Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2921 E. 2024/233 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygunluk gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2575 E., 2022/1871 K.

DAVA TARİHİ : 22.06.2018 - 26.06.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/537 E., 2020/282 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın ... erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesine, asıl davanın reddine ilişkin bölümü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ve birleşen dava dilekçesinde; kadının müvekkilinin hastalığı ile ilgilenmediğini, maddî olarak zora sokacak istekleri olduğunu, müvekkilinin rica etmesine rağmen ısrarla müvekkili kahvaltı ederken müvekkilinin kahvaltı ettiği yeri çamaşır suyu ile sildiğini, bu nedenle çıkan tartışmada kadının erkeğe elindeki süpürge sapıyla bir kaç defa vurduğunu, süpürgenin kırılmasıyla müvekkilinin yaralandığını, kadının ailesinin ve kadının erkeğe ağır şekilde ağağılayıcı söylemlerde bulunup, tehdit ettiklerini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, erkeğin müvekkiline süregelen şekilde şiddet uyguladığın, hamile kaldığında "iyi b.k yedin" dediğini, bu nednele müvekkilinin üzüntüden düşük yaptığını, daha sonra çocukları olmamasına rağmen doktora gitmediğini, kadının ailesi ile görüşmesine ve çalışmasına izin vermediğini, kadının ailesinin evlerine gelmesini istemediğini, sürekli ağır küfürler ve hakaretler ettiğini, bazen günlerce eve gelmediğini, silahla tehdit ettiğini, sadakatsiz olduğunu, kadını defalarca kovduğunu, evin geçimi için müvekkilinin ailesinin taraflara destek olmak zorunda kaldığını, son olayda da yine şiddet uyguladığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı küçük düşürücü söylemlerde bulunduğu, ihtiyaçlarını karşılamaktan kaçındığı, evden kovduğu ve ilgisini esirgediği, kadına atfı kabil kusur bulunmadığı, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği

gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... erkek vekili, kadının müvekkilinin tüm akrabalarıyla olan ilişkisini kestirdiğini, davacının akrabalarını hırsızlıkla suçlayarak davacının köyüne dahi gitmesini engellediğini, davacıyı evden kovması ve kapıları kilitlemesi nedeniyle 17 gün kahvehanede kaldığını, 2014 yılında kalp krizi geçirdiğini, 2017 yılında beyne pıhtı attığını, kadının müvekkilinin hastalığında ilgilenmediğini, şiddet uyguladığını, kadının babasının da hakaret ve tehdit ettiğini, kadının sürekli hakaret ve küfürler ettiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, kadının ve ailesinin maddî durumu iyi olduğu halde yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, kadının adına kayıtlı taşınmazı kiraya verdiğini, kira geliri bulunduğunu, maddî ve manevî tazminatın haksız olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü ve ferileri yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın istinaf talebinde bulunmadığından erkeğe yeni kusur eklenmesinin mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği üzere erkeğin, kadına küçük düşürücü söylemlerde bulunduğu, ihtiyaçlarını karşılamaktan kaçındığı ve ilgisini esirgediği, buna karşın eşini evden kovduğu konusunda delil bulunmadığı, kadının ise eşine şiddet uyguladığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe çocuk sahibi olmak için tedaviyi reddetme vakıası kusur olarak yüklenmediğinden hastane kayıtlarının celbedilmesi konusundaki istinaf talebinin kabul edilmediği, 2012-2013 yılında gerçekleştiği belirtilen erkeğin kahvehanede kalması olayının kusur tespitinde dikkate alınmamasında isabetsizlik bulunmadığı, kadın tanıklarının erkeğin cimriliği nedeniyle kadını ailesinin evine gönderdiği beyanı karşısında eve geç gelmesinin kadına kusur olarak yüklenmemesinin hatalı bulunmadığı, bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı- davalı erkeğin ağır, davalı- davacı kadın ise az kusurlu olduğu, erkek tarafından açılan asıl davanın da kabulü gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, erkeğin asıl davanın reddi kararına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı-davacı erkek vekili; birleşen davanın reddi gerektiğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına nafaka ve tazminat koşulları oluşmadığını, miktarlarının tarafların ekonomik durumları ile uyumlu olarak belirlenmediğini, müvekkilinin nafaka ve tazminat ödeme gücü bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, asıl ve birleşen davanın kabulü kararının isabetli olup olmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.