Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2985 E. 2023/6415 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların karşılıklı boşanma davasında, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak boşanma kararının doğru olup olmadığı ile tedbir nafakası miktarının uygunluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda taraflara kusur isnad edilemeyeceği ve bu nedenle her iki tarafın boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle verdiği karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1885 E., 2023/234 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/779 E., 2021/329 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- davacı kadın eşin tüm, ... erkeğin ise sair istinaf başvurusunun esastan reddine ,İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, evlilik birliğine uygun hareket etmediğini, evli olarak değil yalnız bir kişi olarak yaşadığını, eve geç saatlerde geldiğini ve nereye gittiğini söylemediğini, evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, evin temizliğini yapmadığını, evin bakımı için gereken özeni göstermediğini, aynı evde ayrı odalarda, birbirleri ile konuşmadan yabancı gibi yaşadıklarını, müvekkilinin sigara içilmemesi yönündeki hassasiyetine dikkat etmediğini, ev içinde sürekli sigara içtiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, pazar parası vermediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu beyan ederek erkeğin davasının reddi ile birleşen davanın kabulüne ile; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, kadın lehine 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, nafakanın her yıl ÜFE-TÜFE ortalaması oranında arttırılmasını, 60.000,00 TL manevî tazminata, dava tarihinden başlayacak faizi ile birlikte erkek eşten alınarak kadına verilmesini, mal rejimine ilişkin taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, erkek eşin, kadına evlilik birliği süresince fiziksel şiddet uyguladığı, "sen salaksın, malsın" şeklinde hakaret içerikli sözler söylediği, çalışmasına izin vermediği, dava açılmadan yaklaşık 7-8 yıl önce boşanmak istediğini ortak çocuk ...'a söylediği, kadını evden göndermek istediği, ortak çocuklara da fiziksel şiddet uyguladığı , erkeğin her ne kadar kadına yönelik birlik görevlerini yerine getirmediğini, doktorların izin vermemesine rağmen evde sigara içtiğini,kendisine haber vermeden evden çıktığını ve gece geç saatlerde geldiğini, dışarı çıkarken kendisinden izin almadığını iddia etse de, bu iddialarını ispatlayamadığını, kadının evde temizlik yapmadığını iddia etse de kadının bel rahatsızlığı olduğunu, bu nedenle temizlik yapamamasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu tüm bu nedenlerle kadına atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE katsayısısı oranında artırılmasına ve 20.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine mal rejiminin tasfiyesi davasının boşanma kararı kesinleştikten sonra tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediği ve ispat edilemediğini bu nedenle asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, tanık beyanlarının göz ardı edildiğini, kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını belirterek; erkeğin reddedilen boşanma davası, kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'i taleplerinin kabulü, yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, kadın yararına hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarının çok düşük kaldığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet, hakaret ve küfür eylemlerinin eskiden yaşandığını, eylemlerden sonra evlilik birliğinin devam ettiğini, kadının, erkeğin anılan kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olayların taraflara kusur olarak izafe edilemeyeceği, erkeğe kusur olarak izafe edilen; kadının çalışmasına izin vermemesi, çocuklara şiddet uygulaması ve kadını evden göndermek istediğine yönelik eylemlerin dilekçeler teatisi aşamasında vakıa olarak dayanılmadığı, tanık ifadelerinin de temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, sebep ve saiki açıklanmayan soyut nitelikte ve inandırıcı olmaktan uzak kendi kanaatlerini belirten izahlardan ibaret olduğ söz konusu eylemlerin de erkeğe kusur olarak yüklenmesinin mümkün olmadığı, kadının 2018 yılında boşanmak istediğini söylediği, özgürce gezmek istediğini beyan ettiği iddia edilmiş ise de; bu olayın da eski tarihli olup anılan sözden sonra evlilik birliğinin devam ettiği ayrıca kadının bel fıtığı olması nedeniyle ev işleri yapamamasının da kadına kusur olarak yüklenmemesinin isabetli olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda taraflara kusur izafe edilmediği, her iki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle; erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi yönünden kabulü ile gerekçede açıklandığı gibi düzeltilmesine, kadının kabul edilen davasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının davasının reddine , kadın için dava tarihinden itibaren 350,00 TL tedbir nafakasına daha önce 22.10.2020 tarihli ara kararla hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde hükmedilmesine, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine ve kadının tüm erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu başvuru dilekçesini aynen tekrar ederek müvekkilinin davasının ret edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve hatalı olduğunu belirterek kendi davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili ile erkek eşin, uzun süredir ortak konutta yalnız yaşadıklarını çünkü müvekkilinin eşiyle aynı çatı alında yaşamaya muhtaç olduğunu, kendi adına gelir ve mal varlığının bulunmadığını, müvekkilinin çektiği çileye karşı dava açılana kadar sessiz kalma sebebinin birlikte yaşamaya mecburiyetten kaynaklandığını, erkeğin banka kayıtlarının getirtilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, müvekkiline takdir edilen nafakanın çok düşük olduğunu, ekonomik sıkıntı yaşadığını belirterek; kendi davasının ve fer'î taleplerinin reddi ile tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılamadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçede ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...

...