Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2961 E. 2024/228 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, kişisel ilişki, nafaka ve tazminat miktarlarının doğru belirlenip belirlenmediği hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1555 E., 2023/103 K.

DAVA TARİHİ : 16.05.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/423 E., 2021/544 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesine dayalı davasının reddi ile 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sinirlendiğinde kendini kaybettiğini, her sinirlendiğinde kadına fiziksel şiddet uyguladığını, 2017 yılında ağır şiddet nedeniyle kadının hastaneye gitmek zorunda kaldığını, 30.04.2018 tarihindeki son olayda ise ağır hakaretler ederek kadını darp ettiğini, parmaklarını kırdığını ve kolunun alçıya alındığını, boğazını sıkıp yüzüne yumruk attığını, hatta 20 aylık ortak çocuğa da fiziksel şiddet uyguladığını, kadının evden ayrıldığını, darp raporu alarak şikayette bulunduğunu, daha sonra ortak çocuğun kıyafetlerini almaya geldiğinde kapının kilidinin değiştirilmiş olduğunu, kolluk kuvveti yardımı ile kapının açtırılabildiğini, erkeğin ailesinin özellikle de babasının kadın ve ailesini küçümsediğini, erkeğin babasının oğlunu tekrar evlendirebileceğini söylediğini, erkeğin ise bu sözlere hiç tepki vermediğini, belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150,000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının evlilik yükümlülüklerine aykırı davranarak en ufak tartışmada evi terk ettiğini, kadının ailesinin her tartışmada eve gelerek kadını aldıklarını, kadının sinirlendiğinde davranışlarını kontrol edemediğini, aile içindeki konuları üçüncü kişilerle paylaştığını, başkalarının yanında erkeği küçük düşürdüğünü, son olayda tartışma esnasında kadının mutfaktaki eşyaları yerlere fırlattığını, kadının kendisine zarar vermesinden korkarak kadını mutfaktan çıkarmaya çalıştığını, bu esnada kadının parmağının zedelendiğini, ortak çocuğa kesinlikle şiddet uygulamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına hakaret ettiği, en son tarafların ortak çocuğu kadının kucağında bulunduğu sırada kadına fiziksel şiddet uyguladığı, çocuğa ve kadına ve çocuğa karşı yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kadının annesi en son yaşanan olay sonrası kızını alıp giderken erkeğin babasının, "kızını al git, ben oğlumu tekrar evlendiririm" dediği, erkeğin bu duruma sessiz kaldığı; kadının ise aile sırlarını başkalarına anlattığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının daha az kusurlu olduğu, kadının pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talebine yönelik yapılan değerlendirmede ise bu davranışın boşanma sebebi oluşturması için eşin vücut bütünlüğüne veya sağlığına yönelmesi ve bu davranışın zulüm veya işkence boyutunda olmasının gerektiği, eldeki dosyada bu şartların oluşmadığı, ortak çocuğun ayrılık süresince anne yeninde kaldığı, belli bir düzeninin olduğu ve alınan sosyal inceleme raporu da dikkate alındığında velâyetinin anneye verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma davasının reddine, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açtığı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü haftası Cumartesi günü saat 11.00'dan Pazar günü saat 18.00'a, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan üçüncü günü saat 18.00'a kadar kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir ve 650,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 650,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir itirazlarının olmadığını belirterek kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki süreleri, hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden erkeğin, kadına birden fazla fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiğinin anlaşıldığı, bu nedenle erkeğin, kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunun kabulü gerektiği ancak İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak verilen boşanma hükmü yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen boşanma hükmünün kesinleştiği, bu nedenle kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, ortak çocuğun idrak çağında olmadığı, anne yanında kaldığı, alınan sosyal inceleme raporunda velâyetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağının belirtildiği değerlendirildiğinde velâyetin anneye verilmesi kararının uygun olduğu, baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin sürelerinin babalık duygusunu tatmin bakımından yetersiz olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatlar ile miktarının az olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu gerekçesi ile kadının kusur tespiti, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının reddi, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarına ilişkin istinaf talepleri ile erkeğin kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden kadının 162 nci maddeye dayalı boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yararına aylık 1.000.00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk ile baba arasında; her ayın birinci ve üçüncü Cumartesi günü saat 10.00 ile Pazar günü saat 18.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 13.00 ile ertesi gün saat 18.00 arasında, her yıl sömestr tatilinin ilk haftası Pazartesi günü sabah saat 10.00'dan takip eden Pazartesi günü akşam saat 18.00'e kadar, her yıl Temmuz ayının birinci günü saat 10.00 ile on beşinci günü saat 18.00 arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir itirazlarının olmadığını, velâyeti anneye verilen ortak çocuğun her gün uzak mesafedeki okula gidip geldiğini, gittiği okulun köy okulu olduğunu, çocuğun eğitim durumunun etkileneceğini, velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, ayrıca düzenlenen kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu, yaz tatilinde en az bir ay kişisel ilişki kurulması gerektiğini, özellikle telefonla görüşme yönünden hüküm kurulması gerektiğini, evliliğin sona ermesinde kadının kusurlu olduğunu, bu nedenle hükmedilen maddî ve manevî tazminatların kaldırılması gerektiğini, ayrıca hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarının fahiş olduğunu, erkeğin daha önceki evliliğinden olan çocuğunun velâyetinin de erkekte olduğunu ve bu çocuğun bakımı ve eğitimi için olan giderleri tek başına karşıladığını belirterek kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğe yüklenen kusurların dosya kapsamına uygun olup olmadığı, velâyete ilişkin kararın dosya kapsamına ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki sürelerinin yeterli olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası verilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.