"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1216 E., 2022/1826 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/159 E., 2022/260 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı yapılması davacı karşı davalı erkek vekili tarafından talep edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı karşı davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davalı karşı davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; birliğin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın, cevap ve karşı dava ile ikinci cevap dilekçesinde özetle, birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, erkeğin zina yaptığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi olmazsa 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 5.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, bu şiddetin emarelerinin tanıklarca görüldüğü, erkeğin Tinder uygulamasını kullandığına ilişkin ekran görüntüsünün tanık tarafından görüldüğü, eşine cinsel yolla bulaşan bir hastalık bulaştırdığı, erkeğin zina yaptığı sabit olmamakla birlikte bu eylemlerin bir bütün halinde değerlendirildiğinde erkeğin sadakatsiz olduğu, kadının kusurlu bir davranışının ispat edilemediği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının zina sebebine dayalı davasının reddine, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açtığı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 3.000,00'er TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 5.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihi itibari ile aylık 6.000,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde, aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararın 400.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğe kusur olarak verilen eylemlerin sabit olduğu, Kasım 2018'de taraflar arasında erkeğe başka bir kadından gelen mesaj üzerine yaşanan tartışma sonrası tarafların barıştığı, erkek tarafından iddia edilmiş ise de, erkeğin ibraz ettiği whatsapp mesajları dikkate alındığında taraflar arasında görüşmeler olmuş ise de, kadının affettiği sabit olmadığı, aksine problemin devam ettiği, kadının attığı mesajlarda erkeğe yönelik yaşanan olay nedeniyle tepki ve eleştirilerde bulunduğu, bunların da kadına kusur olarak verilemeyeceği, yine erkek tanıklarının geçmiş yıllara ait beyanlarında geçen olayların tarafların evliliğinin devam etmesi nedeniyle af en azından hoş görüyle karşılanan olaylar olmakla kadına kusur olarak verilemeyeceği, yine erkek tanığı .... ve ...'in beyanında geçen erkeğin kadına yönelik hakaretlerine ise, layihalar teaitisi aşamasında vakıa olarak dayanılmadığı dikkate alındığında kadına Mahkemece kusur verilmemesi doğru olduğu, bu haliyle Mahkemece belirlenen kusur durumu dosya kapsamına uygun olmakla erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiği, ortak çocuklarının yaşı, uzman raporu ve dosya kapsamı dikkate alındığında velâyetlerinin anneye verilmesi küçüklerin menfaatine olduğu gibi baba ile kurulan kişisel ilişki de küçüklerin menfaati ve içtihatlara uygun olduğu, kadın ve çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu gibi miktarı da tarafların ekonomik, sosyal durumu ve hakkaniyete uygun olduğu, ortak çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu gibi miktarı da tarafların ekonomik ve sosyal durumu, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve hakkaniyete uygun olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadın kusursuz ise de, üniversite mezunu olup yurt dışına gitmeleri nedeniyle çalışmaya ara veren kadının yargılama sırasında tekrar çalışmaya başladığı, işi ve aylık düzenli geliri olduğu bu haliyle yoksulluğa düşmeyeceği lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık boşanma davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi,182 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı davacı kadına, davacı davalı erkek tarafından bir hastalığın bulaştırıldığı hususun dosya kapsamı ile sabit olmadığı gibi erkeğin internet üzerinden başka kadınlarla uygunsuz görüşmeler yaptığı hususunda da soyut tanık beyanı dışında delil olmadığı nazara alındığında, erkeğe yüklenen sadakatsizlik kusurunun sabit olmadığı, buna karşın eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin yine de birliğin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'ye verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.