Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2966 E. 2023/6229 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur durumu ve kadına yoksulluk nafakası takdiri.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle boşanmalarına karar verilen tarafların, dosya kapsamından kusurlu bir davranışlarının ispatlanamaması, ancak kurulan boşanma hükmünün temyiz edilmeyerek kesinleşmesi ve kusuru bulunmayan kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1107 E., 2022/2356 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/449 E., 2019/1065 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini, aşağıladığını, son yıllarda takındığı tavırla evliliği çekilmez hale getirdiğini, ortak çocuklarının trafik kazası geçirmesinden sonraki süreçte evliliği bitirdiğini ve boşanmayı düşündüğünü açıkça söyleyerek eş ve çocuğu bırakarak İzmir'deki ortak haneye döndüğünü ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, ortak çocuğun yaşadığı trafik kazasından sonra çocuğun yanına gittiklerini, ihtiyaçlarını gidererek tedavisinde yanında olduğunu ancak sonrasında İzmir'deki ortak eve dönmek istediğini, kadının kendisi ile gelmediğini bildirerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, erkek için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin artık evliliğinin bittiğini ve boşanmayı düşündüğünü açıklayarak oğlunun yanından ayrıldığını ve tek başına İzmir ilindeki ortak evlerine döndüğünü ve akabinde ...’nın bazı günlük eşyalarını alabilmek amacı ile ortak evlerine geldiğinde, evin dış kapı kilidinin değiştirilmiş olduğunu fark ettiğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak nafaka ve manevî tazminat yönünden değerlendirme yapıldığı gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, manevî tazminatın ve nafakaların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü ve karşı davanın reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkekten, kadının dilekçesinde dayanmaması nedeniyle evin dış kapı kilidinin değiştirilmiş olması vakıasının kusur belirlemesinden çıkarıldığı ve kadına erkekle birlikte ortak ikametgahlarının bulunduğu İzmir iline gelmemek vakıasının kusur olarak yüklendiği, buna göre boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının manevi tazminat talebinin eşit kusur nedeniyle reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. ... kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, manevî tazminatın reddi ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve nafakaya süresiz olarak hükmedilmiş olması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile ödeme şekli ve miktarları, reddedilen manevî tazminat talebinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında, evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin boşanma iradesini kadına uygun şekilde ve kişilik haklarını zedelemeksizin söylemesinde ve ortak eve dönmek istemesinde erkek aleyhine kusurlu bir davranışın gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği gibi, trafik kazası geçiren çocuğunun yanında kalmak isteyen kadının eşi ile ortak eve dönmemesi vakıasının da kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Tarafların iddia ettiği diğer vakıalar ise dosya kapsamından ispatlanamamıştır. Bu durumda her iki taraftan da kaynaklanan boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranış sübut bulmadığından her iki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken davaların kabulü ile boşanmaya karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki her iki davada kurulan boşanma hükmü taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmayarak yanlışlığa değinilmekle yetinilmiş, kusur belirlemesi yönünden yapılan yanlışlığın giderilmesi ise yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve kusuru bulunmayan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve miktarı isabetli olduğundan sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin açıklandığı şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıda (2.) paragrafta açıklandığı şekilde DEĞİŞTİRİLEREK ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...