Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2883 E. 2024/141 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat talepleri ile ziynet alacağının tespiti hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin şiddet iddiasını destekleyen tanık beyanlarının yetersiz ve inandırıcı olmadığı, kadının erkeğe yönelik şiddet eyleminin ise affedildiği veya hoş görüldüğü gözetilerek, yerel mahkemenin kusur belirlemesi ve tazminat miktarına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/905 E., 2022/1727 K.

DAVA TARİHİ : 22.11.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1042 E., 2019/1027 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine, ziynet alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince kusur tespiti, kadın lehine hükmolunan tazminatlar, kabul edilen ziynet alacağı ile reddedilen tazminatlar için erkek lehine vekâlet ücreti verilmemesi ve kadın lehine iki ayrı vekâlet ücreti takdiri yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre kadın yararına kabul edilen ziynet alacağı bedeli ve temyize konu edilen toplam miktar 15.130,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına ve ziynet alacağı davasında kadın lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların takılar ile ilgili tartışmasının evlilik birliğine yansıdığını, davalının evillikten bir iki hafta önce işinden ayrıldığını ve bu durumu yoğun bir şekilde yaşamaya başladığını , kadının çabalarına hakaretvari tepkiler verdiğini, her olayda kadına ve ailesine küfür etmeye, tokat atmaya ve iteklemeye başladığını, davacının zamanla düzelir umuduyla devam ettiğini, tek iletişim yolu olarak şiddet ve küfürlü konuşma yolunu seçtiğini, ütü masası ile vurduğunu, süpürge sapını sopa olarak kullandığını, bu yaşanılanları ailesine söylemediğini, zamanla psikolojisinin bozulduğunu, davalının ailesine durumun anlatıldığını, ailesinin davalıya nasihat ve uyarıda bulunduğunu ancak bir süre sonra tekrar devam ettiğini, davalının yumruk atıp boğazını sıktığını, mutfaktan bıçak alarak tehdit ettiğini, durumu ailesine anlattığını, ailesi ile birlikte hastaneye giderek rapor aldığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine ve 15.300,00 TL ziynet eşyası bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; evlenmeden kısa bir süre önce işten atıldığını, madden ve manen haklı bir boşluğa düştüğünü, taraflar arasında erkeğin işsiz olması, üzerinde bundan kaynaklanan manevî baskı ve kadının iş ortamında yaşadığı yoğun baskı ortamı sebebiyle karşılıklı anlaşmazlık ve gerilim oluştuğunu, sorunların temel kaynağının tarafların geçici baskı ve stres dönemi olduğunu, çalışmadığı dönemde dahi evin tüm giderlerini karşılamak için günlük işlerde çalıştığını, davacının tüm olumsuzlukları en yakın arkadaşına ve ailesine anlatarak onların fikir ve yönlendirmeleri ile hareket etttiğini, iddiaların gerçek dışı ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine şiddet uyguladığı, kadının zaman zaman eşini terslediği ve hakaret içeren sözler söylediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak maddî ve manevî tazminat yönünden değerlendirme yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakasının reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata , kadın lehine bir kısım ziynet alacağına ve ziynet alacağının kabul edilen kısmı uyarınca ayrıca kadın lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur tespiti, kadın lehine hükmolunan tazminatlar, kabul edilen ziynet alacağı ile reddedilen tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ile kadın lehine iki ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının kusurlarına erkek tarafından cevap dilekçelerinde dayanılmadığını ancak kadının istinaf itirazında bulunmadığını belirterek bu kusurların kadının üzerinde kaldığını, belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin daha ağır kusurlu olduğu tespitinin yerinde görüldüğünü ve reddedilen ziynet alacağına ilişkin kısım için erkek lehine vekâlet ücreti takdiri gerektiğini belirterek istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkek yararına ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden maktu vekâlet ücretine, sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur tespiti, kadın lehine hükmolunan tazminatlar, kabul edilen ziynet alacağı ile reddedilen tazminatlar için erkek lehine vekâlet ücreti verilmemesi ve kadın lehine iki ayrı vekâlet ücreti takdiri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tazminatlar, nafakalar ve miktarları ile kabul edilen boşanma davasında kadın yararına vekâlet ücreti şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddeleri, 175 inci, 176 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin dilekçeler aşamasında dayandığı fiziksel şiddet vakıasının ispatına ilişkin tanıklarının beyanlarının bir kısmının soyut beyanlar olup, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğunun, Şile'de gerçekleşen kadının erkeğe yönelik fiziksel şiddet eyleminin oluş tarihinin akabinde ise evlilik birliğinin devam ettiğinin ve bu nedenle bu vakıa nedeniyle davalı erkeğin, davacı kadını affettiğinin, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiğini, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceğinden bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmemesinin doğru olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne ve ziynet alacağı davasında kadın lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Davalı erkek vekilinin sair hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.