Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3021 E. 2023/6251 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında velayeti anneye verilen ortak çocuk için hükmedilen tedbir nafakası miktarının azlığı ve iştirak nafakasına hükmedilmemesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek tedbir nafakası miktarının az bulunduğu ve velayeti kendisine verilmeyen tarafın da çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma yükümlülüğü dikkate alınarak iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının tedbir ve iştirak nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/139 E., 2023/257 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/1056 E., 2021/647 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, babasının ve kardeşinin erkeği tehdit ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, birlik görevini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, hakaret ettiğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın tarafından Gebze 2. Aile Mahkemesinin 2015/792 Esas sayılı dosyası ile erkek aleyhine boşanma davası açıldığı, erkek vekili tarafından sunulan dilekçeyle kadın aleyhine işbu davanın konusunu oluşturan karşı davanın açıldığı, kadın tarafından sunulan 28.06.2016 havale tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiği, feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve erkek tarafından açılan işbu davanın konusun oluşturan karşı davanın işbu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedildiği, kadın tarafından 13.12.2016 tarihinde kararın temyiz edildiği ve Dairemizin 26.11.2018 tarih, 2017/1177 Esas, 2018/13527 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği ve kadının davası hakkında verilen kararın bu şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

2.Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadını ve kadının ailesine karşı küçük düşürücü davranışlar sergilediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadının annesine fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların boşanmalarına karar verilmesini, kadın yararına 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, annesinin erkeğin ailesine hakaret ettiği ve erkeğe vurduğu, bu olay sebebiyle ceza mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde ceza aldığı, bu olaydan sonra kadının, annesinin etkisi altında kaldığı ve ortak konuttan ayrıldığı, bir daha dönmediği, birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, davacı erkeğin tazminat talepleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, ziynet eşyası talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğu ve ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu, nafakaların her yıl ÜFE - TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek tedbir nafakasının miktarı ve iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile tedbir nafakasının miktarı ve iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine ilişkin boşanma istemine ilişkin olup uyuşmazlık ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, nafaka artışı konusunda karar verilmemesinin isabetli olup olmadığı ve ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 169 uncu, 182 nci, 185 inci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 2016 doğumlu ...'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen tedbir nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2.Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. Bu hususu hâkim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde yargılama sırasında doğan ve velâyeti temyiz edene verilen ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu hususta bir karar verilmemesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının tedbir nafakası miktarı ve iştirak nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir nafakası miktarı ve iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

...