"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3264 E., 2023/119 K.
...
...
...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/407 E., 2022/424 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın asıl dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin kadını ve ailesini başkalarının yanında aşağıladığını, küçük düşürücü hakaretlerde bulunduğunu, tehdit ettiğini, kadının kız kardeşinin evinin tamir işlerini yapacağını söyleyerek cinsel tacizde bulunduğunu, buna ilişkin kız kardeşinin şikayette bulunduğunu, erkeğin 2019 yılında kadını evden kovduğunu, daha sonra özür dileyerek erkek adına kayıtlı bulunan meskenin yarısını kadının üzerine geçirdiğini, kadının 2020 yılı Ocak ayında eve döndüğünü, erkeğin kadının kızına babaannesi tarafından alınan bileziği aldığını ve daha sonra bu bileziği bağ evinin inşaatı için bozdurduğunu söylediğini, kadının bu nedenle güveninin kırıldığını, erkeğin çocuklarını kendi çocuğundan ayırmadığını, fiziksel şiddet uygulamadığını, tarafların 11.10.2020 tarihinde kız kardeşine tacizde bulunması ve sonrasında kadını tehdit etmesi olayından beri ayrı yaşadıklarını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 1.500,00 TL nafaka verilmesine, 30.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, kadının kız kardeşine yönelik taciz iddiasının iftira olduğunu, buna ilişkin açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini, Ekim ayı içinde erkeğin önceki evliliğinden olan 12 yaşındaki kızına "eve virüsü sen getireceksin, keşke olmasaydın, annenle keşke sen de ölseydin, yemeği sen mi koyacaksın, ben mi koyacağım, ne oturuyorsun...." gibi aşağılayıcı hakaretlerde bulunduğunu, bunun üzerine tarafların tartıştıklarını, bir müddet sonra erkeğin kapıcılık işlerini yapmak üzere evden çıktığını, bunun üzerine kadının çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, bu durumun komşular tarafından erkeğe duyurulduğunu, bu olaylar üzerine kadının kendi çocuğunu alarak birkaç gün sonra evi terk ettiğini, evi terk ettikten sonra kadın ve kız kardeşinin erkeğe iftira atarak şikayette bulunduklarını, kadının evlilik süresince kendi çocuğu ile erkeğin çocukları arasında ayrım yaptığını, erkeğin kızlarının ihtiyaçlarını dahi karşılamamaya başladığını, taraflar arasında bu nedenle tartışmalar yaşandığını, erkeğin evde olmadığı zamanlarda erkeğin çocuklarına işkence, baskı, kötü muamele ve hakaretlerde bulunduğunu, onları tehdit ettiğini, kadının daha önce de evi terk ettiğini ve erkek adına kayıtlı evin tapusunun üzerine geçirilmesi şartı ile eve döndüğünü, erkeğin o zamanlarda kadının çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığını bilmediğini, son yaşanan olaydan sonra çocuklarının vücutlarındaki darp izlerini erkeğe gösterdiklerini, darp raporu alarak kadını şikayet ettiklerini, evlilik süresinde kadının erkeğe sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını, küçük düşürdüğünü, hor gördüğünü, evi ve eşi ile ilgilenmediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğe ait olan meskenin kadın adına kayıtlı yarı hissesinin iptali ile erkek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "... kadının eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarına kötü davranması üzerine taraflar arasında yaşanan sözlü tartışmadan sonra evi terk ettiği, evlilik birliği içerisinde erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı ve tarafların fiilen uzun süredir ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Erkek tarafından boşanmaya sebep olarak ileri sürülen; kendisine sevgi ve saygı gösterilmediği, her türlü ortamda küçük düşürüldüğü ve hor görüldüğü iddiaları hususlarındaki tanık beyanları ise soyut ve duyuma dayalı olduğundan kadına kusur olarak yüklenmemiştir. Kadın tarafından boşanmaya sebep olarak ileri sürülen; kendisine ve ailesine başkalarının yanında da aşağılayıcı ve küçük düşürücü hakaretler edildiği iddiası tanıkların böyle bir duruma şahit olmadıklarını beyan etmeleri sebebiyle, erkeğin kendisine psikolojik şiddet uyguladığı, kendisini ve kızını kapının önüne koyduğu, eşinin haberi olmaksızın kızı ...'a babaannesi tarafından alınan bileziğin bozdurulması iddiası tanıklarca bu olaydan sonra erkek tarafından Toki'den alınan evin yarı hissesinin kadına üzerine devredilmesi üzerine tarafların barışmaları ve uzun süre daha birlikte yaşamış oldukları beyan edildiğinden, kız kardeşine cinsel tacizde bulunduğu iddiası ise bu olayın tarafı olan ve karşı davacı erkek ile arasında husumet bulunan ... dışındaki tanık beyanlarının duyuma dayalı olması, tanık ...'nın beyanlarının tarafsız olmadığı kanaatine varılması, iddia hususunda kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğinden ispatlanamamış olması sebebiyle kusur takdirinde esas alınmamıştır. Bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu, erkeğin ise kusursuz olduğu..." gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin katılım alacağı talebinin tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarına kötü muamelede bulunmadığını, kadının evi her terk etmesinde erkeğin çocuklarına kötü muamelede bulunduğu iddiasına sığındığını, kadının tam kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, erkeğin de müterafik kusurlu olduğunu, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının çalıştığını, kusur durumu göz önüne alındığında hükmedilen tazminatların miktarlarının düşük olduğunu belirterek hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarına kötü muamelede bulunmadığını, kadının evi her terk etmesinde erkeğin çocuklarına kötü muamelede bulunduğu iddiasına sığındığını, kadının tam kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, erkeğin de müterafik kusurlu olduğunu, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının çalıştığını, kusur durumu göz önüne alındığında hükmedilen tazminatların miktarlarının düşük olduğunu belirterek hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin karşı davasının kabulü ile erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının asıl davasının reddinin yerinde olup olmadığı ile kadın yararına yoksulluk nafakası verilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda; İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı erkeğin kadının kız kardeşine cinsel tacizde bulunduğu iddiasına yönelik yapılan değerlendirmede, erkek ile kadının kardeşi tanık ... arasında husumet bulunduğu, açılan soruşturma dosyasının takipsizlik ile sonuçlandığı, tanık ... dışındaki diğer tanıkların taciz olayı ile ilgili duyuma dayalı beyanda bulundukları, tanık ...'nın beyanlarının tarafsız olmadığı kanaatine varılarak bu vakıanın kusur olarak erkeğe yüklenmediği, erkeğin başkaca bir kusurunun ispatlanamadığı, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının asıl davasının reddine, erkeğin karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Taraflar vekillerinin istinaf yoluna başvuruları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince erkek ile arasında husumet bulunduğu gerekçesi ile tanık ...'nın beyanı hükme esas alınmamış ise de; tanık ... ile davalı-davacı erkek arasında takipsizlik kararından önce husumet bulunmadığı hususu soruşturma dosyasında yer alan tanık ... ile davalı-davacı erkek arasındaki mesaj kayıtlarından ve işbu dosyadaki tanık beyanlarından anlaşılmakla ...'nın tanık olarak verdiği ifadenin değerlendirilerek hükme esas alınması gerekir. Tanık ... ve ... kadının annesi olan tanık ...'nin beyanları ve mesaj kayıtları değerlendirildiğinde, davalı-davacı erkeğin kadının kız kardeşi olan tanık ...'ya yönelik eyleminin güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu ve bu kusurun erkeğe yüklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında ... kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kadının davasının reddi doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının boşanma davasının reddi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadının boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre her iki boşanma davası ve fer'îleri konusunda yeniden karar verilmesi zorunlu hale geldiğinden tarafların diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...