"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2196 E., 2023/131 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/558 E., 2021/333 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin karşı davası yönünden kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davalı karşı davacı erkeğin boşanma davasının ve tazminat taleplerinin reddine, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair, davalı karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkek ile aralarında sürekli tartışmalar olduğunu, 2017 yılından sonra olduğu mide ameliyatından sonra davalı erkeğin çalışmadığını, evin geçimini sağlamadığını, kendisine ve çocuklara hakaret ettiğini, kendisine bıçak çektiğini, davalı erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, babasının kendisine vurmaya çalıştığını, ailesinin kendisine hakaret ettiğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk Erva`nın velayetinin kendisine verilmesine, 700,00 TL tedbir nafakasının kendisine bağlanmasını talep etmiştir.
2. Davacı karşı davalı kadın vekili süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle davalı karşı davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, dava açtıktan sonra davacı karşı davalı kadının ortak çocukları göz önüne alarak tekrar şans verdiğini, ancak erkeğin ailesinin şiddet uygulamak istemesi, erkeğin bıçak çekmesi, sürekli hakaret, tehditler ve erkeğin annesinin evden kovması üzerine davacı karşı davalı kadının evden ayılmak zorunda kaldığını iddia ederek davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesine, 700,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının ve çocuklar için ayrı ayrı 400,00 TL tedbir-iştirak nafakasının davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, nafakaların Üfe oranında arttırılmasına, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, kusurlu olanın davacı kadın olduğunu, davacı kadının evine, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, çocukları arasında ayrım yaptığını, müvekkilinin ailesini istemediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin mide kanseri olması nedeni ile çalışamadığını, müvekkilinin en çok ihtiyaç duyduğu anda davacı kadının terk ettiğini, davacı kadının boşanma davası açtıktan sonra müvekkili ile aynı evde yaşamaya devam ettiğini, davacı kadının ortak çocuklara şiddet uyguladığını, davacı kadının müvekkilinin hastalığında yalnız bıraktığını, müvekkilini aşağıladığını, mahrem hayatlarını başkalarına anlattığını, 20.12.2019 tarihinde tarafların tartıştıklarını, davacı kadının müvekkilinin annesinin üzerine yürüdüğünü ve evi terk ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin babaya verilmesine, faizi ile 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin bir süre önce kanser hastalığına yakalandığı, tedavinin uzun bir süre devam ettiği, bu süreçte davalı karşı davacı erkeğin işten ayrılmak zorunda kaldığı, tarafların erkeğin ailesi ile aynı apartmanda altlı üstlü olarak oturdukları, ancak erkeğin tedavisinin uzun sürmesi nedeniyle kadının da geçici işlerde günübirlik çalışmaya başladığı, bu süreçte davacı karşı davalı kadının evin bakım ve temizliği ve çocukların bakımı ile ilgilenmediği, erkeğin çalışmaması nedeniyle "sen nasıl erkeksin, git çalış" şeklinde davalı karşı davacı erkeğe hakaret ettiği, erkeğin tedavisi ve taraflar arasında cinsel ilişki gerçekleşmemesi nedeniyle davacı karşı davalı kadının eşler arasında kalması gereken mahrem konuları eşinin akrabalarına anlattığı, davacı karşı davalı kadının boşanma davasını açmasından sonra taraflar arasında çıkan tartışma nedeniyle ev eşyalarına zarar vererek evden ayrıldığının anlaşıldığı ve davacı karşı davalı erkeğin bu yöndeki iddialarını ispat ettikleri kanaatine varıldığı, davacı karşı davalı kadının müşterek haneden boşanma davası açıldıktan sonra da aynı evde yaşamasının ekonomik nedenlerden kaynaklandığı davalı karşı davacı erkeği affetme anlamına gelmeyeceği, tüm dosya kapsamı, mevcut deliller ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacı karşı davalı kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğinin dosya kapsamından sabit olduğu, kusur belirlemesinde davacı karşı davalı kadının tam kusurlu, davalı karşı davacı erkeğin ise herhangi bir kusuru olduğunun ispatlanamadığı, davacı karşı davalı kadının dava dilekçesinde herhangi bir delile dayanmadığı, karşı dava ve cevap dilekçesinin tebliğinden sonra süresinde karşı davaya cevap ve asıl davaya cevaba cevap dilekçesi vermediği bu nedenle duruşmada beyanları alınan davacı karşı davalı kadın tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...`nın velayetinin davalı karşı davacı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Erva`nın velayetinin davacı karşı davalı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen 150,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocuk Erva lehine hükmedilen 100,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinletikten sonra 200,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, 8.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili; boşanma davalarının kamu düzenini ilgilendirdiğini, resen araştırma ilkesinin uygulandığını, dosya kapsamında hazır edilen ve duruşmada dinlenen tanıkların beyanlarının yok sayılarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı karşı davacı erkeğin ailesi ile tarafların altlı üstlü oturduklarını, erkek tanıklarının erkeğin hastalığı zamanında davalı karşı davacı erkekle ilgilendiğini söylediğini, davacı karşı davalı kadının evden kovuluğunu, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu belirterek reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, nafaka miktarları, erkeğin boşanma davasının kabulü ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili; davacı karşı davalı kadının yevmiye ile günlük işlerde çalıştığını, davalı karşı davacı erkeğin ise mide kanseri olduğu için çalışamadığını, hükmedilen nafakaların hatalı olduğunu, ortak çocuk Erva`nın velayetinin babaya verilmesi gerektiğini, tazminat miktarlarının da az olduğunu belirterek ortak çocuk Erva`nın velayeti, hükmedilen nafakalar ve tazminatların miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının boşanma davası açtıktan sonra tarafların tekrar barışarak evliliğe devam ettiklerinin tarafların karşılıklı dilekçelerinden anlaşıldığı, affedilen veya en azından hoşgörü ile karışlanan olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, boşanma davası açılmazdan evvel yaşanan olayların af kapsamında kalan olaylar olduğu, davacı kadına izafe edilen " davalının çalışmaması nedeniyle "sen nasıl erkeksin, git çalış" şeklinde davalıya hakaret ettiği, davalının tedavisi ve taraflar arasında cinsel ilişki gerçekleşmemesi nedeniyle davacı kadının eşler arasında kalması gereken mahrem konuları eşinin akrabalarına anlattığı" şeklindeki kusurların, af kapsamında kalan kusurlar olduğu, bu vakıaların kadına kusur olarak izafe edilmesinin doğru olmadığı, davacı kadına izafe edilen "davacının boşanma davasını açmasından sonra taraflar arasında çıkan tartışma nedeniyle ev eşyalarına zarar vererek evden ayrıldığı" şeklindeki kusur yönünden dinlenen tanıklar Zeliha ve Tunahan'ın beyanları ise görgüye dayalı beyanlar olmadığı, ev eşyalarının kadın tarafından kırıldığının usulünce kanıtlanmadığı, bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, davalı karşı davacı erkeğin, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı karşı davalı kadının kusurunun bulunduğunu kanıtlayamadığı, erkeğin boşanma davası yönünden de 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluşmadığı, davalı karşı davacı erkeğin de boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin karşı davası yönünden kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesisine, davalı karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair, davalı karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili, sadece karşı dava hakkında Bölge Adliye Mahkemesince hüküm kurulduğunu, müvekkilinin davalı karşı davacı erkek ve ailesinin müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin şiddet görüp evden kovulduğunu, hakkında dedikodu çıkarıldığını, müvekkili yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerektiğini belirterek reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili, tarafların boşanmalarına davacı karşı davalı kadının tek taraflı kusurları ile sebebiyet verdiğini, davacı karşı davalı kadının çocukları ve eşi ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşini ve eşinin ailesini benimseyemediğini, davacı karşı davalı kadının tam kusurlu olduğunun ispatlandığını, Bölge Adliye Mahkemesinin hatalı değerlendirme yaptığını, müvekkilinin davacı karşı davalı kadının kusurlarını affetmesi gibi bir hususun kabulünün mümkün olmadığını, kusurlu davranışlarına davacı karşı davalı kadının devam ettiğini, davalı karşı davacı erkeğin hastalığı ve % 70 engeli sebebi ile çalışamadığını, kadının ise seralarda yevmiye ile çalıştığını, nafaka hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar, ortak çocuk Erva`nın velayeti ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı karşı davacı erkeğin temyiz incelemesi aşamasında ölümü nedeni ile boşanma davalarının konusuz kalıp kalmadığı, evliliğin erkeğin ölümüyle sona erip ermediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 331 nci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası
3. Değerlendirme
Taraflar kararı temyiz ettikten sonra nüfus kaydına göre davalı karşı davacı erkeğin 08.03.2023 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu halde evlilik ölümle sona ermiş, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davaları konusuz kalmıştır. Mahkemece ölüm nedeniyle konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının konusuz kalan her iki boşanma davası hakkında karar verilmek üzere BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.