırakıp ilgilenmediği, erkeğin üzerine atılı kusurların af kapsamında kalması nedeniyle ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl davanın ispatlanamadığından reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, 50.000,00 TL manevî tazminatın ve 50.000,00 TL maddî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-birleşen davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-birleşen davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddî- manevî tazminatın ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kusur belirlemesinin doğru olduğu bu nedenle asıl davanın reddinin, birleşen davanın kabulünün usul ve kanuna uygun olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak nafaka ve tazminat miktarlarının da uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-birleşen davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek hükmün, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden hükmün bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-birleşen davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek hükmün, tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı asıl ve birleşen boşanma davalarında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü ile erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının yerinde olup olmadığı ile velâyeti babaya bırakılan ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi , 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi ve 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle ilk Derece Mahkemesince; davacı- birleşen davalı kadının, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak evlilik birliği sona ermeden Murat isimli kişi ile dini nikah kıydığı, bu kişiden çocuk sahibi olduğu, ortak çocukları erkeğe bırakıp ilgilenmediği, erkeğin üzerine atılı kusurların ise af kapsamında kalması nedeniyle birliğin temelinden sarsılmasında kadının tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; kadın, asıl ve birleşen boşanma davasında erkeğin kendisine hakaret ettiği vakıasına dayanarak birleşen davaya cevap dilekçesinde erkeğin kendisine hakareti nedeniyle cezalandırıldığını belirtmiş olup iddia olunan ceza dosyasının incelenmesinde hakaret suçunun tarihinin 03.10.2019 olduğu, ceza yargılamasındaki hakaret eyleminin asıl dava açıldıktan sonra gerçekleştiği, bu haliyle asıl davada kusur değerlendirmesinde göz önüne alınamayacağı, yine asıl davada erkeğin kadına hakaret ettiği hususunun başkaca delille de ispatlanamadığından asıl davadaki kadının tam kusurlu olduğu yönündeki kusur değerlendirmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ancak kadının birleşen davaya cevap dilekçesinde hakaret iddiasına ve buna ilişkin ceza dosyasına dayandığı, birleşen davanın açıldığı 14.10.2020 tarih göz önüne alındığında erkek tarafından kadına karşı hakaret fiilinin gerçekleştiği, bu haliyle birleşen davada kadının ağır kusurlu, erkeğin az kusurlu kabul edilmesi gerekirken kadının tam kusurlu olduğu değerlendirmesinin doğru olmadığı ne var ki asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulü kararı doğru olup bu durumun sonuca etkili olmadığının anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup kadın vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-birleşen davacı erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakaları azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî, manevî tazminat ve iştirak nafakası miktarları yönünden erkek yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî, manevî tazminat ile iştirak nafakası miktarları yönünden erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davacı- davalı kadın vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Esra'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Salih Zeki'ye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.