Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3035 E. 2023/3225 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında edinilmiş mallara katılma rejimi tasfiyesi sonucu kadın tarafından açılan katılma alacağı ve değer artış payı ile erkek tarafından açılan katkı payı alacağı davalarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının birleşen davaya ilişkin temyiz talebinin miktar yönünden kesinlik sınırı altında kalması nedeniyle reddine, asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının ise taleple bağlılık ilkesine uygun karar verildiği, usuli kazanılmış hak ihlali bulunmadığı ve usul/hukuka aykırılık tespit edilmediği gerekçeleriyle reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/614 E., 2022/2579 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/147 E., 2021/931 K.

Taraflar arasındaki değer artış payı, katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın ... kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, 22.03.2023 tarihli ek kararla hükmedilen harç yönünden kararın düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden ve davalı-davacı erkek vekili tarafından asıl dava yönünden temyiz edilmekle; incelemenin duruşmalı olarak yapılması ... kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda ... kadın yönünden asıl davada reddedilen ve birleşen davada aleyhe hükmedilen miktarın duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ... kadın vekilinin duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

... kadın vekilinin birleşen dava yönünden temyiz dilekçesinin incelemesinde;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, davalı-davacı erkeğin açtığı birleşen dava yönünden, davac-davalı kadın aleyhine hükmedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 103.960,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkeğin açtığı birleşn dava yönünden ... kadın vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Taraf vekillerinin asıl dava yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. ... kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evlilik birliği içinde edindikleri 126 ada 1 parsel, 182 ada 15 parsel, 3397 ada 7 parsel sayılı kayıtlı taşınmazların davalı-davacı erkek adına kayıtlı olduğunu, müvekkili ve davalı adına İmar Bankasında bulunan mevduat hesaplarına Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nca (TMSF) el konulmasından sonra 2006 yılında Ziraat Bankasına yatırıldığını, davalının yatırılan paranın ortak hesap olmasından faydalanarak tüm parayı kendi hesabına geçirdiğini ve müvekkilinin bu paradan istifade etmelerini engellediğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile yarısının müvekkili adına tescilini, banka hesaplardaki mevduatların yarısının müvekkiline verilmesine talep etmiştir.

2. ... kadın vekili 19.10.2019 tarihli ıslah edilen dava dilekçesinde; katılma alacağına ilişkin davanın boşanma davasından tefrik edilerek başvurma ve nispi harcı tamamlanarak ayrı bir dava olarak görülmesi gerektiğini, dava dilekçesinde taşınmazların tapu kaydının iptali talep edilmiş ise de yerleşmiş içtihatlara göre ayni hak talep edilemeyeceğinden davayı ıslah ettiklerini belriterek taşınmazlar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 150.000,00 TL alacağın tahsilini; müvekkilinin miras bedelini ve tarafların çalışarak elde ettikleri gelirlerden yapılan tasarruflarla İmar Bankasına yatırılan paraların Ziraat Bankası hesaplarına ayrı ayrı aktarıldığını, ancak davalı-davacı erkeğin müvekkilinden aldığı vekâleti kullanarak tüm parayı kendi hesabında topladığını, banka hesabındaki paranın 1/2 si olan 267.609,83 TL üzerinden davayı ıslah ederek banka hesabı yönünden de fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 267.609,82 TL alacağın tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek cevap dilekçesinde; davanın boşanma davası ile birlikte açılamayacağını, tapu iptali ve tescil de talep edilemeyeceğini, mevduatların gerçek sahibinin annesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 02.11.2018 tarihli 2009/1446 Esas, 2018/1013 Karar sayılı kararı ile, 19.10.2017 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle; asıl davanın kabulüyle, 126 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 37.635,00 TL, 182 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden 28.226,00 TL, 3397 ada 7 parsel sayılı taşınmaz yönünden 22.452,00 TL, bankadaki paralar yönünden 385.574,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 473.887,00 TL katılma alacağı hakkı bulunduğu, ancak ıslah edilen ve dava dilekçesi ile talep edilip harcı tamamlanmış olan toplam miktarın 417.609,00 TL olduğu anlaşıldığından ve talepten fazlaya hüküm verilemeyeceğinden 417.609,00 TL katılma alacağının tahsiline; birleşen davanın kabulüyle, taşınmazlar yönünden toplam 103.960,00 TL katkı payı alacağının birleşen davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili tarafından birleşen dava yönünden ve davalı-davacı erkek vekili tarafından asıl dava yönünden istinaf edilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2021 tarihli ve 2019/522 Esas, 2021/209 Karar sayılı kararı ile, asıl davanın katılma alacağı, birleşen davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesinde hükme esas alınan 19.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda asıl davada taşınmazlar yönünden katılma alacağı, banka hesabı yönünden değer artış payı alacağı hesaplandığı, Mahkemece gerekçede banka hesabı yönünden değer artış payı olduğuna yönelik bir hukuk nitelendirme yapılamadan katılma alacağına yönelik gerekçe yazılarak karar verildiği; Mahkemenin 182 ada 15 parsel sayılı sayılı taşınmaz yönünden bilirkişi tarafından denkleştirme dikkate alınmadan karar verildiği, bilirkişi raporuna neden itibar edilmediğine yönelik gerekçe yazılmadığı, asıl davada talep miktarlarına göz ardı edilerek karar verildiği, Mahkemenin usulüne uygun ve denetime elverişli bir gerekçe yazmaması sebebiyle tarafların istinaf bavurusunun kabulüyle, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, tarafların tüm talepleri ve itirazları hakkında denetime elverişli ve kendi içinde çelişki oluşturulmayacak şekilde gerekçeli karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl konuda tasfiye konusu 126 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın 27.03.2009 tarihinde, 82 ada 15 parselde kayıtlı taşınmazın 08.05.2009 tarihinde ve 3397 ada 7 parselde kayıtlı taşınmazın 22.04.2009 tarihinde davalı-davacı erkek adına tescil edildiği, taşınmazların iktisap edildiği tarih edinilmiş mallara katılma rejimi sırasında olduğundan ... kadının katılma alacağı olduğu; tanık anlatımları, dosyaya sunulan evraklar, Mahkemece yaptırılan keşif ve karara esas alınan 25.10.2017 havale tarihli bilirkişi raporuna göre ... kadının 126 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden 18.817,57 TL, 182 ada 15 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden 14.113,18 ve 3397 ada 7 nolu parselde kayıtlı taşınmaz yönünden 22.452,66 TL katılma alacağının olduğu; bankadaki paralar yönünden talebin ise değer artış payı alacağı niteliğinde olduğu; tanık beyanları, tarafların UYAP entegrasyon ve SGK kayıtları, tarafların sosyal - ekonomik durum araştırması, karara esas alınan 25.10.2017 havale tarihli bilirkişi raporu ile dosyadaki evraklar dikkate alındığında bankadaki paralar nedeniyle değer artış payı alacağın talebinin kabulü ile 385.574,00 TL değer artış payı alacağının olduğu, talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden ıslah dilekçesinde talep edilen 267.609,82 TL değer artış payı alacağının kabulüne karar verilmesi gerektiği; birleşen davada tasfiye konusu taşınmazların 2002 yılından önce edinilmiş olduğu, 5309 ada 22 parselde kayıtlı taşınmazın 09.04.1992 tarihinde (işbu taşınmaz 23.12.02.2008 tarihinde davalı-davacı erkeğin vekâleten hareket ile annesine satış yaptığı, ... kadın tarafından açıları davanın yapılan yargılaması sonucunda tapunun iptali ile ... kadın adına tesçiline karar verildiği ve taşınmazın 08.08.2011 tarihinde hükmen ... kadın adına tescil edildiği), 827 parselde kayıtlı taşınmazın 12.03.1997 tarihinde (işbu taşınmazın 10.09.2009 tarihinde bizzat hareketle taşınmazın tamamının satıldığı) ve 2387 ada 4 parsel 4 nolu bağımsız bölümün 12.08.1993 tarihinde (işbu taşınmaz 23.12.02.2008 tarihinde davalı-davacı erkeğin vekâleten hareket ile annesine satış yaptığı, ... kadın tarafından açıları davanın yapılan yargılaması sonucunda tapunun iptali ile ... kadın adına tesçiline karar verildiği ve taşınmaz 08.08.2011 tarihinde hükmen ... kadın adına tescil edildiği) ... kadın adına tescil edildiği; ... kadın her ne kadar söz konusu taşınmazları babasından kalan miras parası ile aldığını ve kişisel malı olduğunu iddia etmiş ise de, davalı-davacı erkeğin tanıklarının anlatımlarında ... kadının tasfiye konusu edilmeyen başka bir taşınmazı miras parası ile aldığını belirttikleri, taşınmazların 1992,1993 ve 1997 tarihlerinde ayrı ayrı zamanlarda alınmış olmaları gözetilerek ... kadının kişisel malı olmadıkları ve tarafların birlikte tasarruf etmeleri sonucu evlilik birliği içerisinde alınmış mallardan oldukları, tarafların her ikisinin de matematik öğretmeni olarak çalışıyor bulunmaları ve davalı-davacı erkeğin gelirinin % 40'ı oranında katkıda bulunacağı, taşınmazların dava tarihi itibariyle belirlenen değerleri üzerinden karara esas alınan 25.10.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı-davacı erkeğin toplam 103.960,00 TL katkı payı alacağının olduğu, katkı payı alacağının 30.000,00 TL'lik kısmının dava, kalan kısmının ıslah tarihi olan (ıslah harcının yatırıldığı tarih olan) 09.11.2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüyle, 126 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden 18.817,57 TL, 182 ada 15 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden 14.113,18 TL, ve 3397 ada 7 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden 22.452,66 TL katılma alacağının; bankadaki paralar yönünden de 385.574,00 TL değer artış payı alacağının davalı tarafça davacı kadına ödenmesine ve fakat talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden ıslah dilekçesinde talep edilen 267.609,82 TL değer artış payı alacağının tahsiline; birleşen davanın kabulüyle taşınmazlar yönünden toplam 103.960,00 TL katkı payı alacağının 30.000,00 TL'lik kısmının dava, kalan kısmının ıslah tarihi olan (ıslah harcının yatırıldığı tarih olan) 09.11.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin kararı usul yönünden kaldırdığını, Mahkemece önceki karardan farklı bir karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece yeterli derecede araştırma yapılmadığını, birleşen davadaki taşınmazların müvekkilinin kişisel malı olduğunu, gerekçeli kararda faiz hususuna değinilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, davalı-davacı erkeğin tarafın kötü niyetli olduğunu, davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının bulunmadığını, taşınmazların müvekkiline annesinden miras yoluyla geçtiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-davacı vekili erkek vekili istinaf dilekçesinde; kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, banka hesabındaki paralar yönünden talebin, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından önce alınan hesap raporunda alacağın katılma alacağı olarak nitelendirilerek karar verildiğini, kaldırma kararında asıl davanın katılma alacağı olduğunun kesin olarak tespitinin yapıldığını, kaldırma kararından sonra taleple bağlılık ilkesi de ihlal edilerek değer artış payı alacağına hükmedildiğini, kararın hukuk dışı ve çelişkili olduğunu, ... kadının banka hesabındaki paralar talebinin vekâlet ilişkine dayalı talep olduğunu, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğunu, ayrıca her iki karar da esas alınan raporda sözkonusu paraların müvekkilinin kişisel parası olduğunun tespiti de gözönüne alındığında müvekkilinin kişisel paralarının da mal rejimin dışında tutulduğunun usul ve yasalarca malum olduğunu, kararın denetime elverişli olmadığını; asıl davadaki taşınmazların emekli ikramiyesi ve kişisel paraları ile alınan taşınmazın satışından elde edilen para ile alındığını, edinilmiş mal kabul edilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazlara ilişkin hükmün de usul hükümleriyle bağdaşmadığını, ... kadının dava dilekçesinde ayni istekte bulunduğunu, Mahkemece usulden ret kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam etmesinin hatalı olduğunu, ... kadının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını, 19.10.2009 tarihli ıslah dilekçesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, usulsüz ıslah dilekçesine itibar edilerek karar verildiğini, usuli kazanılmış haklarının da ihlal edildiğini, 25.10.2017 tarihli rapora ... kadın vekilinin itiraz etmediği, bu raporda belirlenen alacaktan fazlasına hükmedilemeyeceğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek taraflar vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adiye Mahkemesince 22.02.2023 tarihli ek kararla, hükmedilen harç yönünden kararın düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. ... kadın vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin kararı usul yönünden kaldırdığını, Mahkemece önceki karardan farklı bir karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece yeterli derecede araştırma yapılmadığını, birleşen davadaki taşınmazların müvekkilinin kişisel malı olduğunu, gerekçeli kararda faiz hususuna değinilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, davalı-davacı erkeğin tarafın kötü niyetli olduğunu, davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının bulunmadığını, taşınmazların müvekkiline annesinden miras yoluyla geçtiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, banka hesabındaki paralar yönünden talebin, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından önce alınan hesap raporunda alacağın katılma alacağı olarak nitelendirilerek karar verildiğini, kaldırma kararında asıl davanın katılma alacağı olduğunun kesin olarak tespitinin yapıldığını, kaldırma kararından sonra taleple bağlılık ilkesi de ihlal edilerek değer artış payı alacağına hükmedildiğini, kararın hukuk dışı ve çelişkili olduğunu, ... kadının banka hesabındaki paralar talebinin vekâlet ilişkine dayalı talep olduğunu, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğunu, ayrıca her iki karar da esas alınan raporda sözkonusu paraların müvekkilinin kişisel parası olduğunun tespiti de gözönüne alındığında müvekkilinin kişisel paralarının da mal rejimin dışında tutulduğunun usul ve yasalarca malum olduğunu, kararın denetime elverişli olmadığını; asıl davadaki taşınmazların emekli ikramiyesi ve kişisel paraları ile alınan taşınmazın satışından elde edilen para ile alındığını, edinilmiş mal kabul edilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazlara ilişkin hükmün de usul hükümleriyle bağdaşmadığını, ... kadının dava dilekçesinde ayni istekte bulunduğunu, Mahkemece usulden ret kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam etmesinin hatalı olduğunu, ... kadının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını, 19.10.2009 tarihli ıslah dilekçesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, usulsüz ıslah dilekçesine itibar edilerek karar verildiğini, usuli kazanılmış haklarının da ihlal edildiğini, 25.10.2017 tarihli rapora ... kadın vekilinin itiraz etmediği, bu raporda belirlenen alacaktan fazlasına hükmedilemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, talep, hukuki nitelendirme, ispat, ıslah, kişisel mal savunması, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, ... kadın vekilinin dava ve ıslah dilekçesinde faiz talebi bulunmadığına, talep dışında karar verilemeyeceğine, hukuki nitelendirme yapmanın ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemenin hakime ait olduğuna, taleple bağlı kalınarak karar verildiğine, usuli kazanılmış hakka aykırı karar verilmemiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. ... Kadın Vekilinin Birleşen Davaya Yönelik Temyizi Yönünden;

... kadın vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Taraf Vekillerinin Asıl Davaya Yönelik Temyizi Yönünden;

Taraf vekillerinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl dava yönünden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.